Koluna altın bilezik takmaktansa gözünü dört dönüm bostan yan gel yat Osman işlere dikenlere, meslek kapacağı bir usta aramaktansa kafayı dayı peşinde koşmakla bozanlara, liyakatin torpillendiği günümüzde masa başını fethetmeyi hüner sayanlara örnek olsun…
Ekmeğini 40 yıldır sokakta seyyar tatlı satıcılığı ile kazanan Hamdi Tuğcu.
Daday’ın Akılçalman köyünden…
62 yaşında olup, 1965’te Kastamonu’dan İstanbul’a, 35 sene gurbet havası solduktan sonra 2000 yılında ise gerisingeriye İstanbul’dan Kastamonu’ya göçtü.
İlk vardığında yad ele bir inşaatta iş buldu…
Bi zaman böyle geçtikten sonra, hayatına yön verecek teklifle karşılaştı, ahbap olduğu bir tatlı ustası “Ben yapayım, sen seyyar araba ile sokak sokak sat” dedi, kabul etti, beyaz önlüğü kuşandı.
Dadaylı Hamdi işte böyle tanıştı Şam tatlısıyla…
Esasen Ramazan gecelerinin vazgeçilmezi olan Şam tatlısını, dört tarafı cam, tekerlekli seyyar tezgahı ile yaz kış demeden, yağmur çamur demeden dört mevsim 365 gün Sarıyer’de satmaya başladı.
Şam tatlısının irmik, şeker ve üzerine konulan fıstıktan yapılmış sade ve gösterişsiz haline aldanmayın aman…
Emektar ellere düşmesin hele bi, hayat kurtarır hayat.
Balık Pazarı’nı mesken tuttu, müdanesiz yaşadı…
İsteğe bağlı sigorta yaptırmıştı, emekli oldu.
Kolay değil sokakta esnaf olmak elbet…
Otomobil çarptı yılmadı, soğuk havalarda deniz soğuğunu yiye yiye kalbi iflas edecek oldu pes etmedi, direndi. Kalp kapağının değişmesi gerekti. 2003 yılında Kastamonu’da muayene oldu, Ankara’da bir özel hastaneye sevk edildi. O devir “fifti fifti”, tedavi masraflarının yarısını devlet ödedi diğer yarısını cebinden karşılaması gerekti. Kredi çekti, yıl 2015 oldu hala borcu bitmedi.
“İnsan isterse hayatını kurtarabilir” diyen Hamdi Tuğcu’nun ve eşinin 3 kızı oldu…
Eşi evde Şam tatlısı yaptı o sokakta sattı, kazandığı helal para ile kızlarını büyüttü, üçünü de üniversitede okuttu, ikisini evlendirdi ve ellerine ekmeklerini aldırdı, üçüncüsü halen üniversite öğrenimine devam ediyor.
Geçenlerde çıkan “Emeklilere ev” müjdesi umut oldu, hemen koştu yazıldı…
“Ya kısmet” diyor.
Nasrullah Meydanı’ndan, Cumhuriyete Meydanı’nda geçerken kafanızı kaldırırsanız, ekmek teknesinin başında mütevazı haliyle görürsünüz onu…
Alın teri ile ekmek parasını kazanırken.
Hamdi Tuğcu’nun bir dilim tatlıdan mucize yaratan inancı ve emeği…
Günümüz Türkiye’sine koskoca bir örnek olsun.