Merhaba. Hiç iyi değilim dostlarım. Artık aklım da mantığım da bu olanları kabul etmiyor, edemiyor…
Bir sanatçı, şarkı söyleyen bir insan, bir baba sırf istedikleri parçayı bilmiyor ya da söylemedi diye nasıl öldürülebilir?
Bu nasıl bir insanlık algısı?
Bu nasıl bir vicdan?
Hayır daha kötüsü şu; adamlar olay çıkartıyorlar. Araya garsonlar ve müşteriler giriyor ve görece olarak olay kapanıyor. Daha kapandı zannedilirken üşenmeyip mekânın kapanmasını bekliyor bu üç kişi… Sonra da saldırıyorlar. Ağır yaralıyorlar ve bu gencecik insan hastanede hayatını kaybediyor.
Onur Şener… Müzisyen, sanatçı, baba, eş ve daha birçok değer…
Doktorlara saldırıyorlar…
Kadınlara saldırıyorlar…
Hayvanlara saldırıyorlar…
Birbirlerine saldırıyorlar…
Tek özneleri, tek sıfatları saldırı ve şiddet olmuş!
Bu neyin cinneti?
Bu neyin öfkesi?
Benden öyle politik söylemler beklemeyin dostlar. Mesele siyasete bağlayacak kadar basit bir şey olsaydı top yekûn tüm siyasileri suçlardık. Elbette günümüz toplumumuzda bu dönüşümün önemi var bunu yadsıyamayız ancak sadece bu değil demeye çalışıyorum…
Meselenin en kökteki sebebi yine eğitim.
Eğitim ortalamamız düşük…
Okuma ortalamamız düşük…
Kendimizi geliştirme ortalamamız düşük…
Sakın hayat pahalılığından söz etmeyin dostlar…
Hayat pahalı diye ölmüyor bu insanlar. O gencecik kızlarımızı katledenlerin pek çoğunun ekonomisi gayet iyi…
Onur Şener’in katil zanlılarının ekonomisi gayet iyi olsa gerek yoksa Ankara’nın pahalı bir semtinde, tüketim maliyeti aşırı pahalı olan bir sıvıyı rahatlıkla tüketemezlerdi.
Eğitim sisteminin bozukluğundan da söz etmeyin dostlar…
Elinizi vicdanınıza koyun ve dürüstçe kendinize sorun geçen ay kendinizi geliştirmek için kaç kitap okudunuz. Yoksa o kıymetli boş zamanınızın yüzde doksanını sosyal medyada video izleyerek mi geçirdiniz?
Yine siz demeden diyeyim “vakit bulamıyorum” ya da “kitaplar pahalı” demeniz sadece “önceliğim değil” demenin başka bir hali. Okumak istedikten sonra pek çok formül var. Ayrıca bir şeyi yapmak istedikten sonra her koşulda zaman yaratılıyor.
Elbette kitaplar tek başına gelişmenin özü değil. Güçlü bir unsuru. Gazeteler, dergiler de gelişmenin bir başka unsuru. Zaten bu yazıyı okuyor olduğunuza göre kendinize bir şeyleri dert edinmişsiniz demektir. Sorun zaten okumayanlarda. Gelişmeyenlerde.
Doğru bir eğitim, düzenli zihinsel gelişim aile eğitiminin yanında vicdan sahibi olmamızı sağlayan en önemli unsur. Güçlü vicdanlar ve şefkatli yüreklerle dünya kesinlikle yaşanası bir yer olurdu.
Onur Şener’in saldırıya uğradığı o gece o mekândan atıldıktan sonra kapanışına kadar bekleyenlerin yüreğinde sadece boş bir gurur vardı bence. Sonuçta hiçbir aklı başında insan istediği şarkı söylenmedi diye kavga çıkartıp ardından da birini ölesiye dövmezdi. Dövmemeliydi.
Dövmek ne demek zaten? Neden bir insan bir insanı dövsün ki? Şiddet sadece gelişmemiş beyinlerin işidir. Vicdansız ve şefkatsiz yüreklerin işidir.
Boş gururun erkeklikle ya da onurla ilişkisi yoktur. Eğer gerçek yiğitlikse mesele teşekkür etmeyi, özür dilemeyi, hatalı olduğunu kabul edebilmektir gerçek yiğitlik.
Bir de toplumun ezberlettiği kodların eğitiminden bahsediyorum dostlarım. Toplumumuzdaki erkek ve kadın olma kodlarından. Zihnimize, ruhumuza azimle çakılmaya çalışılan kodlardan. Öncelikle kadın ya da erkek yoktur. Önce insan vardır. Erkeklerin yapabildikleri vardır. Kadınların yapabildikleri vardır. Kadın ve erkeğin ahenk içindeki iş birliğinden doğan güzellikler vardır.
Bireysel silahlanıyor toplumumuz… Sebep? Kimden ve neden koruyacaklar kendilerini. Ülkemiz işgal altında mı? Trafik ışığında sinyal yüzünden çıkan kavgada ülkemizin özgürlüğü mü tartışılıyor?
Nasıl isyan edeceğimi şaşırdım artık…
Öylesine çaresiz hissediyorum ki kendimi…
Sadece gözlerimi kapatıp gecenin bir yarılarına kadar kızlı erkekli arkadaşlarımla güven içinde sokakta oynadığım zamanları hayal edip huzur bulmaya çalışıyorum.
Çünkü öyle uzakta kaldı ki o zamanlar…
Ve yine de umudumu yitirmiyorum. Yitirmek istemiyorum. Umudun tükendiği yerde yaşam da tükenir bence…
İşte bu yüzden kendi gücümün yettiği yerden mücadele ediyorum… Bir gün bilgi cehalete üstün gelecek biliyorum. Bir gün akıl boş inançların yok olmasını sağlayacak biliyorum.
Bir gün bir genç kadın bir erkeğe “hayır” dedi diye zulüm görmeyecek…
Bir gün bir şarkıcı şarkıyı bilmiyor diye öldürülesiye dövülüp evladından kopartılmayacak…
Bir gün biri sözde eğlence için hava ateş edip balkondan bakan bir çocuğu öldürmeyecek…
Umudum var. İnancım tam… Hep birlikte pes etmeden çabalarsak huzurlu günler de çok uzaklarda değil…
Sevgiyle ve sağlıcakla kalın dostlar…
ZEKİ GÜRDAL KARAOĞLU