- Kadınlara seçme ve seçilme hakkı verilmesinin 92’nci yıl dönümünde açıklama yapan CHP İl Kadın Kolları Başkanı Devrim Ezgi Şahin, “Kadınların eşit temsil hakkına erişmesi için, öncelikle ülkeyi yönetenlerin zihniyeti değişmelidir. Tüm kararların bir kişinin iki dudağı arasına sıkıştığı şahsım hükümeti, demokratik bir politika üretemez” dedi.
CHP İl Kadın Kolları Başkanı Devrim Ezgi Şahin, 3 Nisan 1930 tarihinde Türkiye’de kadınların seçme ve seçilme hakkını kazanmasının 92’nci yılında bir açıklamada bulundu.
Cumhuriyetin aslında bir kadın devrimi olduğunu açıklamasında dile getiren Devrim Ezgi Şahin, “Kadın ve Cumhuriyet birbirini tamamlayan bir bütündür. Ülkemizin kurucusu ve kurtarıcısı Atatürk, Türkiye Cumhuriyeti’ni kadın erkek bir arada kurduğumuzu vurgulamış ve ‘Dünyada hiçbir milletin kadını ben Anadolu kadınından daha fazla çalıştım, milletimi kurtuluşa ve zafere götürmekte Anadolu kadını kadar gayret gösterdim diyemez’ demiştir” diye konuştu.
Açıklamasında ülkemizdeki ilk kadın belediye başkanları ve muhtarlarından da örnekler veren Devrim Ezgi Şahin, “1930-2019 yılları arasında yapılan 19 yerel seçimde, toplamda sadece 156 kadın belediye başkanı seçildi. Erkeklerde ise bu sayı 32 bin. Cumhuriyet tarihi boyunca kadın belediye başkanı oranı olarak en fazla yüzde 3’e ulaşabildi. Kadın belediye meclis üyesi oranı en fazla yüzde 11, kadın il genel meclis üyesi oranı en fazla yüzde 3 ve kadın muhtar oranı en fazla yüzde 2 olabildi. 2019 yılında gerçekleşen son yerel seçimlerde bir değişiklik oldu mu diye baktığımızda ise karşımıza çıkan tablo şu şekildedir: 20 bin 745 belediye meclis üyesinin sadece 2 bin 283’ü kadındır.
Bin 389 belediye başkanının sadece 21’i kadındır. 30 büyükşehir belediye başkanının sadece 2’si kadındır. 50 bin 157 muhtardan sadece bin 119’u kadındır. Bin 272 il genel meclis üyesinin sadece 48’i kadındır. Bu veriler aradan geçen 92 yıla rağmen, kadınların eşit temsilden ne kadar uzak olduğunu göstermektedir” dedi.
Bu rakamların nedeninin kadınların yetersizliği veya siyasette yer almak istememesi olmadığını da söyleyen Devrim Ezgi Şahin, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Kadınların eşit temsil hakkına erişmesi için, öncelikle ülkeyi yönetenlerin zihniyeti değişmelidir. ‘Evet şöyle sembolik de olsa bayan milletvekillerimizden hiç olmazsa iki tanesini alalım’ diyen anlayıştan, eşitlik beklenemez. Tüm kararların bir kişinin iki dudağı arasına sıkıştığı şahsım hükümeti, demokratik bir politika üretemez. Kadınların can simidi olan İstanbul Sözleşmesi’ni feshedenlerin “Güçlü Kadın, Güçlü Türkiye” sloganına inanmamız istenemez. Kadın erkek eşitliğine inanmayanlardan, kadını özgürleştiren ve hayatın her alanında güçlendiren politikalar beklenemez. Bizler, Cumhuriyet Halk Partisi Kadın Kolları olarak; hepimizi özgürleştiren laiklik ilkesine sımsıkı sarılıyoruz. Eşitlik mücadelesini kadın-erkek bir arada veriyoruz. Bu eşitsiz sistemi değiştirmek için Genel Başkanımız Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’nun ilk imzacısı olduğu ve kadınların siyasette eşit temsil edileceği kanun teklifimizi Meclis’e sunduk. Bu teklifle hem genel hem de yerel seçimlerde fermuar sistemiyle yüzde 50-50 temsili yasal güvence altına almak istedik. Bilindiği gibi; teklifimiz AKP ve MHP oylarıyla reddedildi. Ama sanmasınlar ki pes ettik. Eşitlik mücadelemizden asla ödün vermeyeceğiz. AKP iktidarlarında, kadınların payına yoksulluk, yoksunluk, şiddet ve ölüm düşüyor. Bu tespitimizi veriler de doğruluyor. Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü’nün 2019 yılı verilerine göre; Türkiye kadına yönelik şiddette 1. sırada yer alıyor. Ülkemizde, her 10 kadından 4’ü hayatında en az bir kez erkek şiddetine maruz kalıyor. Bu düzeni değiştirmenin tek yolu eşitlikçi politikalardan geçiyor. Bizler, kadınların eşit temsil edildiği demokratik, laik bir Türkiye’yi yeniden inşa etmeye kararlıyız. Halkın gasp edilmiş egemenlik hakkını tekrar halka iade edeceğiz. Bunun için de yol haritamız hazır. Altı liderin imzaladığı “Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem” mutabakatında da belirttiğimiz gibi bütüncül politikalar üreterek, çoğulcu ve katılımcı demokrasiyi tesis edeceğiz. Temel hak ve özgürlüklerin güvence altına alındığı, düşüncelerin özgürce ifade edildiği, din ve vicdan özgürlüğünün, basın özgürlüğünün, kadın haklarının, çocuk haklarının, çevre haklarının tam anlamıyla güvence altına alındığı özgürlükçü bir sistem inşa edeceğiz. İlkokul birinci sınıftan itibaren eğitim müfredatına insan hakları ve kadın-erkek eşitliği dersleri koyacağız. Kız çocuklarının eğitim hakkını güvence altına alacak ve bu hakka erişimin önündeki tüm engelleri tek tek kaldıracağız. Eşitliği de özgürlüğü de ilk seçimlerden sonra bu topraklarda hâkim kılacağız”