Abana’da düzenledikleri ilçe başkanları toplantısında konuşan CHP İl Başkanı Hikmet Erbilgin, yerel seçime yönelik mesajlar verirken, Abana’nın halkçı bir belediyecilik anlayışına ihtiyacı olduğunu belirtti ve “AKP belediyeciliği; yolsuzluk, adam kayırma, israf, adaletsizlik ve rant demektir” dedi.
AK partili bazı belediyelerle ilgili kendilerine ulaştırılan dosyaları kamuoyuyla paylaşacaklarını da söyleyen Erbilgin’in hedefinde ayrıca AK Parti İl Başkanı Doğan Ünlü ve Diyanet Sen Şube Başkanı İrfan Bakır vardı. CHP İl Başkanı, “İktidar partisi il başkanını kibir kuşatmıştır” dedi.
CHP Kastamonu İl Başkanı Hikmet Erbilgin, Abana’da 6’ncısını düzenledikleri İlçe Başkanları ve Halk Buluşmaları toplantısında yaptığı konuşmada AK Parti belediyelerini, İl Başkanı Doğan Ünlü’yü ve Diyanet Sen Şube Başkanı İrfan Bakır’ı sert ifadelerle eleştirdi.
Abana’nın halkçı bir belediyecilik anlayışına ihtiyacı olduğunu belirten CHP İl Başkanı Hikmet Erbilgin, “AKP belediyeciliği; yolsuzluk, adam kayırma, israf, adaletsizlik, rant demektir. Bunu biz söylemiyoruz. Sayıştay raporları söylüyor” dedi.
Ellerindeki bilgi ve belgeleri elekten geçirdiklerinde Kastamonu, Araç, Azdavay ve Cide gibi belediyelerde neler olduğunu daha iyi göreceklerini belirten CHP İl Başkanı Hikmet Erbilgin, Diyanet Sen Şube Başkanı İrfan Bakır ve AKP İl Başkanı Doğan Ünlü içinde sert cümleler kurdu.
AKP İl Başkanı Doğan Ünlü’yü 29 Ekim törenlerinde devlet görgü ve geleneğini hiçe saymakla eleştiren Hikmet Erbilgin, “İktidar partisi il başkanını kibir kuşatmış” diye konuştu.
İrfan Bakır’ın dedikodu ve gıybet yaptığını öne süren Erbilgin, “Kastamonu Müftüsü oralı bile olmamıştır. Onlara Mehmet Akif’in Safahat’ından cevap verelim: ‘Nebi’ye atf ile binlerce herze uydurdun / Yıktın da dini mübini yeni bir din kurdun” ifadelerini kullandı.
CHP İl Başkanı Hikmet Erbilgin konuşmasında şunları söyledi:
“Ülkemiz önemli bir yerel seçimin arifesinde. Bu kapsamda parti meclisimiz son toplantısında ülkemizin çeşitli bölgelerinde ve ilimizde 5 ilçemizin belediye başkan adayını açıkladı. Açıklanan belediye başkan adayları içinde Abana ilçemiz için Sayın Erfain Tekin’in adını duyurdu. Buradan Sayın Tekin’e adaylığının Abana’mız, partimiz, ailesi ve kendisi için hayırlı olmasını diliyorum. Abana’mızı partimiz ile birlikte halkçı belediyecilik ile buluşturacağına olan inancımız tamdır. Abana’nın yeni, güçlü, halkçı bir belediyecilik anlayışına ihtiyacı vardır.”
“AKP belediyeciliği; yolsuzluk demektir, adam kayırma demektir, israf demektir, adaletsizlik demektir, rantçı yerel yönetim demektir! Bunları biz söylüyoruz, Sayıştay raporları bizleri doğruluyor. AKP belediyeciliği yolsuzluk demektir. Çünkü AKP belediyesinde araçların 100 kilometrede 63 litre yakıt kullandığını tespit etmiş Sayıştay. Yanlış duymadınız. Hepinizin bildiği 100 kilometrede 5-6 litre yakıt tüketen araçlar AKP belediyesinin elinde bir anda 63 litre yakıt kullanmaya başlamış. Ne demek bu? Abana’da 6,92 TL olan benzinin litresine göre bizlerin arabası 100 kilometrede yaklaşık 35 lira harcarken AKP belediyeleri yaklaşık 435 lira yakıt harcadığını iddia etmiş. Yani 170 lira yakıtla gidip dönülebilecek Kastamonu-Ankara arasını 2 bin 100 lira ile gidip gelirim demiş. Yani belediye bütçesini soymuşlar. Gözünüze dizinize dursun. AKP belediyeciliği adam kayırma demektir. AKP Kütahya Milletvekili Hüsnü Ordu’nun kızı açıktan atamayla Kütahya Belediyesi’nde işe girdi. Ancak işe gitmediği, Ankara’da yaşadığı ortaya çıktı. İşe alınan, müdür yapılan vekil çocuklarını, bakanların eş dost, akraba, enişte ve kayınları bunları saymıyorum bile. Bu kızımız belediyeye gitmeden maaş alırken sizler çocuklarımıza nasıl iş buluruz, maaşlarımız ile ay sonunu nasıl getiririz diye düşünüyordunuz. AKP belediyeciliği israf demektir. Şaşalı törenler, makam araçları, milyonluk boş harcamalar demektir. AKP belediyeciliği adaletsizlik demektir. Şehirlerimizin yağmalanması demektir. Parsel, parsel satılması demektir. AKP genel başkanı Sayın Erdoğan’ın ifadesiyle şehirlere ihanet etmek demektir. AKP belediyeciliği hayalet şehirler demektir. Sayıştay raporlarından AKP belediyeleri ile ilgili birkaç tespit daha paylaşayım.Sayıştay, Türkiye’nin en borçlu ikinci belediyesi olma unvanını elinde bulunduran Antep belediyesinin, kanuna aykırı borçlanma, ihalelerde usulsüzlük, projesiz ihale, ihalesiz kamu malı kiralama ve atamalarda kanunsuzluk yaptığını tespit etti. Raporda, belediyenin kanunda belirlenen borçlanma sınırının aşılmasına rağmen borçlanmaya devam ettiği tespit edildi. Belediyenin borç stok miktarının kanunla belirlenen tavan tutarın üzerinde olduğundan 2017 yılı içinde almış olduğu 118 milyon liralık borcun yasal dayanağının olmadığı belirtildi.”
“AKP İÇİNDEN BİZE ULAŞTIRILANBİLGİ VE DOSYALARI PAYLAŞACAĞIZ”
“Önümüzdeki günlerde Kastamonu, Araç, Azdavay, Cide gibi belediyelerimizde neler olmuş göreceğiz. Araç Belediyesi’nin nasıl borç batağında olduğunu, buralardan kimlere ikbal tesis edildiğini göreceğiz. Önümüzdeki günlerde aday gösterilmeyenlerin AKP genel merkezi talimatınca “münasip” bir biçimde aday olmayacaklarını duyurduklarını göreceğiz. AKP yöneticileri içinde fısıltıyla belediyelerin hangi akçeli işlere girdiğini duyacağız. AKP genel merkezine belediye başkanlarının hangi yolsuzluk dosyalarının taşıdığını duyacağız. AKP içinden bize ulaştırılan bilgi ve dosyaları elekten geçirince neler olduğunu daha iyi anlayacağız. Şehrimiz için iyi olduğunu düşündüğünüz bir meselede il genel meclisi üyeleri, belediye meclisi üyeleri başı dik elini kaldırır. Ama gidin bakın AKP seçilmişleri elini kaldırırken başını eğiyor. Çünkü verdikleri karar içlerine sinmiyor. Ama neylersin ki verilen talimata grup kararına uyuyorlar.Böylesi bir şatafat ve çürümenin içinde bize düşen görev kentlerimizi yeniden hepimizin yapacağımız günlere hazırlanmalıyız. Mütevazi, alçakgönüllü, hoşgörülü, kucaklayıcı bir anlayış ile ancak azimli kararlı ve çalışkan bir tutumla Abana’yı yeniden hareketli, cıvıl cıvıl günlerine kavuşturacak bir anlayışı ortaya koymalıyız.”
SAFAHAT ÜZERİNDEN YANIT
“Araç ilçemizde bahsettiğim bir konuyu burada da tekrarlamayı önemli buluyorum. 4 padişah görmüş, herkesin Osmanlı çok güçlü dediği zamanlarda devletin yıkıma gittiğini gören 1544-1616 yıllarında yaşamış Hasan El Kafi El Akhisari, Osmanlı’daki bozulmanın nedenlerini sıralamış, Başbakanlık ve müsteşarlık uygulamasının kaldırıldığı, yerine ofislerin kurulduğu, denetim ve devlet aklının yok edildiği bir süreçte yeniden hatırlatalım.Hasan El Kafi El Akhisari ‘adalette ihmal ve gevşeklik’ demiş. Gizli tanıklarla tesis edilmeye çalışılan adaleti, papaz davaları, Parti Meclis’i üyemiz Sayın Eren Erdem ve havalimanı işçileri gibi davaları hatırlayalım.Akhisar’i, ‘iyi siyasetin ihmali’ demiş. Her konuşana terörist diyen, bölücü ajan diyen iktidar dilini hatırlayalım. Akhisar’i ‘ehliyet ve liyakatte riayetsizlik’ demiş. ‘İslami olarak cumhurbaşkanına itaat etmek farzdır. Karşı gelmek haramdır’ diyen Harran Üniversitesi Rektörü gibi daha çokça kişi var. Daha yakın zamanda Diyanet-Sen başkanvekili Osman Aydın, Kastamonu’nun tüm değerlerini savunması gereken protokolün karşısında Şeyh Şaban-ı Veli üzerinden Rıfat Ilgaz’a kin kusmuştur. Protokolden bir kişide ‘hoca dur bakalım sen herkesi kucaklayacağına bu şehre nifak sokuyorsun’ diyememiştir. Aksine alkışlamıştır. Diyanet Sen Başkanı İrfan Bakır adaylığa talip sanırım. CHP’yi karalamak için dedikodu ve gıybet yapmıştır. Kastamonu Müftüsü oralı bile olmamıştır. Onlara Mehmet Akif’in Safahat’ından cevap verelim; ‘Nebiye atf ile binlerce herze uydurdun/ Yıktın da dini mübini yeni bir din kurdun.”
“Hasan El Kafi El Akhisari ‘meşveretin yani danışmanın terk ve ihmali’ demiş. Tek adamın maliyetinin çok ağır olduğunu hep birlikte gördük, görüyoruz.Başkanlık sistemi diye oy alıp, eş-dost akraba sistemine geçtiler.”
KİBİR ELEŞTİRİSİ
“Hasan El Kafi El Akhisari Osmanlı’daki bozulmanın bir nedeninde ‘yönetici kibri’ olduğunu söylemiş. Bu kibir bugün devlet geleneği bile tanımıyor. 29 Ekim’de Sayın Valimiz Yaşar Karadeniz bayram kutlamalarını kabul ederken davetliler bir protokol sırasına göre makama çıkar. Bu sıra TBMM üyeleri ile başlar. 15’nci sırada iktidar partisi il başkanı, 16’ncı sırada ise ana muhalefet partisi il başkanı yer alır. Öncesinde belediye başkanı, rektör, yargı mensupları gibi diğer protokolüyeleri vardır. Bu kibir iktidar partisi il başkanını öyle kuşatmış ki kendisini AKP genel başkanı aynı zamanda Cumhurbaşkanı temsilcisi olarak gördüğünden, ben ne istersem yaparım diye düşündüğünden TBMM üyelerimiz ile birlikte görgü ve geleneği hiçe sayarak içeriden koltuk kaparım diye olsa gerek kabule girmiştir.”
“OMUZLARIMIZDAKİ YÜKBÜYÜK,ANCAK TAŞIMASI ONURLUDUR”
“Böylesi zor günlerde her şey bir turnusol kağıdı gibidir. Omuzlarımızdaki yük büyük ancak taşıması onurludur. Yerelde gerçekten demokratik, katılımcı, şeffaf bir yönetim anlayışını egemen kılmak, yurttaşa dayalı bir demokrasiyi yeniden var etmenin de ön koşuludur. Bu ilkeler ışığında, birlikte yaşayacağımız demokratik bir ülke, dayanışma içinde özgürce var olacağımız bir kent hayal ediyorsak, toplumun tüm bileşenlerinin, kentte yaşayan herkesin, hepimizin sesini duymadan ortaya konacak bir anlayış eksik olacak.Birbirimizin sesini duymak zorundayız. Nasıl bir yerel yönetim istediğimize dair birlikte akıl yürütmek, tartışmak ve hemen harekete geçmek zorundayız.”