CHP İl Başkanı TV 366’nın canlı yayın konuğu oldu
Hikmet Erbilgin, konuk olduğu “Gündem” programında ekonomiden yerel yönetime değerlendirmelerde bulundu, İrfan Salcı’nın sorularını cevapladı.
Ekonomideki sorunların yeni bir anlayışla ve Millet İttifakı’yla çözülebileceğini söyleyen Erbilgin, yerel yönetimle ilgili sorularda Belediye Başkanı Vidinlioğlu’nu eleştirdi, Özel Uğurlu konusunun siyasallaştırılmadan daha geniş bir platformda konuşulmasını önerdi.
Bu konuda Kent Konseyi’nin toplanmasını talep eden Erbilgin, teleferik projesindeki tıkanmayı CHP’li büyükşehir belediyelerinden destek isteyerek çözebileceklerini söyledi, MHP İl Başkanı Çınar’ın son açıklamalarıyla ilgili görüşlerini dile getirdi.
Cumhuriyet Halk Partisi İl Başkanı Hikmet Erbilgin, TV366’da yayınlanan Gündem programında gazeteci İrfan Salcı’nın konuğu oldu.
Öğretmenlerin gününü kutlayarak programa başlayan Hikmet Erbilgin, “Çocuklarımızı yarınlara taşıyacak olan öğretmenlerimizin Öğretmenler Günü’nü kutluyorum. Öğretmenlik mesleğinin yeniden hak ettiği saygınlığa ulaştırılması gerekiyor. Bunun için emek vereceğiz, gereğini yapacağız” dedi.
Ekonomiyi değerlendirerek açıklamalarına başlayan Hikmet Erbilgin, örneklerle desteklediği açıklamasında şunları söyledi:
“Ülkemizin yaşadığı ekonomik krizi konuşurken, beceriksiz yönetimi meşrulaştırmak için yanına ‘dünyada da ekonomik kriz var’ diyoruz. Elbette dünyada sorunlar var. Ama diğer ülkeler vatandaşlarını koruma anlamında ciddi önlemler alıyor. Başka ülkede enflasyon yüzde 10 ise bizim ülkemizde yüzde 120 civarında. Birçok uluslararası ekonomik kaynak çok ciddi ekonomik sorunlar yaşanacak ülkeler arasında ilk 10 içerisinde Türkiye’yi de sayıyor. 2018 yılında süt fiyatı 4,95 liradan şu anda 23,50 liraya gelmiş. 2019’da 5,95 lira, 2020’de de 5,95 lira, 2021 yılında ise 12,95 lira olmuş. Yurttaşlarımızın alım gücünün her yıl düştüğü bir süreç yaşıyoruz. 2018’de 200 lira olan doğalgaz faturası, bugün aynı orandaki kullanımda bin 58 lira olmuş. Yani 5 kattan fazla artış olmuş. Örnekler verdikçe çoğalıyor. Çarpıcı olduğu için söyleyeyim 680 gram gelen tek bir patatese 10 lira etiket basılmış. Bu tablo asgari ücretle yaşayan insanlarımızın sabah okula gönderdiği çocuğuna beslenme koyamaması demek. Daha geçen yıl asgari ücretin ne kadar çok artırıldığını konuşuyorduk. 5 bin 500 liraya yükseldi diyordu. Bugün o asgari ücrete ev kirası yetiştiremeyen aileler var. Dolayısıyla ekonomik krizlerin büyüklüğünü, işçilerimiz, esnafımız, emeklilerimiz, köylülerimiz her gün yaşıyor. Bu ekonomik kriz, sorunu yaratanlar tarafından çözülebilecek bir şey değildir. Ancak yeni bir anlayış bunu çözecektir. Bu da Millet ittifakı’dır.”
Türkiye’nin ekonomide sürekli geriye gittiğini söyleyen ve atılması gereken bazı adımlar olduğunu ifade eden Hikmet Erbilgin, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Türkiye dünyanın önemli ülkelerinden birisi. Örneğin Türkiye 58 ülkeye 4,5 saat uçuş mesafesinde. Dolayısıyla bölgesindeki birçok ülkenin çekim merkezi olabilir. 1,5 milyar nüfusa 22 trilyon dolarlık pazara erişim kolaylığı var ülkemizin. Demokratik fırsat penceremiz halen açık. Ancak mevcut iktidar bu noktada adım atmamaya direniyor. Refah seviyesinde AB’yi yakalayabilecek imkanlarımız var. Birkaç yıl önce kişi başına gelir 13 bin dolar civarındayken, şimdi 9 bin dolar civarında. Yani her 3 liranın 1 lirasını kaybetmişiz. Bölgenin en önemli tedarik üssü olabiliriz. Bu konuyla ilgili hazırlıklarımızı yapıyoruz. Dünyanın en gelişmiş ülkeleri içerisinde G20’deydik, ama şu anda üzülerek söylüyorum geriye doğru gidiyoruz. Partimizin toplumun her kesimiyle ilgili çalışmaları var. Çiftçimize Anayasa’da belirtilen desteğin verilmesi gerekiyor. Bu iktidar uzun bir süredir bunu vermiyor. Borç yükünün hafifletilmesi gerekiyor. Traktör gibi üretim araçlarının haciz edilememesi gerekiyor. Bunun kanunen güvence altına alınması lazım. Çiftçi ürününü ekmeden önce fiyatının ne kadar olacağını bilmesi gerekiyor. Hasat döneminde ithalat yasaklanmalı. Orman köylülerimizin korunması lazım. 12 ay çalışması gereken bir sistemin getirilmesi gerekiyor. Sulama faturası hasattan sonra ödenmeli. Sulama rejiminin yeniden düzenlenmesi gerekiyor.”
Erbilgin, Kastamonu Belediyesi’nin 890 milyon liraya ulaşan yeni bütçesiyle ilgili şu değerlendirmelerde bulundu:
“Kastamonu’nun böyle bir bütçesi doğru yönetilirse bir çok sorunu ortadan kaldırır. Ancak bütçenin kimin yönettiğine bakıldığında halka hizmetin doğru gidip gitmeyeceği görülüyor. Biz Sayın Vidinlioğlu’nun Kastamonu halkının menfaatine uymayan rantçı anlayışını defalarca anlattık. Yine bir ihale var örneğin. 26 Ağustos 2022’de çıkan bir hizmet alımı ihalesi. Pazarlık yoluyla, 21/B ile yapılan bir ihale. Yani istediği kişiye verilen ihale. Sözleşme tarihi 7 Eylül 2022. Karaçomak deresi, Suluceviz deresi temizliği işi. İhaleyi alan firma Sönmez Parke. Ne demek Sönmez Parke diye araştırdık. Belediye Meclis üyesinin şirketi çıktı. Yani belediye Başkanı siyaseten etik olmayan bir işin altına bir kez daha imza atmıştır. Kendi belediye meclis üyesine ihale vermiştir. Siyasi etiğe, yasaya aykırı. Kendi yandaşının cebini doldurmakta etkili olan bir belediye başkanı hiç olmazsa bu konularda etik olması lazım diye düşünüyorum. Böyle çalışan bir kişi bu bütçeyi nasıl yönetecek.”
CHP İl Başkanı, Kastamonu Belediyesi’nin Özel Uğurlu Hastanesi’ni alma girişimiyle ilgili ise şunları söyledi:
“Kastamonu’da sağlık konusunda önemli bir sorun var. Bu herkes tarafından biliniyor. Kamuda afiliasyon sistemiyle yapılan adım da bu sorunu çözmeye yetmedi. Ayrıca Kastamonu’da sağlık hizmeti vermek isteyen özel hastanelerin de sorunları devam ediyor. Bunlardan birisi de Özel Nefes Hastanesi. Bugüne kadar bu meseleyle ilgili bir cümle kurmadık. Ama önümüzdeki günlerde biz de süreçle ilgili değerlendirmelerde bulunacağız. Bu meselelerin siyasallaştırılmaması gerektiği için konuşmadık. Nefes Hastanesi’nin güleryüzlü çalışanları bizleri ziyarete geldiler. Oradaki ziyareti bile sosyal medyadan paylaşmadık. Arkadaşlarımıza bu meseleyle ilgili elimizden gelen gayreti göstereceğiz dedik. Çözüm odaklı yaklaştığımızı ifade ettik. O nedenle Nefes Hastanesi’nin süreciyle ilgili kamuoyuna bir şey söylemedik, ama bu bir şey söylemeyeceğimiz anlamına gelmesin. Önümüzdeki günlerde yurttaşlarımız görecekler. Nefes Hastanesi sürecine çok hakim birisiyim.”
“KENT KONSEYİ TOPLANMALI”
“Özel Uğurlu konusu ise çok siyasallaştırılmış bir konu. Siyasi iradenin bile biçimlenmesinde tayin edici özelliği olmuş bir yer. Esas konuşması gerekenler dururken, siyasiler bu konuyu konuşuyor. Hak sahiplerinin kamuoyuna açıklama yapmadığı, sürecin sadece Belediye Başkanı üzerinden giderek siyasallaştırılan bir süreç yaşıyoruz. Bu doğru bir süreç değil. Bazen belediye başkanının ‘CHP benim yanımda’ dediğini duyuyorum. Siyasetin nezaketine uygun bir ifade değil. İktidarın bu konuda henüz sesini duymadık. Hatırlatmak anlamında söylüyorum. Belediye Başkanı bu konuyla ilgili Meclis’i olağanüstü toplantıya çağırdı. Ama 18 MHP’li meclis üyesinin olduğu bir Meclis toplanamadı. Bu ne demek? Ya Belediye Başkanı’nın çağrısına kulak vermeyen bir Meclis var ya da Meclis üyelerinin nerede olduğunu bilmeyen bir Başkan? İki türlü de kendi Meclis’ine hakim olamadığını gösteriyor. Bir başkan meclisi olağanüstü toplantıya çağıracak, kendi meclis üyelerinden çoğunluğu sağlayamayacak. Bu durum bir sorun olduğunu gösteriyor. Emin Çınar’ı dikkatle dinledim, kaygılarını ve tereddütlerini ifade etti. Ama Doğan Ünlü’den bir ses çıkmadı. Aslında bizim önümüzde bir görev var. Sivil toplum kuruluşlarının, siyasi partilerin konuşabileceği bir organ var. Bu organ Kent Konseyi’dir. Kent Konseyi başkanımız derhal Uğurlu Hastanesi gündemli şehrin temsil makamında olanları bir buluşmaya çağırmalıdır. Sadece Vidinlioğlu’nun iradesine terk edilmiş bir sürecin doğru olmadığını düşünüyorum. Biz Belediye Başkan’ının siyasi yaklaşımlarına güvenmiyoruz. Teleferik için referandum dedi sonra yapmadı. Kuzeykent’teki arsayı satmayı düşünmüyorum dedi, sonra satabilirim dedi. İhalelerle ilgili defalarca açıklamalar yaptık. Dolayısıyla güven veren bir tutum içerisinde değil. Ben kendi partisindeki Meclis üyelerinin de bu güven krizini yaşadığını düşünüyorum. FETÖ konusunda kendi Meclis üyesiyle birbirine söylediklerini biliyoruz. Uğurlu konusunda toplumsal beklentiyi istismar edecek tutumlardan uzak durmak gerekiyor. Toplumda Sayın Vidinlioğlu’nun milletvekili adayı olacağı sürekli söyleniyor. Sayın Vidinlioğlu, kendi genel merkeziyle bu hastane konusunu konuşup konuşmadığını bir açıklasın. Kendi genel merkezinin bu konuya nasıl yaklaştığını söylesin. Demişler mi Sayın Vidinlioğlu’na ‘biz iki dönem belediye başkanlığı yapmayanı milletvekili adayı göstermeyiz’ diye. Bu temastan sonra bu sürecin hızlandığını… Çıksın beni yalanlasın. Ama sürekli yaptığı gibi hakaret etmesin. Kendi il başkanıyla, Meclis üyeleriyle bazı meseleleri konuşmuş olması lazım. Sürekli siyasallaştırılan bir mesele Uğurlu konusu. 2014 seçimleri ortada. Hayati Hamzaoğlu ile bu meseleyi konuşmuş mu? Yerel iktidarın temsilcisi yine bu programda burasıyla ilgili çekinceleri olduğunu söylüyor. Şehrin belediye başkanı süreci şeffaf yürütmüyor. Bu meselede esnaf odası, ticaret odası, tabipler birliği, sağlık müdürlüğü… herkes konuşmalı.”
Belediye Başkanı Vidinlioğlu’nu sürekli şehir dışında olmakla eleştiren Hikmet Erbilgin, “Kastamonu Belediyesi vekaletle yürütülüyor. Turhan Topçuoğlu’nun dönemiyle karşılaştırdım. Çıksın açıklasınlar. Göreve geldiği günden beri ne kadar vekalet bıraktı. Başkan yardımcılarıyla geçinememiş, sürekli görevden almış. Başkan yardımcısı sayısını 4’den 2’ye düşürmüş… Yeni Başkan yardımcıları atanmıyor. Mevcutlardan birisinin de görevden alınacağı kulağıma söyleniyor. Onu bilmem, kendi takdirleri. 18 Meclis üyeleri var. Sırayla yaptırır. Kendi takdiri” dedi.
MHP İl Başkanı Emin Çınar’ın FETÖ iması konusunda ispata daveti hakkında ise Hikmet Erbilgin, şunları söyledi:
“Emin Çınar’ın açıklamalarını dikkatle dinledim. MHP’nin Kastamonu’da yaşadığı sorunlar nedeniyle şöyle bir hali var. MHP, Hikmet Erbilgin üzerinden konuşuyor. Yani Emin Çınar, Galip Vidinlioğlu’na söylemek istediklerini Hikmet Erbilgin üzerinden söylüyor. FETÖ ile ilgili bir şey varsa mahkeme orada diyor. Belediye Meclisi’nde bu tartışma daha yeni yaşandı. Metehan Hamzaoğlu’nun sözleri tutanaklarda var. Sayın Çınar, Vidinlioğlu’nu şunu söylemek istiyor. ‘Siz aynı partide görev yaptığınız arkadaşlarınızı FETÖ üzerinden zan altında bırakıyorsunuz. Eğer bir şey varsa götür adliyeye’ diyor. Sayın Vidinlioğlu, il başkanına söyleyemediklerini bana söylüyor, Sayın Çınar belediye başkanına söyleyemediklerini bana söylüyor. Çünkü Sayın Vidinlioğlu artık MHP’nin değil AKP’nin belediye başkanı gibi davranıyor. Doğan Ünlü ile olan mesaisi Emin Çınar’dan daha çoktur.”
“TELEFERİK KONUSUNDA ARACI OLURUZ”
Teleferik konusundaki yaklaşımı sorulan Hikmet Erbilgin, “Teleferik konusunda karar merciinde olsaydık. Bu teleferiğin burada yapılmaması gerektiğini söylerdik. Ancak yatırımlar yapılmış. Bu yatırımın sonuçlandırılması gerekiyor. İsraf olmaması için hizmete açılması gerekiyor. Eğer yapacak bütçesi yoksa biz büyükşehir belediyelerimiz aracılığıyla buranın tamamlanması için üzerimize düşen bütün gayreti yaparız. Arsa satılmadan projemizi söyledik, arsa satıldı. TÜRGEV’e ait yurdu tamamlayabileceğimizi söyledik, başkasına verildi. İnisiyatif alarak söylüyorum. Teleferik konusunda tıkanıyorum diyorsa büyükşehir belediyemizle protokol yapmaları için aracı oluruz” dedi.
“İYİ PARTİ’NİN 10 BELEDİYE HEDEFİ”
Erbilgin, İYİ Parti İl Başkanı Ahmet Katar’ın 10 belediye hedefiyle ilgili ise, şunları söyledi:
“Siyaset iddia işidir. İl başkanının kendi tabanına bir hedef göstermesi gerekiyor. Ahmet Katar’ın bu hedefinden biz rahatsız olmayız. Bir önceki seçimlerde üç ilçe belediyesi Millet İttifakının ortak iradesiyle kazanılmıştır. Yerel seçimlerle ilgili söz söyleme sırası henüz gelmemiştir. Çünkü önümüzde bir genel seçim var. Önümüzde, başarmamız gereken, bu ülkeyi darlıktan çıkaracak, refaha erdirecek iradeyi ortaya koyan Millet İttifakının göstereceği Cumhurbaşkanı adayının arkasında kenetlenmek birincil görevimizdir. Bu süreci doğru yönettikten sonra yerelde de halkın gönlüyle, aklıyla bütünleşecek bir iradeyi ortaya koyacağımızdan hiçbir yurttaşımızın şüphesi olmasın. Bizim birincil önceliğimiz Cumhurbaşkanlığı seçimidir.”