Subaylığında cephe cephe savaştı, siyasi yaşamında devrin zıt istikametinde rüzgara karşı yürüdü, ömrünün tamamında fikirleri uğrunda dimdik durdu…
Ulusal Kurtuluş Savaşı’mızın mihenk taşlarından biri olarak tarihteki unutulmaz yerini aldı.
“Nutuk”…
Şahit.
Miralay Halit Akmansü “olmasaydı”, Milli Mücadele henüz emekleme aşmasındayken, emperyalist destekli ayaklanmalar sonucunda tarih sahnesine hiç çıkamadan zincire vurulabilirdi…
Tarihe, tam kavşak noktasında rota çizenlerdendi.
Milli Mücadele’nin her aşamasında cephe cephe savaştı, yeri geldi işi yokuşa süren komuta kademesine karşı da mücadele verdi, kurtuluş uğrunda “asker” oldu…
Aklı da “pekti”, yüreği de.
(Osmanlı’nın son döneminden başlayarak Türkiye Cumhuriyeti’ne uzanan sarp yolda, kah at sırtında kah yaya, cephe cephe savaşan askerlerimize şükran duygularımızı her daim eksiksiz sunmalıyız…
Olmasalardı, bugün yine olurduk da, kim bilir nasıl olurduk?)
Büyük Taarruz’da görev aldı…
Mağlubiyeti kabullenen ve kendi vatanına kaçmaktansa can güvenliğini Türk ordusuna sığınmakta bulan Yunan kuvvetlerinin başkomutanı NikolaosTrikopos’i teslim alan “komutan” olarak tarihe geçti.
Tarih “2 Eylül 1922″…
99 yıl önce bugün.
Zafer kazanıldı…
Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün isteği ile siyasete girdi, 2’ncidönem Kastamonu milletvekili oldu, iktidar ile fikir ayrılığına düştü, “Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası” (TPCF) safına katıldı, zor yıllardı, “İzmir suikasti” patlak verdi, TPCF kadrolarıİstiklal Mahkemesi karşısına çıkarıldılar, Miralay Halit Akmansü hakkında adli ve hukuki soruşturma yapılmadı.
(Miralay Halit Akmansü’nün neden kovuşturma harici tutulduğuna tarihçiler henüz net bir sebep gösterebilmiş değiller…
Akmansü’nün Milli Mücadele’de verdiği büyük emek karşısında iktidar tarafından gösterilen vefa olarak değerlendirmek
lazım belki de?)
Siyasetten koptu…
Sonraki yıllarda CHP safında yeniden siyasete girmesi yönündeki davetleri ya da kamuda iş tekliflerini reddetti.
Geçim sıkıntısı çekti…
Şikayet etmedi.
Fikri uğruna bir kahraman olarak yaşadı…
İstanbul’da 1953 yılında ebediyete intikal etti.
Kastamonu’ya tarih sahnesine nam ve şan veren kahramanlardan biridir Miralay Halit Akmansü…
“Cennet mekan”.
Not: Doğaya yenildik…
İlk homurtusunda “aklımız çıkıyor”.
“Deprem” korkusu gediklimizdi…
“Yağmur” korkusu eklendi.
(Meteoroloji uzmanlarının uyarısı ardından Merkez ilçede dün sabahki “zindan hava, yağmur ve ardı ardına gök gürlemesi” aklımızı yeniden başımıza getirdi…
Sığınacak saçak altı aradık.)
“Yağsa”…
Korkuyoruz.
“Yağmasa”…
Korkuyoruz.
İnsan, insan karşısında “namağlup”…
Doğa karşısında “mağlup”.
Yaralarımıza tütün basmadan…
“Tuz basar” korkusu ensemizde.
Doğa ile “dost” olmaktan başka çaremiz yok…
Bükemediğimiz bileği öpelim.
MUSTAFA AFACAN