Tarım ve Orman Bakanı Vahit Kirişçi, Bozkurt’ta yaptığı incelemelerin ardından yaptığı açıklamada, “Geçtiğimiz yıl derenin genişliği 28 metreydi, şu an 72 metreye ve servis yollarıyla beraber 85 metre genişliğe çıkarılmış durumda. En kısa sürede Bozkurt’taki çalışmalarımızı bitirmiş olacağız” dedi.
Bakan Kirişci, Zonguldak ve Kastamonu’da selden etkilenen tarım alanlarında meydana gelen hasar için tespit çalışmalarının hızla devam ettiğini dile getiren Kirişci, sonrasında zararların karşılanması için gerekli çalışmaların yapılacağını belirtti.
İklim değişikliği nedeniyle üreticilerin sel gibi felaketlerle karşı karşıya kalabildiğine işaret eden Kirişci, bu tür durumlarda zararın azaltılması için üreticilerin tarım sigortası yaptırması gerektiğini vurguladı.
Bakan Kirişci, Bozkurt’ta da derenin genişletilmesi için çalışmaların devam ettiğine dikkati çekerek, “Burada derenin genişletilmesi için Devlet Su İşleri marifetiyle yürütülen bir çalışma var. Geçtiğimiz yıl derenin genişliği 28 metreydi, şu an 72 metreye ve servis yollarıyla beraber 85 metre genişliğe çıkarılmış durumda. En kısa sürede Bozkurt’taki çalışmalarımızı bitirmiş olacağız. İnşallah servis ve yürüyüş yollarıyla güzel bir Bozkurt inşa etmiş olacağız.” diye konuştu.
Bozkurt’ta geçen yıl zarar gören köprüyü yayalar için tekrar yapacaklarını belirten Kirişci, ayrıca ulaşım için iki köprü daha yapacaklarını belirtti.
Bakan Vahit Kirişçi, Habertürk canlı yayınında ise şu değerlendirmeyi yaptı:
“Türkiye’de ve özellikle de bu bölgede 3 ay boyunca bu kış en sert şekilde yaşandı. 3 metreye kadar kar yağışının olduğu ifade edildi. Karlar havanın ısınmasıyla birlikte de su halini alıyor. İkinci olarak da bu yıl yağışlar 45 gün öne çekildi. Bu bizim her halükarda teyakkuzda olmamızı gerektiriyor. Buna bir takvim vermek adeta imkânsız hale geldi. Şu anda mesela Ezine deresinde geçtiğimiz yıla göre çok çok fazla bir yağış görüldü. 8 saat gibi kümelenmiş bir zaman aralığında yağış yaşandı. Eğer derede yapılan çalışmalar olmasaydı daha büyük bir felaket yaşanabilirdi. Şu aşamada Meteoroloji’nin yeni bir sel uyarısı olmadı. Ama hepimiz 25 Haziran’daki uyarıyla birlikte teyakkuza geçtik. Burada iş yerleri hasar alan esnafın da zararları karşılanacak. Zonguldak’a göre Kastamonu’da ise yol ve köprü gibi alanlarda zararlar fazla.
Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı ve Tarım ve Orman Bakanlığı ile birlikle bu çalışmalara daha çok önem vermemiz gerektiği noktasına geldik. Bu çalışmaları ilgili genel müdürlüğümüz yaptı, yapmaya da devam ediyor. Ama bizim bu kentleşmeyle ilgili, şehirleşmeyle ilgili, imarla ilgili bu konularda da çok daha dikkatli ve özenli olmamız gerekir. Mesela karşıda orman var. Neredeyse ormanla iç içe geçmiş bir yerleşim yeri var. Normalde bizim Orman Genel Müdürlüğü olarak mesuliyetimiz, orman alanlarını korumaktır. Yerleşim yerleri de bizim koruma görevimiz değil aslında. Burada yerel yönetimler var, yerel yönetimlerin bunları yapması gerekiyor. Ama mesela bu yerleşim yerleri belirlenirken ormanla bu yerleşim yerleri arasında bir kuşağın dahi olmaması bir eksikliktir. Son Marmaris yangınında da bir kez daha bunu gözlemledik. Bu konulara ilişkin de Sayın Cumhurbaşkanımıza bunları arz edip devamında da bunlarla ilgili mevzuat düzenlemelerinin bir an önce yapılması kanaati bizlerde oluştu. Artık Türkiye küresel ısınma, iklim değişimi adına ne derseniz deyin, bunlarla yüzleşmek durumunda. Tıpkı 1999 Marmara Depremi’nde bir deprem ülkesi olduğumuz gerçeğini kabul ettiği gibi. Yani biz sellerle, taşkınlarla ve orman yangınlarıyla iç içe olacağız. Ama bunların gereğini yapmamız gerekir. Verebilecekleri hasarları etkileri de en aza indirmemiz gerekir. Gerekirse de öncesinde birtakım eylemlerde bulunmak gerekir.”