Ramazan ayı geçti, 17 gün “tam kapanma” geçti, Ramazan Bayramı geçti, esnafın imiğine son bir küsur yıldır çelik halat misali dolanan ve her geçen gün daha beter sıktıkça sıkan“geçim sıkıntısı”ise “geçmedi”…
Geçeceği de yok.
Selçuklu’dan başlayıp Osmanlı ile süren ve Cumhuriyet ile taçlanan “Anadolu Medeniyeti” asıl anlamda “ahi” temelli değil midir?..
Ahi ırmağı “kurudu”.
Sahip olduğu ve yaydığı “kültür” ile yerleşimlere şehir “dedirten” esnaf değil midir?..
Esnaftan “ses yok”.
Ne badireler geldi geçti de belediye yardım kolilerine hiç muhatap olmuş muydu esnaf?..
Veren eldi, alan el oldu.
Çağın ticari gelişmeleri ve mesleki birlikteliğinin zayıflığı dolayısıyla zaten “nesli” tükenmekteydi…
Pandemi, tabureye “tekme attı”.
Gururlu insandır esnaf…
Sorsan “kızılcık şerbeti içtim” der.
Not:“19 Mayıs Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı” ismi, “Gençlik Haftası” ibaresinin altında kalacak mıydı?..
“Kaldı”.
İşgal altındaki bir vatanın emperyalist zinciri kırmaya yeltendiği günün “anlam ve önemi” dilden çıkarılıp da, yerini sportif etkinlik“ planlarına” bırakacak mıydı?..
“Bıraktı”.
“Bayram” bile değil ne ismi ne de cismi?..
“15-20 Mayıs tarihleri arasında kutlanacak Gençlik Haftası”.
(Bayramlar şehirlerde “il müdürü” tensiplerinde kutlanıyor nicedir…
Vali ve belediye başkanı “misafir”.)
“19 Mayıs” nasıl anılacak?..
“Atletizm, okçuluk, voleybol, stant açılışı, satranç, paten, bisiklet, toplu İstiklal Marşı okunması” etkinlikleri ile.
“Bandırma Vapuru” nerede?..
“Battı”.
(Bugün “17 Mayıs 1919”…
Mustafa Kemal Paşa İnebolu’daydı.
Samsun Valiliği web sayfasından alalım havadisi…
“Mustafa Kemal Paşa ile Samsun’a çıkanlardan Hüsrev Gerede de hatıralarında, Samsun yolculuğu ile ilgili şu bilgileri vermektedir. ‘17 Mayıs 1919, hava kötü. Hep yataklardayız. Mitralyöz Arif, Dr. Refik, Topçu Kemal, bir kamaradayız. Kamaramız vahşi hayvan kamarasına benziyor. Ara sıra başımızı kaldırıp birkaç kelime konuşuyoruz. 9.30 sıralarında İnebolu’ya yanaştık. Fakat 17-18 Mayıs gecesini pek fena geçirdik. 18 Mayıs öğleüstü Sinop Limanı’na girdik. Çok şükür sallantı kesildi. Yataklardan fırladık. Tıraş olduk, yıkandık, güvertede hava aldık, güneşlendik Dr. Refik’in nane suyu aklımızı başımıza getirdi. Saat 3’te vapurda bizimle gelip karaya çıkan Liva Mutasarrıfı Mazhar Tevfik Bey, Sinop’tan bize İzmir’in işgali ile ilgili yazılı bilgi getirdi. 13 Mayıs’tan beri İzmir’in işgal olunacağına dair belirtiler görülmeye başlamış, Redd-i İlhak girişimi canlanmış ve 15 Mayıs’ta işgal başlamış. İzmir’deki çatışmadan sonra Yunan birlikleri şehri terk etmek zorunda kalmışlar.’”
MUSTAFA AFACAN