Emek Partisi Batı Karadeniz Bölge Örgütü, sel felaketiyle ilgili yaptığı açıklamada, Batı Karadeniz ‘deki sel felaketinin sonunda oluşan ağır tahribatın bilimi değil, rantı esas alan politikaların sonucu olduğunu savundu.
Yapılan açıklamada şöyle denildi:
“Sermayedarların kâr hırsına kurban edilerek talan edilen doğa, tahrip edilen çevre ve yetersiz koruma önlemleri nedeniyle sonuç hep yıkım oluyor. En çok zararı görenler işçiler, emekçiler, üretici köylüler yani yoksul sınıflar oluyor.
Günlerce söndürülmeyen orman yangınlarının ardından Batı Karadeniz Bölgesi’nde yaşanan sel de tam bir yıkım oldu. Bartın, Sinop, Kastamonu ve Karabük’te meydana gelen selde can kayıpları oldu, yüzlerce ev ile işyeri sular altında kaldı, köprüler yıkıldı, araçlar selle sürüklendi.
Hiçbir afette sorumluluk almayan AKP iktidarı ise bildik açıklamayı yaparak aşırı yağışlar nedeniyle selin meydana geldiğini ifade etti.
Ağır tahribat, bilimi değil rantı esas alan politikaların bir sonucudur. Sel felaketlerinin olduğu yerleşim yerlerinin dere yataklarına kurulmuş olması ve dere yataklarının yapılaşma ile daraltılması, ranta dayalı imar politikaları, yatakları değiştirilen dereler-çaylar, yol yapımı nedeniyle doldurulan denizler ve dereler, denize ulaşamayan çaylar, halkın tepkisine rağmen kurulan HES’ler, orman alanlarının kereste, yapılaşma, enerji nakil hatları ve tarımsal faaliyete geçilmesi nedeniyle yok edilmesi doğa olaylarını felakete dönüştürmüştür.
Can kayıpları artarken, felaketin yaşandığı il ve ilçelerde halk yalnız bırakılmıştır. Altyapılar çökmüştür. Ekmek, su ve giysi gibi temel ihtiyaçlar karşılanamamaktadır. Toplanan yardımlar koordinasyon eksikliği nedeniyle ihtiyaç sahiplerine ulaştırılamamaktadır.
Hayatını kaybedenlerin ailelerine başsağlığı diliyor, halkımızı bölge halkıyla dayanışmaya davet ediyoruz.”
Açıklamada ayrıca,bilim insanları ve ilgili meslek odalarının görüş ve önerileri dikkate alınarak bölgenin ekolojik yapısına büyük zarar verdiği belirtilen HES projelerinden vazgeçilmesi, düzensiz yapılaşmaya izin verilmemesi,altyapı, kanalizasyon sistemlerinin yeniden düzenlenmesi gerektiği ifade edildi ve şöyle denildi:
“Kapitalizm koşullarında ‘sürdürülebilir çevre’ propagandası koca bir yalandan ibarettir. ‘Daha yeşil bir kapitalizm’ diye bir şey de yoktur! Çünkü zengin sınıfların çıkarlarını esas alan kapitalizm sürekli bir biçimde yıkım üretir.
Kapitalist emperyalizm dünya ve canlılar için bir felaketler sistemidir. Orman yangınları, seller ve depremlerde yaşadığımız manzara da bu nedenledir. Partimiz işçileri, köylüleri ve bütün emekçileri sermayenin sömürü düzenine son vermeye çağırmaktadır.”