“Bu yazı bir komando uzman çavuş mektubudur ve siz bu mektubu gazeteden okuyorsanız ölmüşüm demektir. Bir ailem olsaydı bu mektubu onlara yollamak isterdim ama yok.
Size koğuştaki ranzamdan yazıyorum. Şu an etrafımda Adana,Ağrı, Sivas, Edirne, Diyarbakır, Ankara, Antalya, İzmir, Urfa, Trabzon… Türkiye’nin dört bir yanından birbirini tanımayan ama birbirlerinin canını korumaya yemin etmiş bir sürü asker var. Birazdan operasyona gideceğiz, tek dileğimiz kayıp vermeden geri gelmek.
‘İlerde ölürsem eğer’ diye bir mektup yazmak çok zor. Aklına getirmek istemez ya insan ölümü, hani her zaman bir umut vardır ya. Askerliğim bittikten sonra yırtıp atacaktım bu mektubu, ama şu an okuyorsanız yırtamadım demektir. Zaten pek de kalem tutmaz elim. Silah tutmayı daha iyi bilirim. Sizi korumam için siz öğrettiniz silah tutmayı.
Tuhaf olan siz bu mektubu okurken ben nasıl öldüğümü bile bilmiyor olacağım. Ya bir mayına bastım ya da yediğim bir kaç kurşun. Bileniniz var mı BEN NASIL ÖLDÜM?
Kışlada her televizyona bakışımda birbirinizi öldürdüğünüzü, birbirinizin canını yaktığınızı gördüm. Müziğin sesini çok açtı diye komşusunu vuranlar… Gücü kadına yetenler… Cebindeki on lirası için adam vuranlar… Kız arkadaşına baktı diye alayını bıçaklayanlar…
Bileniniz var mı BEN KİMİ KORUMAK İÇİN ÖLDÜM?
Eti az pişti diye garsona çıkışan adam; sen rahat uyu diye kurşunlar başımın üstünden geçerken ben dağda her bulduğumu kesip yedim.
Arabasını solladılar diye levyesini kapıp arabadan inen adam; beni bir çöp bidonuna atıp giden anam; söylesene BEN KİMİN İÇİN ÖLDÜM?
Yetimhanede ve askerde en güzel şeyin ekmeği bölmek olduğunu öğrendik biz. Peki, size neyi bölmeyi öğrettiler?
Sizi önce Allah’a, sonra birbirinize emanet ediyorum. Ben sizden razı oldum Allah da sizden razı olsun”
- ••
Çocuk Esirgeme Kurumu’nun yurdunda yetişen şehit Komando Uzman Çavuş Murat Akman’ın, ailesi olmadığı için Türk Milletine yazdığı son mektubudur okuduğunuz.
Murat Akman doğduğunda ailesi tarafından bir çöplüğe atılarak terkedilmiş ve Çocuk Esirgeme Kurumu tarafından büyütülmüş.
Murat Akman 18 yaşına geldiğinde Çocuk Esirgeme Kurumu’ndan ayrılmış, ancak bağlantısını hiç koparmamış ve oradaki çocuklara yardımcı olabilmek için elinden geleni yapmış. Askerlik görevini komando olarak yerine getirirken devletin kendisine bağladığı maaşı çocukların ihtiyaçları için kuruma göndermiş.
Çıktıkları operasyonlarda, hayati tehlikesi olması sebebiyle son mektubu olabileceğini düşündüğü için yazdığı bu mektubu birlikte büyüdüğü bir arkadaşına ulaştırılmak üzere bir asker arkadaşına emanet etmiş.
Vasiyeti üzerine bir yayın kuruluşunda yayınlanan Murat Akman’ın son mektubundan elde edilen gelirde Çocuk Esirgeme Kurumu’na bağışlanmış.
Bazen bir olayı sadece yazmak yeterlidir. Ne yorum yapsan boş, anlamsız kalır. Ne yazsan sönük kalır.
Ve sığınırsın büyük bir şairin mısralarına:
‘Ey şehit oğlu şehit, isteme benden makber,
Sana âğûşunu(*) açmış duruyor Peygamber.’
Mehmet Akif Ersoy
Bu er mektubu kuru kuru görülmenin yanında anlaşılmayı, algılanmayı hak ediyor.
Anlayana tabii ki…
(*)Âğûş:Kucak
Feza TİRYAKİ