Gastronomi Festivali’nin açılışında konuşan eski Kastamonu Valisi Enis Yeter de festivalin Mimar Vedat Tek Kültür Merkezi’nde olmasının kendisini duygulandırdığını ve görev yaptığı sürede Kastamonu’da kültür hareketini bu merkezden başlattıklarını ifade etti.
Kastamonu’da bulunmaktan çok mutlu olduğunu ifade eden Enis Yeter, şöyle konuştu:
“Kastamonu çok zengin kültürel yapıya sahip. Bu yapının içerisinde mimari, el sanatları, müziğin yanında gastronomi de çok önemli bir yer tutuyor. Ben Kastamonu Valiliği’ne atandığımda şehri ilk defa görüyordum ve görür görmez, ilk yapacağım işlerden birisi buranın kültür zenginliğini ayağa kaldırmak olacaktı. Her sabah birer ikişer konağı gördükten sonra Hükümet Konağı’na gidiyordum. Böylece kültürel değerleri sahiplenme açısından önemli bir aşamayı geçirdik. Kafamda şu canlandı; bu konakları birer ikişer alacağız ama bunları restore etmek pahalı bir işti. O dönemde fazla Türkiye’de restorasyon yoktu. Dolayısıyla kendi ekibimizi kuracaktık. Ben yer ararken, böyle bir yerden bahsedildi, İl Özel İdaresi’ne ait bir yerdi. Hemen geldim buraya, boş bir alan ve tüm şehre gelen kömür buraya yığılır ve tüm evlere dağılırdı. Bu kadar güzel bir ortam kömür dağıtım yeriydi. Binada da 3 tane görevli vardı. Metruk haldeydi. Tosya yolunda bir yer bulduk ve o işi oraya gönderdik. Bu bölgeyi de restorasyon merkezi haline getirmek için ilk adımı attık. Hükümet Konağı’nın mimarı olan Mimar Vedat Tek adına bir restorasyon merkezi kurduk. Hem kendi projelerimizi ürettik ve köy ustalarının yanına gençleri vererek burada bir atölye kurduk. Osmanlı döneminin tamir ambarı şeklindeydi. Türkiye’de bir ilkti. Osmanlı döneminde böyle bir yapı vardı ama daha sonra terk edilmiş. O dönemde Topkapı Sarayı müdürü bize ziyaret ettiğinde, bizim idealimiz hep böyle bir atölye kurmaktı, biz başaramadık siz başarmışsınız dedi. Aynı zamanda da burayı bir açık hava müzesi haline getirerek Kastamonu’nun kültürel öğelerini buraya yerleştirdik. Bu gastronomi festivalinin bu mekanda olması, beni çok duygulandırdı ve bu kadar geniş bir ilgi beni çok mutlu etti.”
Kastamonu’nun zengin bir yemek kültürü olduğunu da söyleyen Yeter, “UNESCO eskiden sadece mimari eserleri kültürel değerler olarak tescilliyordu ama artık soyut değerleri de tescilliyor. Bunların içerisinde yemek de var. Dolayısıyla Kastamonu’nun kendine özgü yemeklerinin de artık UNESCO Kültür Mirası listesine kayıt olma zamanı gelmiştir diye düşünüyorum. İnsanlar artık gelişi güzel karınlarını doyurmak değil, gittikleri şehirlerde o yörenin yemeklerini tatmak istiyorlar. Bu bir anlamda da turizmin gelişmesine önemli bir katkı sağlıyor” diye konuştu.