Geçen hafta eski valilerimizden Sayın Enis Yeter Bey’le güzel bir sohbet yaptık, geçmiş günleri konuştuk. Olaylara tanıklık etmek güzel bir duygu. Görev esnasında kendisiyle sık sık görüştüğüm idarecilerden biriydi. Yönetim anlayışını, ileriye dönük fikirlerini ve bilhassa kültüre yaklaşımını her zaman takdir etmişimdir.
Valiler, iller için çok önemlidir. Makamda oturup gününü gün eden, etliye sütlüye pek karışmayanlar olduğu gibi, etkin icraat yapanlar da vardır. Siyaset valiler üzerinde etkili oluyor. İşler çok iyi giderken, iktidar partisinin veya muhteris kişilerin hukuka, vicdana uymayan bir isteğini yerine getirmezseniz yıldızınız hemen kayıyor. Tek parti veya çok partili dönem hiç fark etmez, bunun örnekleri her yerde vardır.
Tanzimat’tan bu tarafa ilimizde görev yapan valilerin bazıları somut eserleriyle iz bırakmış. Abdurrahman Paşa bunların başında gelir. Eski Lise binası, Askerlik Dairesi, Kültür Merkezi ve Saat Kulesi onun eserleridir. Aynı şekilde vilayet binası da Enis Paşa zamanında yapılmıştır.
Yakın döneme bakıldığında, 1960 ihtilali sonrası görev yapan Necdet Yalçın şehrin imarında önemli çalışmalara imza atmıştır. Merkezden Olukbaşı yönüne giden her iki caddenin genişletilmesi, Nasrullah Meydanı’nın ortaya çıkarılması, Plevne ve Yalçın caddelerinin bugünkü şekliyle açılması onun zamanında olmuştur.
Enis Bey 1997 yılı Eylül ortasında göreve geldi. Her vali gibi o da devletin bilinen, rutin çalışmalarını yürüttü. Ancak sıra dışı işler, onu diğerlerinden ayırır; eski konakların, hanların onarımı ve turizme kazandırılması gibi. Belki basit görünebilir ama Münire Medresesi’ne işlev kazandırması bile şehrin sosyal hayatına ciddi bir hareket getirmiştir.
Eski evlerin restore çalışmaları Saylav sokaktaki Cumhuriyet Evi ile başlamış ve devam etmiştir. Fikrî anlamda katkım olduğu için söylüyorum; Kırkodalı ve Toprakçılar Konağı’nın restoresi çok önemlidir. Kastamonu’da konak işletmeciliğini profesyonel anlamda ilk kez Sayın Gülsen Kırbaş hanım Toprakçılar’da başlattı, şimdi Uğurlu Konağı ile devam ediyor.
Kaya mezarının önündeki parkın açılması ve oradaki evlerin istimlaki Enis Bey’in döneminde yapıldı. Görevde kalsaydı Ketenoğlu ailesine ait konağı da kamulaştıracaktı.
Enis Bey; kömür deposunun olduğu yerde Vedat Tek Kültür Merkezi’ni ve tenis kortlarını kurarak turizmin hizmetine sundu. Bugün orada Şapka Müzesi, otel, lokanta var; sanat ve spor çalışmaları da yapılıyor.
Botanik Bahçesi geleceğe dönük önemli bir proje idi, kendi haline bırakıldı. Kültür Köyü projesi kadük kaldı. “Devlette devamlılık esastır” derler ama pek inandırıcı değil. Gelen valiler, seleflerinin başlattığı güzel işleri devam ettirmiyorlar. İstiyorlar ki her şey kendi dönemleriyle başlamış olsun. Bunlardan Kültür Köyü’ne, şimdi Öğretmen Evi’nin bir bölümü taşındı, spor alanları da yapılacakmış. Gördüğüm kadarıyla burada işler güzel gidiyor. Şehir çevresindeki en güzel yer, üstelik ulaşımı da kolay. Bir yanda Ilgaz dağları, diğer tarafta baraj vâdisi; sırtınızı dönünce Yaralıgöz ve Küre dağları. Temiz hava ve manzara seyretmeyi sevenler için bir nimet burası. Ancak kültür varlıklarına yeni ilaveler gerekiyor. Orası bir açık hava müzesi olmalı.
Biz de sohbetimizi Kültür Köyü’nde, Öğretmen Evi’nde yaptık. Çevre zaten güzel, binanın fizikî yapısı da pek hoş hazırlanış, içerisi ferah. Baharla birlikte cazibesi daha da artacak. Bu konuda iki önerim olacak; birincisi, çocuklar için içerde ve dışarda bir oyun alanı yapmak şart. İkincisi, çevreyi dört taraftan yani 360 derece açıyla seyretmek mümkün. Bunun için on metrelik ahşap bir kule yapıp üzerine dürbün koymak.
Kent Tarihi Müzesi’ne de ayrı bir yer ayırmak lazım. Burası arzu edilen arşiv özelliğini kazanamadı ama şehir kültürünün yaşatılması bakımından önemli bir başlangıçtır.
Kastamonu Valileri hakkında kitap hazırlanması fikri Enis Bey’e aittir. 1998’de başladım ve 2000 yılında bitirdim. Eserin basımına da hassasiyet gösterdi, güzel bir kitap ortaya çıktı. Aklıma gelmişken sorayım; bin adet basılmıştı, dağıtımı ne oldu bilmiyorum. Yazar hakkı olarak bana da yüz kitap verilmişti.
Yaşadığımız yerdeki kültür varlıklarının tanıtılması önemlidir. Kentte yaşıyoruz ama şehirden haberimiz yok. Enis Bey, öğrencilerin kenti tanıması için Özel İdare’ye ait bir midibüsü tahsis etmişti. Her gün iki posta halinde ve bir rehber eşliğinde öğrenciler gezdiriliyor, tarihi eserler tanıtılıyordu. O gidince bu işler de maalesef bitti.
Görevden ayrılması Kastamonu için bir kayıp olmuştur. Bir iki sene daha kalsaydı basın müzesi kuracaktık, uygun bir yer arıyordu. En son vilayet binasının zemin katında karar kılmıştık. Kent Tarihi Müzesi’yle birlikte tümüyle tahsis edecekti. Nüfus ve Tapu dairelerinin arşivlerine yer arıyordu. O zaman müze için elde çok güzel materyaller de vardı. Proje gerçekleşseydi sadece Türkiye’de değil yurt dışında da adından çok söz edilirdi; kısmet değilmiş. Unutmayalım, manzara her yerde var; turist, kültür varlıklarını görmek için geliyor.
Enis Bey; konakları öne çıkarmak suretiyle şehrin tanıtımına çok önemli ivme kazandırdı. Gelecek kuşaklar, onu bu yönüyle anacaktır. Ne diyelim, kubbede kalan hoş sadâlar her zaman güzeldir.
MUSTAFA ESKİ