Geçtiğimiz hafta spor salonunda oynanan liseler arası müsabaka esnasında yaşanan öğrenci kavgasında yaralanan öğrencinin bıçaklanmadığı, etraftaki mermer kırıntıları sonucu söz konusu yarayı aldığı açıklandı yetkililer tarafından…
Yüreklere su serpen bir açıklama kuşkusuz, rahat olun veliler, liselerimizde asayiş berkemal.
İtiş kakış sırasında kırık mermer parçasına denk gelmiş öğrencinin vücudu, anlaşılan mermerin kırığı da kırıkmış hani, bıçak tesiri yapmış, tutulan tüm raporlar değişecek bir bir, işe gazete haberinden başlamanın lazım geleceğini düşünerek evvela kendi yazıma ilişkin düzeltmeyi yapmayı sorumluluk bildim…
Suç aleti bıçak değil, mermer.
Maarif camiasını işaret ederek geçen hafta sonu yazdığım “Kifayetsiz idareciler” başlıklı yazımla eş cüssede haberdar etmek istedim “mermer” meselesinden hem de…
Ortada bıçaklama olmadığına göre maarif idarecilerinin tekmili birden “kifayetli”.
Mermer çiziği olduğuna göre öğrencinin yarası…
Liselerimizde şiddet, alkol, tütün, uyuşturucu vesair yok, pirupak.
Söz konusu yaralama olayında maarif camiasının zerre kusuru olmadığına göre, dosyayı kapatmak için bir kabahatli bulmak gerekirse, inşaat mühendislerini, mimarları, usta, kalfa ve ameleleri okka altına getirebiliriz bir ihtimal…
Nasıl spor salonu yaptılarsa, can güvenliği yok.
Çocuk bu düşe kalka büyüyecek illaki…
Aman mermerlere dikkat edelim.
Not: “Kastamonu’da ipek”…
Konu başlığımız bu.
1800’lü yılların sonunda Taşköprü ve Merkez ilçede, Gökırmak vadisinde dut fidanları dağıttı Valilik, ipekböcekçiliğine altyapı sağlamak için, ipekböceğinin besini dut yaprağı malum…
Araştırmacı Ata Erdoğdu’dan aldım bu bilgiyi.
Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı tarafından ipekböceği uygulama illeri arasına katıldık yakın tarihte, toplam 60 vilayet…
İnebolu Gıda, Tarım ve Hayvancılık İl Müdürlüğü 5 yıl önce İnebolu’da ipekböcekçiliğini yaygınlaştırmak amacıyla girişimde bulundu, 10 çiftçiye ipekböceği dağıttı. Yapılan değerlendirmede kısa sürede bin 500-2 bin lira değerinde koza üretilebileceği kaydedilerek, “Üretilen kozanın kilogramı Kozabilirlik’e 25 liradan satılabilir. Ayrıca kilogram başına 20 lira devlet desteği sağlanıyor. Dut yaprağından başka bir şey yemeyen ipekböceğinin yetiştiriciliği için İnebolu’nun özellikle sahile yakın bölgeleri iklim olarak gayet müsaittir. Sonbaharda dut fidanı da temin ederek ipekböceği yetiştiren vatandaşlarımıza dağıtacağız” denildi.
Projenin akıbetini bilmiyorum…
Hayırlara vesile olmuştur kuşkusuz.
2014 yılına ilişki bir TÜİK verisi var ipekböcekçiliği ve ipek üretimi namına…
“Diyarbakır 47,7 ton ile ilk sırada yer alırken, Diyarbakır’ı 19 ton ile Antalya, 11,8 ton ile Bilecik, 8,6 ton ile Ankara takip ediyor. Diğer iller ise şöyle: Sakarya 6,4 ton, Bolu 6,2 ton, İzmir 5,2 ton, Bursa 4,6 ton, Eskişehir 4,5 ton, Muğla 4,2 ton, Batman, Aydın, Hatay, Balıkesir, Çanakkale, Manisa, Adana, Kocaeli, İstanbul, Kastamonu, Kütahya, Denizli, Düzce ve Konya’da ise toplam 3,3 ton üretim gerçekleşiyor.”
14 ve 15’inci yüzyılda Bursa’da üretilen ipeğin Kastamonu yoluyla Karadeniz’e açıldığına dair iddia var…
Amasya ve Tokat o dönemin ipek üretim merkezlerinden biri.
Varmak istediğim asıl mevzu ise Kastamonu’da 1909 yılında kurulan “Terakki-i Ziraiye Şirket-i Osmaniyesi” isimli şirket…
İpek kozası üretmek amacıyla kuruldu.
- Meşrutiyet ile birlikte ilimizde kurulan 3’üncü şirketin esas amacının ipek kozası olması, o dönemde ilimizde ipekböcekçiliği ve ipek üretimi namına kayda değer bir potansiyel ve ilgi olduğunu gözler önüne seriyor…
Şirketin ömrü kısa olmuş ne var ki.
(Değerli hemşerimiz Mustafa Eski’nin 2004 yılında çıkardığı “Kastamonu Bankası T.A.Ş.” isimli kitabını okumanızı öneririm…
Yukarıdaki şirket bilgisini bu kitaptan aldım, daha neler var neler.)
İlgililerin katkıları ile Kastamonu’da ipekböcekçiliği ve ipek üretimi üzerine yazmayı sürdürmeyi hedefliyorum…
Katkı olmazsa nokta.