Emek Partisi İl Başkanı Fikret Tufanyazıcı, başlatılan sosyal konut projesinin ülkede yaşanan barınma sorununa merhem olamayacağını, bunun çare değil belirsizlik olduğunu, hükümetin seçime doğru konut hayali sattığını söyledi, “kira öder gibi’ kredi borcu ödeyerek ev sahibi olmaya heveslendirilen kitleler, faizli borçların altında ezdirilecektir” dedi ve bu konuda yapılmasını gerekli gördükleri kendi önerilerini sıraladı.
Emek Partisi İl Başkanı Fikret Tufanyazıcı, başlatılan sosyal konut projesinin ülkede yaşanan barınma sorununa merhem olamayacağını, bunun çare değil belirsizlik olduğunu, hükümetin seçime doğru konut hayali sattığını söyledi.
Tufanyazıcı, dün konuyla ilgili bir yazılı açıklama yaptı ve partisinin görüşlerini şöyle aktardı:
“Cumhurbaşkanı Erdoğan ‘81 ilimize, hayırlı uğurlu olmasını diliyorum’ diyerek ‘İlk evim, ilk iş yerim’ projesini duyurdu. 2 yılda 250 bin konut, 250 bin konut arsası ve 10 bin işyerinin yapılacağını duyurdu. Hükümet seçime doğru konut hayali satıyor. Yüksek enflasyon, TÜİK verileri ve OVP’ye bakıldığında bile açıklanan sosyal konut projesi emekçiler için çare değil, belirsizliktir.
Sosyal konut bir ihtiyaçtır. Fakat bugüne kadar TOKİ ve inşaat şirketleri eliyle çözülmeyen barınma sorunu bu son proje ile de çözülmeyecektir. Zaten dert sağlıksız koşullar ve yüksek kira fiyatları karşısında halkın barınma sorununu çözmek değildir. Aksine, halkın insanca koşullarda yaşama ve ucuz kira umudu seçim ekonomisine bağlanırken, banka ve inşaat şirketlerine yeni rant alanları oluşturulmaktadır.
Bu soygun ve sömürü düzeninde, zar-zor bir konut sahibi olan ya da kiralık bir evde yaşayan emekçiler açısından da konut sorunu çözüme kavuşmuş değildir. Çünkü onların da büyük çoğunluğu insanca yaşam koşullarına uygun evlerde barınmaktan uzaktırlar. Barınma için harcanan para neredeyse asgari ücret seviyesini aşarken, emekçiler görece daha ucuz ama işyerine ve kent merkezlerine uzak, alt yapısı daha kötü bölgelere göçmek zorunda kalmaktadırlar.
AKP iktidarı tarafından ‘kira öder gibi’ kredi borcu ödeyerek ev sahibi olmaya heveslendirilen kitleler, faizli borçların altında ezdirilecektir.
Erdoğan hükümetinin, sözde ucuz konut politikalarının bedelini de işçiler, emekçiler fazla mesai ile yoğun çalışma ve boğazından kısarak yetersiz beslenme gibi bedellerle ödemektedir. Yıllardır ülkenin gözde arazilerini kar ve rant kaynağı haline getiren AKP iktidarı şimdi de “hazine arazileri ev yapmak isteyen vatandaşlara verilecek” diyerek, yiyecek ekmek ve kirayı ödeyecek para bulamayan milyonları kira, arsa parası ve ev inşaatı masrafları altında bankalara ezdirmek istemektedir. Tıpkı ödemez hale gelen çiftçilerin tarlasının, traktörünün haczedildiği gibi borç yükü altında ezilen işçi emekçilerde başını sokacak bir ev umuduyla çektikleri kredileri ödeyemedikleri için konut ve arsaları bankalar tarafından haczedilecektir.
Bir yanda büyük kâr sağlayan inşaat tekelleri diğer yanda başını sokacak yer bulamayan milyonlar. Bir yanda kirayı ve kredi ödemesini denkleştiremeyen emekçiler diğer yanda rezidansları konutları tespih gibi dizip dolarla kiraya verenler. Bu düzen değişmeden konut sorunu çözülmez.
Herkese yaşanabilir bir konut için acil olarak;
Boş konut stokları yerleşime açılmalı ve acil ihtiyacı olan yurttaşlara tahsis edilmelidir.
Kirasını ödeyemeyen ya da ödemekte zorlanan işçi ve emekçilere devlet tarafından gelirine göre kira desteği sağlanmalıdır.
Devlet ve yerel yönetimler insanca yaşanabilecek, sağlıklı ve ferah sosyal konutların yapımı için bütçe ayırmalıdır. Gerekli kaynak başta tekeller olmak üzere kapitalistlerden alınacak vergilerden sağlanmalıdır. Emekçiler gelirlerine göre kira vererek bu evlerde oturabilmelidir.
Bu konutların planlama ve yapım sürecine mimar ve mühendis odaları, sağlık meslek örgütleri ve sendikaların katılımı sağlanmalıdır.
Kamuda çalışan işçi ve emekçiler için lojman hakkı geri getirilmelidir.
Öğrenciler için yeterli sayıda ücretsiz yurt sağlanmalı ve bu sağlanana kadar ihtiyacı olan her öğrenciye kira desteği verilmelidir.
Emekçilerin, kredi borcu yüzünden el konulan konutları geri verilmeli, el konulanlar da dâhil konut kredi taksitleri emekçilerin ödeyebileceği şekilde düzenlenmelidir.
İnşaat tekellerine ve müteahhitlere sağlanan her türlü hibe, kredi, teşvik vb. uygulama son bulmalıdır. ‘Mega projeler’ kapsamında planlanan lüks konut yapımından vazgeçilmelidir.”