CHP Kastamonu İl Başkanı Hikmet Erbilgin, Kuzeykent Mahallesi’ndeki dere yatağında yer alan ve dolgu toprak olduğu iddia edilen arsanın Kastamonu Belediye Meclisi’nde alınan kararla satışa çıkarılmasına tepki gösterdi. Erbilgin, “25 metreyi bulan dolgunun olduğu ve dere yatağı içerisinde bir yapılaşma, olsa olsa cinayete teşebbüstür” dedi.
CHP Kastamonu İl Başkanı Hikmet Erbilgin, yaptığı açıklamada, söz konusu satış ile ilgili şunları söyledi:
“4 Ocak’ta satışını duyurduğumuz 1299 ada 25 ve 27 No’lu parseller için karşınızdayım. Bu parsellerin imar koşulları emsal 3 ve en çok 15 kat olarak planlanmış. 25 No’lu parsel yaklaşık 9 bin 360 metrekare alana sahip olup 46 milyon 650 bin TL bedelle, 27 No’lu parsel ise yaklaşık 998 metrekare alana sahip olup 50 milyon TL bedelle satışa çıkmış ve belediye meclisindeki 3 üyesinin ret oyuna rağmen, diğer üyelerin el kaldırmasıyla bu cinayet mahalli onaylanmış. Kuzeykent şehrin önemli gelişim alanlarından birisi ve bu videoda görmüş olduğunuz çadırların, seraların olduğu yer, Kastamonu Belediyesi Fen İşleri. Bizim satışa koyduğumuz parseller ise hafriyat dolgusunun devam ettiği bu alan, 25 ve 27 No’lu parselleri oluşturuyor. Bu şehirde doğru bir planlama ile hepimizin yaşayabileceği bir kenti inşa etmek toplumsal görevimiz ve burada Mimarlar Odası ve İnşaat Mühendisleri Odası’nın da bir görüşüne ihtiyaç var.
Bu uydu görüntülerini biz sıralı olarak sizlerle paylaşmak istiyoruz. Kırmızı ile çerçeveli alanlar bugün satışa sunulan parseller olup, 2011 yılındaki uydu görüntülerinde buranın dere kenarı ile değil tam derenin içi olduğunu hep birlikte görebiliyoruz. 2013 yılına geldiğimizde ise artık bu parsellerin olduğu yerde, kentte ortaya çıkan hafriyat atıklarının dökülmeye başladığını ve basit bir menfezle buranın dolgusunun devam ettiğini 2013 uydu görüntülerinden anlayabiliyoruz ve 2015 yılına geldiğimiz de ucunu göreceğimiz menfez neredeyse dolgunun altında kalmak üzere ve hafriyatlar buraya dökülmeye devam etmekte. 2016 yılındaki uydu görüntüsünde ise neredeyse şehirde çıkan bütün hafriyatların dere yatağına dökülmeye devam ettiğini anlayabiliyoruz. 2018 yılına geldiğimizde de dolgu çalışması devam ediyor. 2022 yılında da artık buranın doldurularak, üzülerek söylüyorum bir parsele dönüştürüldüğünü hep birlikte görüyoruz.
Sayın Belediye Başkanı Vidinlioğlu, belediye meclis toplantısında, bu işi meşrulaştırmak adına, ‘Burası dolgu mu’ denilen soruya, ‘Alan düşünsün, fore kazıklarla işi çözebilir’ diye fore kazığa bir mucize yüklemeye gayret etti. Bilinmelidir ki fore kazık uygulaması, sağlam zeminlerde anlamlıdır. Bu dolgu alanında en sığ yerde 11 metre, en derin yerde 25 metre dolgu var ve parselde 15 kat, kabaca 50 metre yüksekliğinde binalar yapılacağını düşünürsek ve altının dere yatağı olduğunu düşünürsek ne kadar fore kazık yaparsanız yapın, teknik bir bilim olarak o fore kazıklar işlevsiz kalacaktır. İşte bu nedenle burası bir cinayet mahalline dönüştürülüyor ve belediye meclis üyeleri, bu vebalin altına girerek buranın konut alanı olarak satışına el kaldırırlar. Belediyecilik, belediyede ister belediye başkanı ister meclis üyesi sıfatı ile görev yapın, en başta kentinizi, şehrinizi, insanınızı sevmekle başlar. Gözü kapalı parti aidiyeti ile her şeyi onaylayan bir anlayış, olsa olsa cinayete ortaklık anlamına gelir. Bir şehrin katledilmesine ortaklık anlamına gelir.
En başta ifade ettim; birinci parsel yaklaşık 46 milyon 650 bin TL bedelle, ikinci parsel ise 50 milyon TL bedelle satışa çıkarılmıştır. Biz, bu parsellerin yapılaşmaya sağlıklı uygun parseller olduğunu bir an için düşünelim. Burada emsal 3, en çok 15 kat yapılaşma hakkı var deniliyor. Kabaca, mesleğim bu olduğu için söyleyebilirim, burada fazlası var eksiği yok, yaklaşık 120 metrekare eden 480 daire elde edilecek ve belediyenin satışa çıkardığı bedel ise 480 dairenin neredeyse 45 dairenin bedeli kadar. Yani ihale bedelinin çok çok üstünde olan bedeli, yine rantçı bir anlayışla birilerine peşkeş çekmek, kendi taraftarlarının elini tutmak, iş birliği yapmak adına bu şehrin ekonomik birikimi, gözünü kırpmadan heba ediliyor. Daha yeni Kuzeykent’te Alparslan Türkeş Botanik Parkı’nı gözünü kırpmadan sattılar ve henüz o parayı yiyemediler. Bir hastane meselesi üzerinden kamuoyunu yanıltmaya çalıştılar ve açıklanan bütçe 890 milyon TL iken Kastamonu Belediyesi’nin bu parselleri satmasına ne ihtiyacı olabilir ki? Niye bu parseller satılıyor, önce bunu kendi aklımız ve vicdanımıza sormamız gerekiyor.
Diğer yanıyla eğer belediye parsel satmakta zaruri bir durumla karşı karşıyaysa bu bedellerin 2 ile 3’le çarpılması gerekir. Su içinde bunun iki katından, iki buçuk katından daha az değer etmeyecek yerleri, sadece rantçı bir anlayışla Kastamonu’nun zenginliğinin başkalarına devredilmesini de doğru bulmuyorum. Vurguladığım gibi, yeniden aynı cümleyi kuracağım; bu iki parsel sağlıklı ve güvenilir parseller olsaydı burada 480 daire sığar. Yaklaşık 45 daireye burayı peşkeş çekiyorsunuz. Piyasadaki yapılaşmalarda kat karşılığı yapılaşmaların yüzde 40- 50’lileri bulduğu Kuzeykent gibi bir bölgede, hepimiz biliyoruz, inşaat maliyetlerini düştüğümüzde ortaya çıkabilecek rakam, bunların çok çok üzerinde.
Peki CHP olarak biz ne öneriyoruz? Öncelikle Kastamonu’nun zenginliklerini savurmaktan vazgeçilmesini istiyoruz. Burası acilen konut alanından çıkarılıp şehrin sosyal donatı alanlarından birisi haline getirilebilir. Burası, çocuklarımıza park yapılabilir, yetişkinlerimize park yapılabilir. Kültürler alanlar, tek katlı kültürel alanlar, demonte yapılarla yapılabilir. Ancak gözü ranttan başka bir şey görmeyenlerin yapacağı iş, satmak olur. Diğer yanıyla buralarla ilgili inşaat mühendislerinin ve mimar odalarının acilen Kastamonu’ya bir görüş vermesi gerekiyor. Bizler, merkezi düzeyde kent plancılarından, mühendis ve mimar odalarından buranın hukuken satışının iptal olup olamayacağı ile ilgili görüş istedik. Çünkü burası, cinayet mahalli. Burası, tabut dolu. Yaşadığımız depremde bu kadar, 25 metreyi bulan dolguların olduğu yerde ve dere yatağı içerisinde bir yapılaşma, olsa olsa cinayete teşebbüstür. Umarım başta Sayın Vidinlioğlu olmak üzere, bu açıklamamız üzerinde sağduyulu bir değerlendirme yaparak buranın satışını tekrar gözden geçirirler. Çünkü burada çocuklarımız, gençlerimiz, kadınlarımız, insanlarımız yaşayacak. O evlere kendi tabutlukları olarak girecekler. Bugünden bu sorumluluğu almadığımız zaman yarın yaşayacağımız, sonraki yılarda yaşayacağımız felakette biliyoruz ki işi kadere havale edeceksiniz.”