Kastamonu OSB’nin genişletilmesine yönelik Aksinir köyünde arazi kamulaştırılması yapıldı, toprak sahipleri toprak bedellerinin hesaplarına yatırılmasını bekliyor, ancak ne devlet kamulaştırma ödeneği gönderiyor ne de OSB yönetiminin kaynak yaratma çabası sonuca ulaşıyor…
Bu kördüğüm içinde Kastamonu’ya sanayi “gelemez”.
Sanayi hamlemize ilişkin son gelişmeler iç karartıcı…
Sıkıntı “kallavi”.
Kastamonu OSB’nin kuruluşunda çevresinde “Sanayi lekesi” ismiyle bırakılan yaklaşık 1 milyon metrekare alanın OSB’ye dahil edilmesi talebi vardı…
“Reddedildi.”
Arazinin orman vasfı göstermediğine dair bilirkişi raporu çıkması halinde söz konusu alanın arsa haline getirilerek sanayi yatırımlarına açılması ve buradan sağlanacak gelir ile Aksinir köyü havalisindeki “Ek OSB” alanının kamulaştırma bedelinin karşılanması hedefleniyordu…
“Olmuyor.”
Kastamonu OSB yönetiminin talebinin ilimizde kurulan yerel komisyondan geri döndüğü ifade ediliyor…
“Ormansın sen orman kal.”
Resmi yazı yazıldığında…
Orman varlığımız “korunmuş” olacak.
Kastamonu OSB yönetimi “yerel” komisyon kararını bakanlık nezdinde “genel” komisyona taşır mı yahut taşısa karar değişir mi?…
“Zor dostum zor.”
Gerçek olan şu ki, eğer Kastamonu OSB “likit” kaynağa dönüştürecek sanayi arsası oluşturamazsa, ek OSB “hayali”…
Kamulaştırma ödeneği “yok” çünkü.
Bu yıl için umut edilen ödenek…
“Hayal” oldu.
Kastamonu’ya sanayi yatırımı “gelemez”…
Gelen de “gidiyor” zaten.
(Ödenek mağduru sadece “büyük sanayi” değil…
“Küçük sanayi” ne alemde, dokunsak bin “ah” işitir miyiz?)
Kuzeykent “ızgarası”
Birbirlerini dik açıyla kesen yolların arasında kalan dikdörtgen ya da kare biçimli yapı adalarından oluşan kent planına “Izgara plan” deniliyor mimaride…
Şehirleşmenin “planlı” hal almaya başlamasıyla M.Ö. 3 binlerde Ortadoğu’da ilk örnekleri görülüp, M.Ö. 1000’den itibaren Anadolu kentlerinde “rüşt” ispatını yapıp, Avrupa’ya yayılan “efsane” mimari plan.
Izgara plan “demokratik” bir mimari anlayıştır…
Toprak “adil” paylaşılır çünkü.
Fotoğrafta bugüne kalabildiği kadarıyla “Kuzeykent ızgara planı”ndan bir kesit görüyorsunuz…
1980’li yıllarda böylesi bir “demokratik” mimarı planı hayata geçiren yerel yönetim, mülki idare, mimarlık mesleği alkışı hak ediyor.
Aradan 35 yıl geçti…
Kuzeykent, Kastamonu vilayetinde en büyük “ilçe” halini aldı.
Takvimdeki rakamlar büyüdükçe…
Şehirleşme anlayışımız “küçülüyor.”
1980’lerdeki “medeni” mimarı ile 2020’deki “ultra lüks” mimarı arasında oluşan büyük ve keskin “makas” neleri “kesti” götürdü şehrimizden?…
“Izgara” devri bitti, “abur-cubur” devrini yaşıyoruz.
Fail sadece yerel yönetim, mülki idare, mimari mesleği değil…
Komple üşüştük Kuzeykent ızgarasının tepesine.
MUSTAFA AFACAN