Bayram, seyran, festival, şenlik, yıllık izin, istirahat, kafa dağıtma, dertleri halı altına süpürmek namına ne varsa hepsi geride kaldı, yaz tatili bitti, sonbahar koşturmacısı başladı, gerçeklerle yüzleşme vakti, acı bir bilanço bekliyor vatandaşı…
Yapay gündemlerin yerine tencereye giren patatesin acı faturası bugünden itibaren cümleten vatandaşa.
Deniz bitti…
Yeni baştan damlaya damlaya göl olmaya.
Devlet yatırımları stop, bütçe sığ, yerel yönetimlerin borç gırtlağında, sanayici dar boğazda, esnaf zil, çiftçi perişan, memur son raddesinde, işçi borçlu, işsizlere Allah yardım ede…
Üretim fena, tüketim rafa.
İthalata dayalı temel ihtiyaç maddeleri alev aldı, doğalgaza sadece son 32 günde gelen fiyat “güncellemesi” yüzde 28.63…
Talaş sobası mı reva?
Elektrikteki fiyat güncellemesinin ucunu kaybettik zaten…
Enerjiye döktüğümüz para heba.
(Bu ay vatandaşın başı elbet çok ağrıyacak ama devlet namına da kritik bir ay, “Büyüme, enflasyon, bütçe ve ihracat rakamları” açıklanacak çünkü…
Şapka düşecek, bakalım ortaya ne çıka?)
Kastamonu’yu ne günler bekliyor?..
Vatandaşın mutfağında çorbanın kaynamasından sanayicinin fabrikasında doğalgaz faturasının ödenmesine, esnafın çarkının az çok dönmesinden emekçinin evine ekmek götürmesine kadar Kastamonu’nun hali ne ola?
Aşını ve işini yarım asırdan fazladır devletten bekleyegelen Kastamonu’nun acil dönüşümlere ihtiyacı olduğu gerçeğinin bir an önce farkına varalım…
Mevcut gidişle duvara toslaya.
Silkinelim…
Günler su gibi aka.
Siyasetin top çeviren gündemlerden kurtulup vatandaşı asıl ilgilendiren ekonomiye odaklanması ve meslek odalarının tribünden bir an önce sahaya inmesi lazım gele…
Ekonomideki çatlak sosyal anlamda toplumu batıra.
Eylül ayı dert ayı…
Garip gurebaya Allah yardımcı ola.
- ••
Vakıflar’a kurum içi atama mı?
Efsane Bölge Müdürü hemşerimiz Yavuz Yücebıyık’ın emekliye ayrılmasından ardından gözler Vakıflar Bölge Müdürlüğü koltuğuna kimin oturacağına döndü…
Talipler epey fazla.
İl siyaseti ne ölçüde sürece müdahil olmaya çalıştı muallak…
Vakıflar Genel Müdürü’nün kurum içinden bir atama yapacağına dair iddialar var, koltuğun yeni sahibi Ankara’dan bir bürokrat olacak büyük olasılık, isim yukarıya verilmiş.
Kim gelirse gelsin Yücebıyık’ın yeri dolar mı elbet dolmaz…
Gecesini gündüzüne kattı, yerine göre kelle koltukta çalıştı, siyasetin gözdesi olmak gayretine düşmedi, neyse o oldu, yeni nesilde nerede böylesi hasletler?
- ••
Not:
30 Ağustos Zafer Bayramı için Cumhuriyet Meydanı’na kurulan protokol tribünü törenin ardından yerinden kaldırılmadı; Cuma, Cumartesi, Pazar öylece “hayalet” gibi durdu…
Tentesi söküldü, demir aksamına dokunulmadı, kamu tatilde.
Bari tente de duraydı…
Kavun karpuz satılırdı altında.
********************************
Zamana ihtiyaç var
Adeta “olmak ya da olmamak” sezonuna çıkıldığını yöneticiler bizzat açıkladılar, ya minimum kaynakla maksimum sonuç elde edilecek yahut ne emekle tırmanılan 2’nci ligden gerisin geriye alt liglere düşülecek…
Kastamonuspor 1966 cümle Kastamonu’nun kulübü, başarısı binlerce hemşerimizin mutluluğu, tökezlemesi cümlemizin kederi.
Ne kişilerin ne de devrin…
Senin, benim, bizim, hepimizin kulübü.
Sezonun ilk maçında takım iyi onamadı, kulübe seyretti, yönetim stresliydi…
Asıl daha önemlisi ise camianın diğer bileşenleri ilk sınavda çaktı, seyirci azdı, kulağa dokunur tezahürat bile olmadı, kulübün Kastamonu’yu temsil ettiğine delalet protokol katılımı yoktu, sadece Belediye Başkanı maçı izledi, nedir geri kalan protokolün tepkisi?
Ritmini ne fizik ne de fikren tutturamayan ekipler için sezonun ilk sınavını kendi evinde kaybetmek hayırlıdır, şapkayı önüne koyup düşünme fırsatıdır, eksikleri görmek ve ilk haftadan silkinme olanağıdır…
Tüm Kastamonu olarak oturup bir güzel düşünelim.
Çıkmak zor…
Düşmek kolay.