Kastamonu Özel Bireyler ve Aileleri Dayanışma Derneği üyeleri, eski devlet hastanesinin bulunduğu alana yapılacağı açıklanan ve büyük sevinçle karşıladıkları Kastamonu Engelsiz Yaşam Merkezi’nin inşasına başlanıp bitirileceği ve faaliyete geçeceği günü sabırsızlıkla bekliyor.
Çankırı, Sinop, Karabük, Çorum ve Bartın’da bulunan Engelsiz Yaşam Merkezi’nin bir tek Kastamonu’da olmadığını belirten Dernek Başkanı Özer Hızarcıoğlu, “Bu konu, şehrimizin çok gecikmiş, çok uzamış bir konusu. İnşallah en kısa zamanda yapılır. Özel bir çocukla, yalnız kalmış bir annenin mücadelesi hiç kolay değil. Ne kadar çabuk yapılırsa o kadar iyi olacak. Belediye tarafından Kuzeykent’te yapılacak Engelsiz Yaşam Merkezi’nin hayata geçmesiyle şehrimizin bu noktadaki çok önemli bir ihtiyacı da giderilmiş olacak” dedi.
Bu merkezle ailelerin biraz olsun nefes alabileceğini söyleyen Dernek Başkan Yardımcısı Huriye Boyraz ise “Kimse çocuğunu bırakıp, oralara terk etmek peşinde değil. İstekleri sadece o çocukları belli saatlerde oraya bırakıp, o saatler içerisinde kendisine birkaç saat zaman ayırmak. Belki 1 saat uyumak” dedi.
Halk otobüsleri noktasında yaşadıkları bazı sıkıntılara da dikkat çeken Huriye Boyraz, “Aile Sosyal Politikalar Müdürlüğü bize bir kart veriyor. Bunun karşılığında toplu taşıma firmalarına ücret ödemesi yapıyor. Bu kart Türkiye’nin tüm illerinde geçiyor, ama Kastamonu’da geçerli değil. ‘Refakatli kabul etmiyoruz’ denilerek kendi kartlarını çıkartmak istiyorlar. Bir çok ailemiz hiç istemediği olaylara maruz kaldı. İnisiyatife bırakılabilecek bir durum değil bu. Dolmuşlardan kovulduğumuz günleri dahi yaşadık” diye konuştu.
Kastamonu Özel Bireyler ve Aileleri Dayanışma Derneği Başkanı Özer Hızarcıoğlu ve başkan yardımcısı Huriye Boyraz, önceki akşam TV 366’da gazeteciler İrfan Salcı, Erkan Yılmaz ve Erhan Veren’in sorularını yanıtlarken, dernek faaliyetleri ve yapılması planlanan Engelsiz Yaşam Merkezi hakkında açıklamalarda bulundu.
Dernek üyelerinin yaşadığı sıkıntılara da değinen Hızarcıoğlu ve Boyraz, özellikle şehir içi Halk Otobüsleri noktasında maruz kaldıkları tablodan bahsetti.
2014 yılında kurulan derneklerinde şu an 83 üyenin bulunduğunu söyleyen Özer Hızarcıoğlu, “Dernek binamızın yeterli olmamasından dolayı fazla üye alamıyoruz. Derneğimiz, üyeleri dışında aileleri hariç bin 500 özel bireye ulaşıyor. Dolaylı olarak da eriştiğimiz 7-8 bin kişi var. Derneğimizin en büyük amacı Engelsiz Yaşam Merkezi’ni Kastamonu’ya kazandırmak” dedi.
Eski devlet hastanesinin bulunduğu alana Engelsiz Yaşam Merkezi’nin kazandırılması için çalışmaların sürdüğünü söyleyen Hızarcıoğlu, “Bu gelişmeyi çok memnuniyetle karşılıyoruz. Bu şehrimizin çok gecikmiş, çok uzamış bir konusuydu. Bu konuda en azından tünelin sonunda bir ışık göründü. Çözümsüz kalmasından biz endişe ediyorduk ki ansızın bir haberle böyle bir tahsisin yapıldığı haberi geldi bize. Bu bizi gerçekten heyecanlandırdı. İnşallah en kısa zamanda yapılır. İlimizde çok geç kalmış bir proje, arazi bulunamadığı gerekçesi ile uzun zamandır askıdaydı” dedi.
Sinop, Çankırı, Karabük, Çorum gibi çevre illerde Engelsiz Yaşam Merkezi’nin bulunduğunu da ifade eden Özer Hızarcıoğlu, “Sinop, 2011 yılında bu merkezi kurmuş. Bu merkezin olmadığı illerde durum hiç de kolay değil. Hele hele ki özel bir çocukla, yalnız kalmış bir annenin mücadelesi hiç kolay değil. Ne kadar çabuk yapılırsa o kadar iyi olacak inşallah” diye konuştu.
Kastamonu Belediyesi’nin de bir Engelsiz Yaşam Merkezi projesi olduğunu söyleyen Özer Hızarcıoğlu, şunları söyledi:
“Kuzeykent’te Harikalar Diyarı Parkı otopark alanında 600 metrekare alan, acil bir şekilde Belediye Meclis kararı ile engelsiz yaşam merkezine tahsis edildi. Bu zamanın sonrasında koronavirüs süreci başladığı için süreç biraz uzadı. Şuan en son aldığımız müjdeye göre Kastamonu Belediyesi de bu işi en geç 2021 yılı içinde ihale erecek. Bu da bizim için çok sevindirici bir haber. Bu merkez bizim derneğimizin talepleri doğrultusunda dizayn edildi diyebilirim. Derneğimizin ve özel bireylerimizin ihtiyaçlarını bi nebze olsun karşılayacak. Eski Devlet Hastanesi alanına yapılacak bir diğer Engelsiz Yaşam Merkezi projesiyle de uzun yıllar mahrum kaldığımız hizmetlere kavuşmuş olacağız.”
Dernek Başkan Yardımcısı Huriye Boyraz ise bu merkezin kurulmasıyla ailelerin biraz olsun nefes alabileceğini söyledi. Boyraz, “Bizim üyelerimizin özellikle annelerimizin en çok endişe ettiği ben ölürsem bu çocuk ne olacak sorusunun cevabı aslında Engelsiz Yaşam Merkezi’dir. Ailelerin bu merkezi çok istemelerinin en büyük nedeni bu aslında. Kimse de çocuğunu bırakıp, oralara terk etmek peşinde değil. İstekleri sadece o çocukları belli saatlerde oraya bırakıp, o saatler içerisinde kendisine birkaç saat zaman ayırmak. Belki 1saat uyumak. Sağlık sorunu varsa hastaneye gitmek, ameliyat olması gerekiyorsa bu süreçte çocuğunu o merkeze bırakmak. Biz bunları yaşadık; anne ameliyat oldu, bırakacak bir yer olmadığı için engelli çocuğunu da yanında 3-4 gün hastanede yatırdı. Böylesi durumlarda annenin çocuğunu emniyetle bırakabileceği bir alan olsun istiyoruz. Sadece acil durumlarda çözüm olacak bir yapı” dedi.
Özel bireylerin ve ailelerinin özellikle toplu taşıma noktasında yaşadıkları sıkıntılara da değinen Huriye Boyraz, şöyle konuştu:
“Aile Sosyal Politikalar Müdürlüğü bize bir kart veriyor. Bu kartın karşılığı olarak da illerdeki toplu taşıma firmalarına ücret ödemesi yapıyor. Bu kart Türkiye’nin tüm illerinde geçiyor. Hem de hiçbir sorun teşkil etmeden geçerli oluyor. Ancak Kastamonu’ya geldiğimizde bu kart geçerli olmuyor. Normalde bu kartlar refakatçili olarak kabul edilmesi gerekiyor. Bu kartlar bizim çocuklarımızın kimliği aslında. Refakatli kabul etmiyoruz diyerek kendileri bizim çocuklarımıza kart çıkartmaya çalışıyor. Türkiye’nin her ilinde geçerli olan bir kart neden bizim ilimizde farklı muamelelere maruz kalıyor. Bir çok engelli ailemiz hiç istemediği olaylara maruz kaldı. Biz Halk Otobüsleri Kooperatifi Başkanı Mustafa Gülük ile bir türlü bu olayı çözüme kavuşturamadık. Bakanlığın verdiği kartı kabul etmiyorlar, kendi kartlarını vermeye çalışıyorlar. Onlarda da refakatçiyi kabul etmiyorlar. Bizim ailelerimiz bu kartları keyfi kullanmıyorlar ki. Mecbur kaldıkları zaman halk otobüsünü kullanıyorlar. İnsiyatife bırakılabilecek bir durum değil. Galip başkanımız Halk Otobüsleri Kooperatifi üyelerine yönelik bir seminer verdi. Bu seminerden sonra şoförlerin davranışlarında iyileşme olduğunu söyleyebilirim. Daha öncesinde bizleri dolmuştan kovanlar, zorla indirenler oldu. Bu tür durumlarla da karşılaştık.”