Dün düzenlediği basın toplantısında Kastamonu gündemindeki sıcak maddelerle ilgili değerlendirmelerde bulunan CHP İl Başkanı Hikmet Erbilgin, Belediye’nin elindeki son değerli parselle ilgili alınan satış kararının yanlış olduğunu savundu, bu karardan acilen dönülmesini istedi.
Erbilgin, “Bu şehri niye bu kadar sevmiyorsunuz?” dedi ve bu konudaki önerilerini “Kent Konseyimiz acil bir şekilde toplanmalı. Parselle ilgili görüş ve önerilerini iletmeli. Başta Kuzeykent halkı olmak üzere Kastamonulular o parselin satılmasını istiyor mu istemiyor mu bir referanduma gidelim bakalım” diye dile getirdi.
Taşköprü İlçe Tarım Müdürü’nün istifaya zorlandığını ve gelişmenin şehit babası olan kayınpederinin Meral Akşener’le görüşmesinin ardından başlayan kulis faaliyeti sonucu gerçekleştiğini de iddia eden Erbilgin, “Eğer Mesut Çallı ile ilgili farklı iddialar var ise görevden alınma gerekçesiyle ilgili toplumdan bir talep var ise bunun kamuoyuna açıklanması gerekir” dedi.
CHP İl Başkanı Hikmet Erbilgin dün düzenlediği basın toplantısında Belediye’nin arsa satışı,T aşköprü İlçe Tarım Müdürü’nün istifaya zorlanması, Kent Konseyi, teleferik, üniversite öğrenci, tiyatro, kültür merkezi ve gündemdeki diğer konular hakkında değerlendirmelerde bulundu.
MESUT ÇALLI’NIN İSTİFASI
Erbilgin şunları söyledi:
“Meral Akşener’i ilimize ziyaretinde karşılayan kişi Taşköprü’den şehit babası Metin Ateş. Metin Ateş, kendisi ile ilgili bir meseleyi Sayın Akşener’e aktardı, sonra ne oldu? Sayın Metin Ateş şehit babası ve aynı zamanda eski Taşköprü İlçe Tarım Müdürü Mesut Çallı’nın kayınpederidir. Mesut Çallı ile ilgili AKP iktidarının kendi bürokratları üzerinde bile bir bilek güreşi var. Sayın Metin Ateş, Meral Akşener ile görüştükten sonra damadının görevden alınması hususunda bir kulis yürüyor AKP’de. Gerekçelerden biri de; “bunlar İyi Partili, Metin Ateş Akşener ile görüştü” diye gerekçeler söyleniyor. Ve en nihayetinde Mesut Çallı istifaya zorlanıyor. Devamında Sayın Mehmet İpek, Taşköprü İlçe Tarım Müdürü olarak atanıyor. Burada bizi rahatsız eden iki mesela var.
Birincisi: Sayın Mesut Çallı’nın görevi ile ilgili bir yetersizliği var ise bunun kamuoyuna açıklanması gerekir. AKP bürokratlarıyla en son İl Özel İdare Genel Sekreteri sürecini de yaşadık. Biri görevden alınıyor, ama ne kamuoyuna bir açıklama yapılıyor, ne de bir gerekçe sunuluyor. Tek adam anlayışı, ‘geldi-gitti’ şeklinde sürüyor. AKP içerisinde kendi ekiplerini tutma gayretinde olanların bir şehit babası üzerinden siyasete müdahil olmalarını doğru bulmadığımızın bilinmesini isteriz. Eğer Mesut Çallı ile ilgili farklı iddialar var ise görevden alınma gerekçesiyle ilgili toplumdan bir talep var ise bunun kamuoyuna açıklanması gerekir. Siyasi irade elbette bürokrat değiştirir, siyasi iradenin bir şehri bir ülkeyi kimlerle yöneteceğine dair karar verme hakkına sahiptir, buna itirazımı yok. Ancak Sayın Meral Akşener’in ziyaretinden hemen sonra bu adımların atılması, halk arasında kulaktan kulağa konuşulan bu meseleye bir açıklama getirmesi gerekiyor. Çünkü biz artık biliyoruz ki; AKP artık liyakatı önceleyen değil; doğrudan doğruya ideolojik davranan, tek adam rejimini “benim adamım olsun” noktasından uygulayan bir iktidar partisidir. Bu konuda kamuoyunun rahatsızlığının bilinmesini isteriz.
BELEDİYE’NİN ARSA SATIŞ KARARI
“İkincisi: En son yapılan Belediye Meclis Toplantısı. Toplantıdan önce gündemler belediye meclis üyelerine bildirilir. Orada şöyle bir an yaşandı: 8 dakika süren bir belediye meclis toplantısıydı. Belediye Meclisi ile ilgili kararlar ‘oldu bitti’ye getirilemez. Orada hızlı bir biçimde Kuzeykent’de 937 ada 377/371 parselin satışıyla ilgili kamuoyuna bilgi yansıtıldı. Kat karşılığı alış/satış şeklinde… Oradan oybirliği ile geçti. Bizim Meclis üyemiz Sayın Sibel Karakaş da buraya olumlu oy kullandı, ancak Sibel Hanım, mevcut belediyenin içerisindeki ekonomik sıkıntıları bildiği için belediyenin işleyişinden Kastamonu halkı bir zarar görmesin, Kastamonulular mağdur olmasın diye olumlu oy kullandı. Ancak bizim buranın satışına karşı olduğumuzun, bunu doğru bulmadığımızın Kastamonu tarafından bilinmesini isteriz. Değerli arkadaşlar, orası sanayinin üst tarafında kültürel tesis alanı olarak geçer. Emsal 2,40 olarak geçiyor. Yaklaşık 16 bin 804 metrekare, net olarak 16 bin 803,93 metrekare kültürel tesis alanı. Burada yanlış bulduğumuz konulardan bir kaçını sıralayalım: Öncelikle Kastamall meselesi ile ilgili kamuoyuna çok açıklama yaptık. Sayın Vidinlioğlu daha Kastamonu’nun haklarını henüz koruyabilmiş değil. Oradaki parselin Kastamonululara 40/50 milyon –o günün raiciyle- bana göre çok daha fazlası hiç edilmiş durumda. Geçmişte satılan bütün arsa öykülerinde Kastamonu hiçbir şey kazanmadı arkadaşlar. Hatırlayalım, İnebolu yolunda bir parsel önce 20 milyon liraya satışa çıkarıldı, sonra ne hikmetse 10 milyon liraya satıldı. Hatırlayalım, Hava Savunma Bataryasının orada bulunan bir parsel satışa çıkarıldı, ama orada da istenilen rakama ulaşılamadı. Şimdi Kastamonu’da şöyle işliyor bu durum: Bir parsel satışa çıkarıldığında oranın bir rant alanına dönüştürülmesi için elden ne gelirse yapılıyor. İmar planları değiştiriliyor, proje ve Ar-ge işleri oluyor, ama en sonunda ‘yapılmış ne yapalım, buraya da iskân verelim’ deniliyor.
KENT KONSEYİ
Kastamonu’ya bizim önerimizi dile getirelim. Ama önerimizden önce birkaç şey söyleyelim. Kent Konseyini göreve davet edelim. Kent Konseyleri ne iş yapar? Bir kere kurulduğunu biliyoruz, ama sonra ne gördük ne duyduk. Öncelikle Kastamonu için bu gibi çok önemli yerlerde Kent Konseyi bir araya gelmeli ve burası ile ilgili yaklaşımını kamuoyu ile paylaşmalıdır. Kent Konseyi bütün şehrin beraber yönetilmesi demek değil mi? Neden var Kent Konseyleri? Kent Konseylerinin daha işlevsel olması gerekiyor. Belediye başkanının ricasıyla yapılan görevler yerine belediyeyi besleyen, belediyeciliği besleyen oraya öneri getiren, Kastamonu’nun taleplerini ete kemiğe büründüren bir organ olarak kullanılması ve aktif olması gerekiyor. Bu parsel çok önemli bir parsel, Kent Konseyi’nin de bu parselle ilgili devreye girmesi gerekiyor.
Sayın Vidinlioğlu’nun beceremediği o kadar iş var ki. Bu başka bir basın açıklamasının konusu. Bu başka bir basın açıklamasının konusu: Teleferik için referandum demişti. Başta Kuzeykentliler olmak üzere böylesi kıymetli ve önemli bir parselin satışını Kastamonululara bir danışalım. Kent Konseyi görevini yapsın. Bir de koyalım Kuzeykent pazar yerine sandığımızı, ‘Buradaki parselin satılmasını ister misiniz?’ diye bir soralım. Çünkü bu şehirde kültür alanı ile ilgili neredeyse hiçbir yerimiz yok. Biz neredeyse bütün parsellere bir rant alanı olarak bakıyoruz. Büyük büyük binalar, çok katlı binalar dikiliyor. Biz bunu bir iş, bir meziyet zannediyoruz. Bir taraftan üniversite şehri olma özlemimiz var, üniversite mahallemiz de Kuzeykent Mahallesi. Üniversite şehri olmak; üniversiteliler gelsin burada tek başına para harcasın bakış açısıyla olmaz. Üniversite şehri olmak onun gereklerini doğru bir biçimde inşa etmekle olur. Burada bütün kurumlara düşen bir görev var. Kastamonu Üniversitesi tek başına Rektörlüğün gayretleriyle büyüyecek bir organ değil. Hemen burada hemen önerimizi sunalım: Madem burası bir kültürel tesis alanı ve yaklaşık da 17 bin metrekare ile büyükçe bir alan. E bu şehrin tiyatrosu yok. Tiyatrosuz bir şehir düşünülür mü? Hele kültür başkentliği yapmış bir şehir. Hele hele Cumhuriyet tarihinde kimliği olan şehirlerden biri Kastamonu’da hala çok iyi bir kültür merkezi ve tiyatro salonu eksikliğini yaşıyoruz. Madem burası kültür alanı, bunu yapalım. Yetmez, hazır yurt meselesi tartışılırken mimarlarımız doğru bir alana planlama yapsın, belediyemiz de orada başta kız öğrencilerimiz ve çocuklarımız için tahsis edebileceğimiz bir de bina yapalım. Üniversite döneminde buraya gelen başarılı öğrencilerimiz, başarılı kız çocuklarımız için ve ihtiyaç sahipleri çocuklarımız içi bir barınma alanı tesis edelim. Kastamonu’da bunlara ihtiyaç var.
Biz elimize gelen ranta yönelik her şeyi ilk fırsatta satmayı düşünüyoruz. Belediyenin ekonomik sıkıntısı var; hadi burayı satalım, kurtulalım. Bir yandaşımızın cebine bir şey mi koymak istiyoruz? Hadi burayı satalım, bir rant alanı sağlayalım. Buranın satılma gerekçesi ne ise, belediyenin içinde bulunduğu darboğazsa da bu satış yanlıştır. Eğer bir rant alanı yaratmaksa da bu satış yanlıştır. Belediye Meclisi ve Belediye Başkanı bir an önce bundan vazgeçmelidir. Türkiye’nin hemen hemen her yerinde belediyelerin içinde bulunduğumuz koşullarda, iktidarın kötü yönetimi nedeni ile ekonomik sıkıntılar yaşadığını biliyoruz. Kastamonu Belediyesi çözüm üretmek yerine, göreve geldiği günden bu yana -belediyecilik bir şehri büyütmek üzerine yapılır ama- Galip Bey, şehri giderek küçültüyor. Şehrin önemli değerlerini satmak ne demek?! Bu kadar kolaycı belediyecilik olur mu? Bunu zaten Tahsin Bey yaptı. Sonuçları görüyoruz, ortada. Tahsin Bey o kadar çok yer sattı ki geldiğimiz yer belediyecilik açısından tükenmiş, vizyonu olmayan, önünde 10-20 yıllık planlaması olmayan, ne yaptığını bilmeyen bir şehir konumuna düşürdü bizi. Geçenlerde söylemiştim, yeniden söyleyeyim: Galip Bey, AKP’nin kirlilerini yıkayıp yıkayıp yeniden giyiyor. Aynı işi yapıyor. Kuzeykent’te böylesi kıymetli bizim kaç tane yerimiz var? Üniversite civarından kaç tane kıymetli yerimiz var? Her yeri sattık. Neredeyse Kastamonu Belediyesi’ne ait hiçbir yer kalmadı. Hemen altındaki sanayiyi taşımayı planlıyor muyuz? Evet planlıyoruz, ama bir belediye bir yıllık derde düşmez ki. Bir belediyenin 20 yıllık, 30 yıllık bakış açısına ihtiyacı var. Eğer böyle olursa bir belediye başkanı o şehrin liderliğini yapabilir. Eğer böyle olursa o belediye başkanı o şehre bir vizyon sunabilir. ‘Dara düştük hadi burayı satalım.’ Şimdi oradaki sanayi bölgelerinde doğru bir planlama yapıldığında şu anda konuştuğumuz bir parselin şehir için ne kadar kıymetli kale gelebileceğini hayal etmek gerekiyor. Şehri sevmek biraz da hayal etmeyi gerektiriyor. Ben biraz da üzülerek söylüyorum. Belediye kadroları, başta da belediye başkanı bu şehri sevmiyor. Sevseler bu kadar kolay buna karar vermezler. ‘Hadi belediye meclisine getirelim sattık/bitti’ olmaz arkadaşlar. Böylesi 16 dönümlük, şehrin önemli noktalarından birisinde ortak akla ihtiyaç var. Ortak akıl, Kent Konseyi görevini yapsın. Yetmez; mahalle muhtarları, üniversite vb. her kimse bu şehrin paydaşları bunun üzerine bir kafa yorsun. Orada yapılacak çok güzel işler var. Şimdi unuttuğum için getiremedim keşke şu an önümde Galip Bey’in seçim vaatleri olsaydı. Biz sürekli yapan noktada değiliz. Uçak Kafe doğru ya da yanlış; ne oldu? Artık yok. Eğer o yatırım hatalıysa kamuoyunu bilgilendirmemiz gerekmez mi? Yok. Teleferik? Doğru ya da yanlış bu başka bir basın toplantısının konusu, ama yapılacak mı yapılmayacak mı bilmiyoruz. Kastamall ile ilgili sözümüzü iyi kötü söyledik. Konak takaslarıyla ilgili sözlerimizi de söyledik. Bu şehre bu kadar kininiz neden? Niye bu kadar bitirmek istiyorsunuz? Bu şehri niye bu kadar sevmiyorsunuz? Dolayısıyla arkadaşlar, bu parselin hazır kültürel tesis alanıyken satılmaması gerekiyor. Satılırsa yaşanacağı söyleyeyim: Belediye Meclisi toplanır, hemen bir imar değişikliği yapılır, araya amca/dayı girer, rant konusunda maharetli olanlar girer, oranın imarını artırmaya yönelik adımlar atılır. Üzerine de bir ‘imar harici alan’ belediye başkan yardımcılarımıza da açıklamak düşer.‘Aslında burası imar harici alandı vs diye’ devasa işler yapılır. Tuhaf açıklamalarla yine bize kıymetli yerlerin arkasından bakmak düşer. Biz de çıkar eleştiririz, Galip Beyde ‘Mahkeme yolu orada’ der. Olan da yine bu şehre ve insanlarına olur. Sata sata ülkeyi sattık geriye bir şey kalmadı. Sata sata sata ilimizdeki en kıymetli parselleri sattık elimizde bir şey kalmadı. Bunları birilerinin cebini doldurmak adına yapıyoruz. Bu şehirde anıyla şanıyla parklarımız var, ama büyük parklarımız var mı? Bir sosyal hayatın planlanabileceği park yok, kültürel alanlar yok, kreşler yok. Herkes çıkıyor Şerife Bacı diyor, bunu da bu ilin tarihini de seçim malzemesi de yapıyoruz; kadınlara yönelik alanlar yok. Yazıktır günahtır.
Başta Galip Bey olmak üzere, önerimiz Kent Konseyimiz acil bir şekilde toplanmalı. Parselle ilgili görüş ve önerilerini iletmeli. Başta Kuzeykent halkı olmak üzere bütün Kastamonulular o parselin satılmasını istiyor mu istemiyor mu bir referanduma gidelim bakalım.
Bu şehirde çok kıymetli mimarlar var. Bir üniversite kenti olacaksak, vizyon-turizm aklımıza ne gelirse gelsin… Herkes turizm kenti olacağız diyor, tiyatron yok tiyatron. En son konseri ne zaman dinledik? Kurumsal bir firma olan Entegre’nin 50’nci kuruluş yıldönümü. Bir girişimci firma… Çok acıdır. Bu kadar tarihi kuvvetli bir şehirde başka imkânlar aracılığıyla görüyoruz.
O arsa derhal, belediyemiz için kız çocukları misafir ağırlayabileceği, başarılı öğrencilerimiz için bir bina… İstanbul’da bunu Ekrem Bey yaptı. İçine bir tiyatro yapılabilir. Millet Bahçesi deniyor, orada da ayrı bir gündem var onu da konuşacağız. Bir an önce bu biçimde gündeme alınmalıdır. Derhal bu satıştan vazgeçilmelidir.
Bizim iki tane meclis üyemiz var.O gün Özgür Bey meclis toplantısında yoktu. Bütün meclis üyelerine meclis toplantısından önce gündem gönderilir. Belediyecilik doğru işliyorsa meclis gündeminin gönderilmiş olması gerekir. Meclis gündeminde bu başlık yoktu. Kim yönetiyorsa yönetsin şehirdeki önemli kararlar oldu bittiye getirilmez. Kamuoyu hazırlanır, paylaşılır. 8 dakikanın içinde patır patır okunup oylamaya geçiliyor. Biz Kastamonu Belediyesi’nin içinde bulunduğu ekonomik zorlukları biliyoruz. Maaş ödemeye kadar her ay sonu Belediye Başkanı’nın ter döktüğünü biliyoruz. Bu yaklaşımla Sibel Hanım, Kastamonulular mağdur olmasın diye evet oyu kullandı. Kendisiyle görüştük. Ancak hemen oldu bittiye getirildiği için sanırım çarşamba günü bu mesele gündeme getirilecektir. Bu mesele en başta Belediye Meclisi’ne getirilişi bir fırsatçılık olarak duruyor. Fırsatçılık olmaz, meseleleri ciddi bir biçimde konuşmamız gerekiyor. Meclis dediğimiz konuşma alanıdır. Kat karşılığı yapma falan… Biz geçmişteki bütün öyküleri biliyoruz. En başta kat karşılığı dahil olmak üzere; belediye kat karşılığı niye versin? Çok iyi örnekler var. Eskişehir’den örnekler var. İsterse Sayın Başkan, bizim bu konudaki yetkin büyükşehirlerimizden profesyonel bir sunum yaptıralım. Sayın Başkan isterse parselle ilgili bir öneri, kardeş belediye anlamında getirelim burayı nasıl değerlendirelim diye. Şehrin paydaşlarına soralım. Bizim ilimizin ekonomik sıkıntıları varsa burayı kurban etmeyelim. Bizim böyle kaç yerimiz var? Stadın yanına yapıldı tantanayla. Şehrin gözbebeği olması gereken yerde kim mutlu oldu bina olmasından? Vicdanı bir cevap vermemiz gerekiyor, kim mutlu? Belki oraya bina yapanlar mutludur, biz mutlu değiliz.
“BU ŞEHİR HEP RANT MI?”
Belediye’nin Tosya yoluyla ilgili, Kuzeykent ile ilgili bir hayali olması lazım. En çok konuştuğumuz yer İnönü Mahallesi. Bana bir tane kültürel yer gösterin salı pazarından. Bırakın kültürel yaşamı araba park edecek yer yok. Bu şehir hep rant mı? Bu şehirde yaşamanın tadına salı pazarında oturarak varamayız. Oraya rant, buraya rant. Millet Bahçesi’ni daha sonra tartışacağız. Kastamonu’nun eğer bu şehri hakikaten seviyorsa, eğer ki burası Anadolu’ya kültür başkentliği yapabilecek kadar önemli bir şehir olarak görüyorsak gereğini yapmamız gerekir. Kültürle ilgili bana bir tane yer gösterin. Kültür Müdürlüğümüz var tiyatromuz yok ya.
Belediye Meclis üyemizin oy kullanma refleksi budur. Ancak bununla ilgili itirazlarımızı da Belediye Meclis üyelerimizle birlikte el birliğiyle yapmaya devam edeceğiz. Belediye Meclis üyelerimizle farklı bakış açısı katiyen yok. Orada bir irade birliği var.”