- CHP İl Başkanı Hikmet Erbilgin, AK Parti cenahından gelen “İthal başkan” şeklindeki eleştirileri, toplumsal sorunlara yaklaşım konusunda karşılaştırmalarda bulunarak ve sonrasında “Kim Kastamonulu?” sorusunu yönelterek cevaplarken, bu yapılanın “bölücülük” olduğunu söyledi.
- Erbilgin, gündemle ilgili değerlendirmelerinde ise eleştirileri ve taleplerini 6 ana başlık altında topladı; göçmen sorunu, İnebolu Cezaevi konusundaki mağduriyet, İnebolu Kaymakamı’nın görevden alınması talebi, Çatak cam teras yolu yapımının ertelenmesi, havalimanının çözülemeyen ILS sorunu, afet zararının karşılanmaması…
CHP İl Başkanı Hikmet Erbilgin, dün düzenlediği basın toplantısında gündeme dair açıklama ve değerlendirmelerde bulundu. Erbilgin’in hedefinde AK Parti’nin politikaları ve İl Başkanı Doğan Ünlü vardı.
İnebolu Cezaevi ve İnebolu kaymakamı hakkında da açıklamalarda bulunan Hikmet Erbilgin, Çatak Kanyonu cam teras yolu, uçak seferlerinin azaltılması, dolu afeti mağdurlarına ödenen yardımlar ve CHP’nin yerel seçim çalışmaları hakkında da değerlendirmelerde bulundu.
“BÖLÜCÜLÜK YAPILIYOR”
Açıklamalarında ilk olarak kendisi hakkında yapılan “İthal başkan” eleştirilerine sert bir dille yanıt veren CHP İl Başkanı Hikmet Erbilgin, “AKP bu söylemlerle bölücülük yapmaktadır” dedi.
Kastamonu’nun güncel meseleleri hakkında yaptığı eleştirilere AK Parti yöneticilerinin kulak tıkadığını, eleştirilere yönelik her cevapta kendisinin Kastamonulu olmaması konusunun gündeme getirilerek hedef saptırılmaya çalışıldığını söyleyen Hikmet Erbilgin, bu konudaki sözlerini şöyle sürdürdü:
“İnsanın doğduğu yer değil doyduğu yer memleketidir. Esasen AKP böyle diyerek TÜİK verilerine göre 5 bin Çorumlu, 5 bin Vezirköprülü, 4 bin Boyabatlı, 3 bin Çankırılı, 2 bin Karabüklü, 2 bin Ankaralı, 2 bin İstanbullu ve diğer illerden yaklaşık 15 bin vatandaşımız olmak üzere toplam 38 bin insanımıza bu şehirde işin yok diyor. AKP yöneticileri niye böyle söylüyor. İki nedeni olabilir birincisi AKP kadrolarının Kastamonu’yu aldatması ve oyalamasını görünmez kılmak ikincisi tarih bilmez basiretsiz yönetici anlayışıdır. Bilmedikleri, eğer biliyorlar ise hürmetsizlik ettikleri birkaç hatırlatma yapalım. Meclisin ilanından bu yana Kastamonu için emek veren ancak Kastamonu doğumlu olmayan içlerinde Antalyalı, Osmaniyeli, Çemişgezekli, Çanakkaleli, Çankırılı, Konyalı, Makedonyalı olan ülkenin dört bir yanından 48 milletvekilimiz var. Buradan rahmetli olanlar için ruhları şad olsun demek istiyorum. İçlerinde Devlet Hastanemize adını veren Münif İslamoğlu var. Kastamonu insanının verdikleri oylar ile şehremini seçtikleri Süleyman Yücel var. Bu bağlamda İnebolu’da AKP yalancıdır demiştim. Şimdide AKP başkan ve yöneticileri bu yaklaşımları ile ‘bölücüdür’ diyorum.
Sizin aracılığınız ile Sayın Ünlü’ye diyorum ki;
‘Şeker Fabrikası Kastamonu’dur, satılamaz’ diyen ben mi, kulağının üstüne yatan, duymazlıktan gelen Sayın Ünlü mü Kastamonulu?..
Milli Eğitim Bakanlığı bütün Türkiye’de 100 tarihi okul içinde ilimizden 2 okul sayıyor. Abdurrahmanpaşa Lisesi ve Göl Anadolu Öğretmen Lisesi işte bu kadim okullar arasında bulunuyor. Ancak bu okullarımız niteliksiz okullar arasına alındı. ‘Bu okullara sahip çıkalım’ diyen ben mi, okullarımızı sahipsiz bırakan Sayın Ünlü mü Kastamonulu?..
Okullarımızda 530 ücretli öğretmene rağmen 855 öğretmen açığı var, ‘çocuklarımız için öğretmen lazım diyen’ ben mi, yoksa eğitim için hiç ses vermeyen Sayın Ünlü mü Kastamonulu?..
‘Doktorumuz yok, insanlarımız sevk için yollarda ömür tüketiyor’ diyen ben mi, ‘sağlıkta her şey güllük gülistanlık’ diyen Sayın Ünlü mü Kastamonulu?
‘Devrekani hayvancılığı korunsun’ diyen ben mi, bir çoğunda hastalık tespit edilen ithal ete ve ithal buğdaya ses çıkarmayan Sayın Ünlü mü Kastamonulu?..
Tüm bunlar nedeniyle göğsümü gere gere diyorum ki, ‘Ben Kastamonuluyum.’”
GÖÇMEN SORUNU
AK Parti İl Başkanı Doğan Ünlü’nün 6 Şubat’ta yerel basında yer alan, “Kastamonu’nun demografik yapısını değiştirerek olabilecek bir büyümenin ilimiz için faydalı olacağını düşünmüyorum. Dışarıdan çok göç alarak büyümek bizi, kültürel yapımızı, sosyal yapımızı bozar diye düşünüyorum” şeklindeki açıklamasını da gündeme getiren CHP İl Başkanı Hikmet Erbilgin, şunları söyledi:
“Şimdi şu vahamete bakın, ilinden bihaber şu anlayışa bakın. Bu demeci veren il başkanının şehrinde, göç idaresine göre statüsü belirsiz yaklaşık 10 bin, bağımsız kaynaklara göre ise 17 bin Suriye vatandaşı yaşıyor. Merkez ilçe nüfusuna ve göç idaresi verilerine göre her 10 kişiden birisi Suriye vatandaşı. Değerli arkadaşlar şimdi Kastamonu için önemli ve hayati bulduğumuz bu meseleyi Kastamonu’nun, Kent Konseyi’nin, İl Genel Meclisi’nin, ilgili tüm kurumların doğru ve gerçekçi bir yaklaşımla ele alması gerekiyor. Acı tecrübeler gösteriyor ki krizin derinleştiği dönemlerde böylesi bir mesele üzerinden hedef göstermeler yaşanabiliyor. Suriyelilerin yaşam koşullarının güçlüğü ve eğitim olanağından yararlanamıyor olması uzun vadede suç oranlarındaki artış da dahil kimi toplumsal sorunlara uygun taban hazırlamaktadır. Dil, kültür ve yaşam biçimi farklıkları toplumsal uyumu güçleştirmektedir. Etnik ve mezhepsel kutuplaşmayı tetikleyebilecek riskler vardır. Çok yönlü bu soruna kent sağlıklı bir bakış ve toplumsal mutabakat ile çözümler üretmelidir.”
“HEDEF GÖSTERİYORLAR”
AK Parti yöneticilerin en büyük ortak özelliğinin Fransızca bilmeleri olduğunu söyleyen Erbilgin, “AKP milletvekili ve yöneticilerinin bir özelliği de hepsinin Fransızca biliyor olması. Ne zaman hukuk ve adaletten bahseden olsa milletvekilleri dahil peşi sıra montaj, şantaj, spekülasyon, provokasyon, sabotaj, provokatör, manipülasyon kelimelerini sıralıyorlar. Örneğin içinde gençlik kolları başkan yardımcımızın da olduğu 3.havalimanında çalışan işçilerini provokasyon ile suçluyorlar. Çünkü adalet duygusunu kaybetmiş bu gözü kara yaklaşım her sese kulaklarını tıkıyor. 3. havalimanı inşaatını yapan İGA’nın CEO’su Kadri Samsunlu’nun, ‘İşçi arkadaşlarımdan özür diledim. Haklıydılar’ açıklamasını duymuyorlar. Şirket CEO’su açıklamasından önce, hukukçuların ve sendikanın açıklamalarını duymayı bırak hedef gösteriyorlar. Bu anlayışa karşı hukukun egemen olduğu adil bir ülkeyi kurmak temel görevlerimiz arasında yer alıyor. Çıkarları için gözü kara bir biçimde toplumsal çöküşe göz yumanlara karşı hak ve adalet isteyenlerin kenetlenmesi gerekiyor” diye konuştu.
İNEBOLU CEZAEVİ
Açıklamalarına devam eden Hikmet Erbilgin, ilk olarak İnebolu Cezaevi’nin durumu hakkında görüşlerini açıkladı.
Üç yıldır İnebolulular’ın kandırıldığını söyleyen Hikmet Erbilgin, “Deprem dayanıklılık testinden çıkan İnebolu Cezaevi ile ilgili olumsuz raporları 3 yıldır gizleyen, İnebolu ve Kastamonu AKP yöneticileri, AKP milletvekilleri ve ilçe kaymakamı her rapor geldiğinde İnebolu halkını uyutmuş ve her seferinde,‘yenisi yapılacak, kapanmayacak, yeni yer bulduk, kapatmayacağız, güçlendireceğiz’ gibi vaatlerle İnebolu halkını 3 yıldır kandırmıştır. Sınavı kazanıp İnebolu Cezaevi’nde göreve başlaması gerekenler Araç Cezaevi’nde görevlendirilmiş, mahkum taşıma araçları elinden alınmış, çalışan sayısı her geçen gün erimiştir. Uzun süredir ihaleler aylık hesaplar üzerinden yapılmaya başlanmıştır. Cezaevine sahip çıkılması için toplanan İnebolu platformunun talepleri görmezden gelinmiştir. AKP İl Başkanı ise İneboluluları halen kandırmaya devam ederek basın açıklamasında yeni yer arandığını belirterek kamuoyunu yanıltmaya devam etmektedir. Mahkum sayısı 550 iken 110’a kadar düşmüş, geçen hafta ise gelen bir karar ile 40 civarında mahkumun daha başka illere sevkinin uygun görüldüğü iddia edilmiştir” dedi.
KAYMAKAMLA İLGİLİ İDDİA
İnebolu ile ilgili bir diğer önemli iddianın baş aktörünün ise İnebolu Kaymakamı olduğunu söyleyen Hikmet Erbilgin, bu iddiaların Vali tarafından incelenmesi ve kaymakama görevden el çektirilmesi gerektiğini söyledi.
Hikmet Erbilgin, şöyle konuştu:
“İnebolu hakkındaki bir diğer önemli iddia, İnebolu Postası’nda bir köşe yazısına konu olmuştur. İddialar doğru ise vahimdir. İçmesuyuna deniz suyunun karışması ile ilgili Toplum Sağlığı Kurumu’nda var olduğu söylenen iki rapor ile ilgili ilçenin mülki amiri kaymakamın, gereğini yapmak yerine ‘ileride kullanılabileceğini’ de ekleyerek belediye başkanına karşı olduğu duygusu uyandıran haber sızdırma gayretleridir. Sayın Kaymakama düşen şey; halkın sağlığını korumak, ilgili girişimleri yapmaktır. Bunun yerine seçilmişlere müdahil olma amacı, tarafsız görev yapma kabiliyetine ciddi zarar vermiştir. Bu nedenle Sayın Valimiz konuyu araştırmalı ve Sayın Kaymakam görevden el çektirilmeli ya da istifa etmelidir.”
ÇATAK YOLU VE HAVA TAŞIMACILIĞI
Azdavay Cam Teras yolu ve havalimanı seferleri hakkında da açıklamalarda bulunan Hikmet Erbilgin, “Değerli arkadaşlar Türkiye bir ekonomi ve demokrasi krizi içindedir. Bunun sonuçlarını ilimiz ağır ağır hissetmektedir. Azdavay’da bulunan ve son dönemde yerli ve yabancı ziyaretçilerin büyük ilgisini çeken Çatak Kanyonu Cam Terasa ulaşımı sağlayacak olan yolun Yeni Ekonomik Programa takılması, ihalesinin ertelenmesi kabul edilebilir değildir. Yine yaşadığımız bir krizin sonucu olarak 29 Ekim’den itibaren Pegasus şirketi, Kastamonu-İstanbul seferlerini iptal edecek. THY, 7 gün olan sefer sayısını 5 güne çekme kararı aldı. KASİAD bu durumun Kastamonu iş dünyasını olumsuz etkileyeceğini söylüyor. Kış aylarında, sisli havalarda uçuşların iptal olmasına engelleyecek Aletli İniş Sistemi (ILS) cihazı sorunu 2014 yılından bu yana gündemde, bir türlü çözülemiyor. Cihaz alındı ama kurulmuyor. Kot farkı nedeniyle ciddi bir hafriyat-dolgu maliyeti doğuyor. Devlet Hava Meydanları yapmıyor, İl Özel İdaresi de zaten havalimanını köylünün parasından ben yaptım, bu hafriyatın altından kalkamam diyor. Yaklaşık 100 milyonluk bir çalışmadan söz ediliyor. Bu sorunun bir an önce çözüme kavuşturulması gerekiyor. Ancak bununla birlikte sorumsuz planlamanın nasıl israfa yol açtığının anlaşılması gerekiyor” dedi.
AFET ZARARI
Vali Yaşar Karadeniz’in dün kamuoyuna yansıyan “Dünyanın hiçbir yerinde devlet afet zararı karşılamıyor” şeklindeki açıklaması ve dolu mağdurlarına yönelik yapılan yardım konusunda da değerlendirmelerde bulunan CHP İl BüşkünoHikmet Erbilgin, şunları söyledi
“Valimiz sanırım dolu olayını kast ederek böyle bir demeç verdi. Ama talihsiz bir açıklama, bana göre. Yaşadığımız büyük depremden sonra devlet afet fonu oluşturmuştu. Olası bir afette vatandaşlara yardımda bulunulması için bu fon oluşturulmuştu. Ama zamanla bu fon da başka amaçlarda kullanılmaya başlandı. Sosyal devlet anlayışında başta tarım alanları olmak üzere halkın mağduriyet yaşadığı noktalarla ilgili devletin görev ve sorumlulukları vardır. Bunu da yerine getirmesi gerekir. Yine AKP’nin en iyi yaptığı şey algı yapmaktır. Yardım yapmayacağım demenin başka formüllerini buluyorlar. Kişi başı 483 lira gelir şartı konulduğunda, bu gelire sahip ailelerin yüzde 95’inde zaten araç yoktur. Bu konularda ödeme yapmayacağım demenin başka bir yöntemidir bu aslında. İnsanlarla dalga geçiyorlar” şeklinde konuştu.
DERMAN BELEDİYECİLİĞİ
Yerel seçimler öncesinde partilerinin çalışmaları hakkında da kısa bir değerlendirmede bulunan Hikmet Erbilgin, “Genel merkezimizle geçen hafta bir toplantı yaptık. “Derman Belediyeciliği” başlığı altında gerçekleştirdik bu toplantıyı. Kastamonu açısından da hızlı bir biçimde ilçelerimizin önemli bir bölümünde adaylarımız belli olmak üzere. 19 Ekim, genel merkez ve ilimize yapılacak başvurular için son gün. İyi bir profille halkın karşısına çıkacağız. Çalışmalarımız sürüyor. Yeterli olgunluğa ulaştığında adaylarımızı tanıtacağız. Erkenden seçim çalışmalarına başlamak istiyoruz. Yine Yarın (bugün) Kastamonu’dan 42 katılımcıyla bölge toplantısına gidiyoruz. Bu toplantıya 9 il katılıyor. Bizim dışımızda Karabük, Ankara, Eskişehir, Bartın gibi illerden de katılım olacak. İlimizden de il başkanımız, ilçe başkanlarımız, disiplin kurulu başkanımız, önceki dönem il başkanlarımız, gençlik ve kadın kolları başkanlarımız, belediye başkanımız ve önceki dönem belediye başkanlarımız bu toplantıya katılacaklar” dedi.