Daday Emirbey Çiftliği sahibi Hüsnü Gül, turistik işletmesinde 4 Mayıs günü yaşananlarla ilgili olarakkonunun gazeteler ve sosyal medyada yer alması üzerine yazılı bir basın açıklamasında bulundu.
Daday Emirbey Çiftliği sahibi Hüsnü Gül, turistik işletmesinde 4 Mayıs günü yaşananlarla ilgili olarak, konunun gazeteler ve sosyal medyada yer alması üzerine yazılı bir basın açıklamasında bulundu.
“Yaşanan üzücü ve vahim olayın mağduru olmama rağmen, bir de kamuoyunu yanıltarak sanki haksız olan benmişim gibi bir algı oluşturulmaya çalışıldığını görünce böyle bir açıklama yapmak ve konuya açıklık getirmek zorunda kaldım” diyen Gül’ün açıklaması şöyle:
“Son günlerde ulusal / yerel basınımızda ve sosyal medyada gündeme gelen üzücü olayla ilgili birinci ağızdan ve en doğru bilgileri kamuoyu ile paylaşmak gereğini duyduğum için bu açıklamayı yapmak zorunda kaldım.
Değerli Kastamonu Halkı; öncelikle şunu belirtmek isterim ki mübarek Ramazan ayından iki gün önce, tesisimizde yaşanan üzücü olayla ilgili şahsım tarafından şu ana kadar yapılmış hiçbir açıklama yoktur. Ben de sosyal medya ve ulusal basında yer alışını herkes gibi sonradan gördüm. Aslında bu olay sadece adli mercileri ilgilendireceği için böyle bir açıklama yapmayı düşünmemiştim. Ancak yaşanan üzücü ve vahim olayın mağduru olmama rağmen, bir de kamuoyunu yanıltarak sanki haksız olan benmişim gibi bir algı oluşturulmaya çalışıldığını görünce böyle bir açıklama yapmak ve konuya açıklık getirmek zorunda kaldım.
Sahibi ve işletmecisi olduğum Daday Emirbey Çiftliği, şehrimizin önemli turizm tesislerinden biridir. Yıllardan beri yerli ve yabancı turistlere en iyi şekilde hizmet vererek ülkemizin ve şehrimizin turizmine katkı sağlayan itibarlı ve saygın bir kuruluştur. Devlet büyüklerimiz de başta olmak üzere toplumun her kesiminden konuklarımız ve ziyaretçilerimiz bulunmaktadır.
Tesisimizin imkanları gereği lise ve üniversite öğrencileri de mezuniyet balolarını tertiplerken öncelikle işletmemizi tercih etmektedirler. Yıllardan beridir son derece mükemmel organizasyonlarla, yüksek müşteri memnuniyeti ile sorunsuz şekilde bu etkinliklere ev sahipliği yapmaktayız.
Şu hususu da yeri gelmişken özellikle vurgulamak isterim; tesisimiz turizm belgeli bir işletme olduğu için sair zamanlarda gelen konukların talep etmesi halinde her tesiste olabileceği gibi alkollü içecek servisi de yapılmaktadır. Ancak kamuoyunun da takdir edeceği ve işletmemize konuk olan herkesin de bileceği gibi, reşit olmayan kişilere alkollü içecek servisi yapılması ya da tesis içinde alkollü içecek kullanmaları mümkün değildir. Bu konuda çalışanlarımız tarafından her türlü tedbir alınmıştır.
4 Mayıs 2019 tarihinde Kuzeykent 15 Temmuz Lisesi öğrencilerinin mezuniyet töreni için okul başkanı ve tertip komitesi ile anlaştık. Önceki deneyimlerimizden de bildiğimiz için, organizasyonu düzenleyen öğrencilere mezuniyet etkinliğinde alkollü içecek servisi yapılmayacağını ve dışarıdan alkollü içecek getirilmesine izin verilmeyeceğini, önceden alkol alarak geldiği tespit edilecek öğrenciler olursa bunların tesise alınmayacağını, etkinlik boyunca tesisin kapılarının kapalı tutulacağını ve diğer konulardaki uyarılarımızı sözlü ve yazılı mesaj olarak belirttik. Zira kendim de yıllarca eğitim kurumu işlettiğim için, özellikle lise öğrencilerinin tesisimizde uygun olmayacak durumlara maruz kalmamaları, onların gelişimini ya da güvenliğini olumsuz etkileyecek herhangi bir olayın cereyan etmemesi için her türlü özeni gösterdiğimizi, bu etkinlikler öncesinde şehir dışında olsam bile mutlaka gelip bizzat bulunduğumu beni tanıyan herkes gayet iyi bilir.
Üzücü olayın cereyan ettiği gün, tesise geldiğimde kapının önünde çakar diye tabir edilen ışıkları yanan iki araç bulunduğunu gördüm. Önce devlet protokolünden konukların geldiğini düşündüm. İçeri girdiğimde babam başta olmak üzere çalışanlarım gelen kişinin küfürler edip bağırarak etrafa rahatsızlık verdiğini, tesisin dışında bulunan gençleri kovduğunu (sonradan bu gençlerin mezuniyet balosu için özel araçları ile gelen ve tesis dışında alkol alan öğrenciler olduğunu öğrendim) söylediler. İçeri girince bu kişinin yerel medyadan tanıdığım ancak öncesinde kişisel bir hukukumuz olmayan, MHP İl Başkanı Yüksel Aydın olduğunu anladım. Yanına gidip kendimi tanıttım ve nasıl yardımcı olabileceğimi sordum. İşletme sahibi olduğumu söyleyince şahsıma yüksek sesle ve elini de kaldırarak ‘Senden işletmeci falan olmaz lan!’ diye bağırdı. Ben Sayın Aydın’ın kızının da gelen öğrenciler içerisinde olduğunu öğrendiğimde bir öğrenci velisine göstermem gereken nezaket gereği yine sükunetimi bozmadan durumu anlatmaya ve program hakkında bilgi vermeye çalıştım. Tesis içerisinde hiçbir öğrenciye alkollü içecek verilmediğini, böyle bir durumun mümkün olmayacağını, tesis dışında alkol alan kişilere bir rahatsızlık vermedikleri sürece müdahale etme yetkim olmadığını, böyle bir durum olursa da ancak jandarmaya bildirebileceğimi, ama dışarıda alkol aldıkları tespit edilen öğrencilerin tesise alınmayacağını kendisine anlatmama ve hatta çay ikram etmeme rağmen, tehditkâr söylemlerini ve fevri tavırlarını hiç değiştirmedi. Jandarmayı arayacağını beyan etti, jandarma da kendisine tesisin alkol ruhsatlı olduğunu herhangi bir şikayetolmadığı takdirde dışarıda alkol alanlara da müdahale edemeyeceğini şikayeti varsa devriye gönderebileceklerini belirtti.
Ben bu süreçte kendisine mezuniyet programlarında dışarıdan restoran kısmına misafir kabul etmediğimizi, ancak otel kısmında konaklayan il dışından gelen misafirlerin doğal olarak tesiste bulunduklarını, onların da yemek ve talep etmeleri halinde alkollü içecek servislerinin ayrı bir bölümde yapıldığını ancak herhangi bir taleplerinin de henüz olmadığını izah ettim. Sayın Aydın bunu basında, ‘Tesiste özel misafirlerim var’ diye söylediğimi belirtmiş hatta benim misafirlere onları izletiyormuşum gibi üzücü bir söylemde bulunmuştur. Hatta o esnada Sayın Aydın’ın yanında gelen şahıslardan birisi, daha önce buna benzer bir programın olduğu bir akşam tesise yeğenlerinin geleceğini araçta alkol alımına müsaade etmediğinizi söylediler yardımcı olur musun diye aradığında, kendisine durumu izah ederek bunun mümkün olmadığını belirttiğimizde anlayışla karşıladı ve o an sayın başkanın yanında da teyit etti.
Bu olaylar yaşanırken öğrenciler Daday’da bulunan bir gölet çevresine hatıra fotoğrafı çekimi için gitmişlerdi. Daha sonrasında öğrenciler 19:45 civarında tesise servislerle girmeye başladılar.
Sayın Aydın bundan sonra yine etrafa tehditler savurarak tesisten ayrıldı.
Yaşanan tüm bu olayların etkisi ile mezuniyet balosu heyecanı ile oraya gelen tüm öğrencilerin morali bozuldu. Öğrencilerin içinde bulunan Sayın Aydın’ın kızı da sanırım babasının neden olduğu bu durumdan ötürü kendisini arkadaşlarına karşı mahcup ve kötü hissetti. Muhtemelen bu nedenle babasını aradı. Benim yanıma gelerek ‘abi kusura bakma, benim yüzümden gecemiz mahvoldu, babamı aradım beni almaya gelecek’ şeklinde üzüntüsünü belirtti.
Bunun üzerine ben kızından telefon numarasını alarak Sayın Aydın’ı aradım, öğrencilerden reşit olanların kendilerine alkol verilmemesi nedeniyle tepki gösterdiklerini, sanki bu duruma kendisi sebep olmuş gibi kızına tepki gösterdiklerini belirtince bana telefonda ‘Ben oraya ne yapacağımı biliyorum, geliyorum lan bekle’ diyerek telefonu kapattı. Bu tepkisi üzerine jandarmayı arayarak tesise çağırdım. Sayın Aydın gelmeden önce jandarma tesise intikal etti. Ve bu sırada bırakın alkol satışını, malum durumdan dolayı yemek servisi bile yapılamamıştı. Hemen akabinde yanında iki kişi ile birlikte Sayın Aydın tekrar tesise gelerek sanki ben gençlere alkollü içecek servisi yapmışım gibi ‘ben sana içki verme demedim mi lan!’ diyerek üzerime saldırdılar. Bu esnada ayırmaya çalışan jandarmayı iteklediler ve yanındaki adamlar başkanı tutmasını engellediler. Kendileri basın açıklamasında her ne kadar ‘Jandarma bize bir tokat atsa biz diğer yanağımızı uzatırız’ demişlerse de, gerçek bu değildir. Ben buradan görevlerini yerine getirmek için orada bulunan Jandarma teşkilatını refüze etmemek, onurunu korumak adına Sayın Aydın ve yanındakilerin onlarca kişinin önünde söylediği bu sözleri paylaşmak istemiyorum. Ama bu olaya maruz kalan güvenlik mensuplarının şikayetçi olmamalarının şanlı ordumuzun onuru adına beni son derece üzdüğünü belirtmek isterim.
Yaşanan arbededen sonra Sayın Aydın ve yanındakiler araçlarına binip gittiler. Ben de gece saat 00:15’e kadar karakolda ifade verdim.
Olay Sayın Aydın’ın basın açıklamasında belirttiği gibi değil, onlarca tanığın huzurunda aynen belirttiğim şekilde cereyan etmiş tüm söylediklerimde elimizde bulunan ve daha sonra elimize ulaşan video kayıtlarında da mevcut olup adli makamlara verilmek üzere hazırlanmıştır.
Ben bu şehirde yıllarca eğitim kurumu işlettim. Uzun süredir de ata toprakları üzerine kurduğum, oğlumun adını verdiğim, ailemle birlikte işlettiğim, kamuoyunun övgüsüne ve güvenine mazhar olan Emirbey Çiftliği’nin böyle bir olayla anılmasından, Sayın Aydın’ın tahkir edici, incitici beyanlarına muhatap olmasından dolayı büyük bir üzüntü içindeyim.
Ülkemizin önemli bir siyasi partisinin İl Başkanlığını yapan, topluma örnek ve lider olması gereken bir kişinin konumuna yakışmayacak tavır ve davranışlar içerisinde bulunmasını ve kullandığı üslubu kamuoyunun takdirine bırakıyorum.
Bu olaydan sonra sosyal medyadan ve gizli numaradan aranarak tehdit alıyorum. Kendisinin asla böyle bir şeye kalkışmayacağına inanıyor, bunu yapan kişilerin kendisini örnek alan ya da bu açıklamalardan etkilenen kişiler olduğunu düşünüyorum. Toplumda göz önünde bulunan kişilerin, temsil ettikleri konumlarına yakışır, vakur ve sağduyulu davranmamaları halinde toplumsal barışın da zarar göreceğine inanıyorum.
Mübarek Ramazan ayında, böyle gereksiz bir konu ile gündemi işgal etmekten duyduğum üzüntüyü, konunun adli makamlara intikal ettiğini ve bu konuda başka bir açıklama yapmayacağımı, kamuoyu ile paylaşırım. Tüm Kastamonu halkına huzur birlik ve beraberlik içinde bir ramazan ayı geçirmemizi temenni eder saygılar sunarım.”