Çok güzel bir başarı hikayesi okudum, merakım artınca da inceledim. Merakımı giderecek sorular sordum.
Ülkemiz futbolu için benzer bir karşılığı yok.
Eğer olsaydı!
Altını doldurmalarına gerek yok, büyük oranda en önemli kriterin ikili ilişkiler ile görev alınan ülke futbolumuzda, planlamasını dahi gösteremeyen kişilerin yönetiminde, gerçek emekçilere sabır diliyorum.
Birbirini tekrarlayan işler tesadüf olabilir mi ?
Tabii ki hayır !
Güzel işlere pislik bulaştırma hastalığı olanların eğitimsizliği bir tarafa, yaşam boyunca öğrenci olunması gerekirken, öğrenci dâhi olmadan hüküm verenlerin biraz olsun zihnini açalım mı?
Sevilla FC, 2000’lerin başında büyük bir ekonomik krize girdi, hatta küme düştüler.
“Hazır kriz var, neden fırsata çevirmiyorum” diye düşündü kulüp… Öyle birkaç senede yapmadı ama bunu, 10 senede sırasıyla dizerek getirdi.
“10 senede kim bekleyecek canım, benim bir arkadaşım var o gelsin”demediler. Seçilen kişinin, yani Monchi’nin bilgisinden emindiler. Onunla devam ettiler.
DaniAlves, Adriyano, İvan Rakitic, Vidal, Bamdista, Gamero, Keita, bunları 1 milyon Euro’nun altına alıp, milyonlarca Euro’ya sattılar.
“Ne olacak ki canım? Onları bende satardım” diyenleri duyuyormusunuz?
Sevilla FC,DaniAlves’i adı bilinmeyen Bahya diye bir takımdan 800 bin Euro’ya transfer etti. Yedi yıl boyunca en iyi şekilde performans aldı, 42 milyon karşılığında Barcelona ya sattı.
“O senin dediğin tesadüftür canım”…
Ramos’u 27 milyon, Reyes’i 30 milyon, CesusNavas’ı 20 milyon Euro’ya sattı ve ekledi…
“Zengin bir kulüpseniz bu rakamlara oyuncu alabilirsiniz, fakat değilseniz bunu yapmak zorundasınız” dedi.
Tesadüf olmadığını anlayan halk şaşkın! Hem de haset, birde fesat.
O bunu Romadada yaptı: Muhammet Salah, Rudiger, AndroPeledes i toplam 100.milyon Euro’ya sattı, yerlerine ise Cengiz Ünder, Cesus, Pelegriniyi aldı. Uzun bir aradan sonrada Roma transferden kâr etmeyi başardı.
Halk ‘imparator’ diyerek sokaklara döküldü ama bunu nasıl yaptı diye sormazdı. Fırsatını bulduğu anda yuhalayacaktı.
Tesadüf olma ihtimali hiç yok, çünkü kişi aynı tekrarları çalıştığı tüm kulüplerde yapabiliyor.
Onlarca kulüp peşindeyken o Sevilla’yı tercih etti, çünkü hem İspanyol hemde ilk göz ağrısıydı Sevilla.
Sevilla’ya geldiğinde ilk tespitini diyeyimmi?Yapılan transferlerin %15 oynamadığını belirtti. “Bu, paramızın yüzde 15’i çöpe gidiyor demek” diye ekledi ve dersini iyi çalıştı. 12 milyon Euro’nun çöpe gitmesini engelledi ve bunu yüzde 5’lere çekmeyi başardı. Çok iyi transferler çok iyi satışlarla kulüplerin büyümesine neden oldu.
Finansal olarak başarılıydı fakat bunu sportif olarak da başarmalıydı ki yapılan iş taçlanmış olsun.
Sevilla’yı diğerlerinden ayıransa hem finansal hem sportif başarıdır.
Son 10 yılda 6 UEFA kupası, finaller, yarı finaller,Kral Kupası, Süper Kupa, İspanya Süper Kupası birbirini takip etti.
Monchi’nin çalıştığı takımların son başarılarına bir bakın; buda size ev ödevi olsun.
ONUR BEŞEL