“2018 Türk Dünyası Kültür Başkenti” unvanı ile bu yılı geride bırakıyoruz, ilimizin tanıtımına katkı olacağına ve kültür alanında kalıcı yatırımlara sahip olacağımıza heves ederek kuşandığımız unvanı dün yeni sahibine bıraktık, helali hoş olsun…
Bilançoyu “Olana bereket” diyerek bağlamak en doğrusu olsa gerek.
Sinekten yağçıkartmak lazım bu gibi hallerde…
Pireyi deve yapmak yahut.
Bu unvan olmasaydı Türk mutfağını Berlin ITB Fuarı’nda tanıtma olanağımız olmazdı misal…
Keza, İstanbul’da düzenlenen UNESCO konferansına da davet edilmezdik.
Ulusal televizyon kanallarının “prime-time” programlarında boy gösteremezdik…
Yazılı medyada namımız bu kadar okunmazdı.
Kültür ve Turizm Bakanı aynı yıl içinde ilimize 2-3 kez gelmezdi…
Kepçeyle beklerken çay kaşığı ile verilen organizasyon bütçesinin ilimizin tanıtımına az çok katkısı olduysa ona da şükür.
Yıl boyu bir dünya misafir geldi gitti Türk cumhuriyetlerinden…
Sebeplenebildiği kadar esnafa faydası olmadı mı illa ki oldu, bu kârı da öpüp başımıza koyalım.
Motivasyon oldu en önemlisi…
İlimizin kültür kıymeti harbiyesini evvela kendimiz gördük.
Hedefimiz “UNESCO Dünya Kültür Mirası Listesi” ve gastronomi alanında “UNESCO Yaratıcı Şehirler Ağı” kaç zamandır…
Elimizdeki kozlardan biri şüphesiz mazimizdeki “Türk Dünyası Kültür Başkenti” kartı olacak.
Bir yıl geçti gitti…
Tarihe not düşüldü.
“Elde ne kaldı?”…
“Motivasyon ve özgüven”.
- ••
Not:
Türkiye Gençlik Vakfı (TÜGVA) olmasa…
İlimizdeki liseleri ortak bir organizasyonda bir araya getirmek mümkün değil.
TÜGVA’nın 3’üncüsüne imza attığı“Genç Türkiye Kongresi” il finali sayesinde 28 liseden 310 öğrenci, 28 öğretmen, 15 moderatör bir araya geldi, öğrenciler yarıştı…
Başarılı sayılanlar İstanbul’a yolcu.
Kastamonu maarif teşkilatının en büyük projesi olsa gerek…
Kamu-STK işbirliğine dair anlamlı bir örnek.
Hedef…
“Yeni Nesil Bir Gençlik”.
“Eskiye rağbet olsa bit pazarına nur yağardı”…
Eskileri kaldırıp atalım.
Ne varsa “yeni” olanda var…
Gençliğin de yeni olanı makbul.