Kastamonulu hemşehrimiz, ME Müdürlüğü Maarif Müfettişlerinden Mehmet Saydur’un Göl 1938/Bir Eğitmen Kursunun Kuruluş Destanı (Ankara 2019, 244 s., Öğretmen Dünyası Yayınları) kitabını önceki yazılarımızın birinde tanıtmıştık. Saydur’un bu kitabının devamı niteliğindeki 1994 yılında Hayati Tahsin Yılmaz’la birikte kaleme aldığı Bir Tonguç Okulu Göl Köy Enstitüsü Kastamonu eğitim tarihinin en önemli eserlerindendir. Göl Köy Enstitüsünün tarihçesini yazarken Saydur, mecburen köy enstitüsü düşüncesinin kaynağını araştırmış ve Araçlı bir siyasetçi ve bilim adamına ulaşmıştır. Ocak 2018 ayında yayımlanan kitabı büyük ilgi görmüş ve 2018 NafiAtuf Kansu Eğitbilim Araştırmaları Ödülü’ne layık görülmüştür:
Mehmet Soydur, Köy Enstitülerinin Düşün Babası İsmail Mahir Efendi, İstanbul 2018, 334 s. Kaynak Yayınları: 912.
Saydur, bu kitabını niçin yazdığını Sunu’da (s. 17-19) şöyle açıklıyor:
“1976 yılıydı. Kastamonu’nun Araç ilçesinde TÖB-DER Şube Genel Kurulu toplantısı yapılıyordu. Divan Başkanı, konuşması sırasında köy enstitüleri düşüncesinin Araçlı İsmail Mahir Efendi’den çıktığını belirtmiş, ilgimi çekmişti. Beş yıl öğretmenlikten sonra Ankara’da öğrenciydim artık. Evrenim her yönden genişlemiş; bilim, sanat, yazın çevrelerinden insanlarla tanışmaya başlamıştım. Bir gün Mahmut Makal ustamız, İsmail Mahir Efendi’den söz açtı. İsmail Hakkı Tonguç’un bu eğitmcimizin ve kendisini öğretmen okuluna gönderen Bakan/Nazır Ahmet Şükrü Bey’in araştırılarak kitaplaştırılmasını söylediğini, bunun vasiyeti niteliğinde olduğunu söyledi. Bana İsmail Mahir Efendi’yi ödev olarak verdi. Bir süre sonra da aynı görevi Mehmet Başaran usta yineledi.
İsmail Mahir Efendi’nin peşine düştüm. Gördüm ki İsmail Mahir Efendi’nin köyüne kuş uçuşu 7-8 km. uzaklıktaki bir köyde çalışmışım. Demek ki o düşün/fikir o dağlardan doğmuştu.”
Bizim de ağabeyim Özdemir Tan’la birlikte kaleme aldığımız Gurur Kaynağımız Kastamonulular adlı on ciltlik kitabımızda hayatına, eserlerine yer verdiğimiz (C III, Ankara 2004, s.7) İsmail Mahir Efendi’yi çok kısa hatırlatarak kitabı tanıtmayı sürdürelim.
1869 yılında Araç Boyalı’nın Balcı köyünde doğdu. Babası Balcızade Mustafa Ağa’dır. Ağabeyi Osman’la Kastamonu’ya gelerek Namazgâh Medresesinde öğrenim gördü. Medresede okurken Vali Abdurrahman Paşa’nın okul açma çalışmalarına tanık oldu. Medreseyi bitirince 1886 yılında Sinop Ayancık nahiyesinde ilkokul öğretmenliğine atandı. Bir yıl öğretmenliği sırasında para biriktirip İstanbul’a giderek Darülmuallimine kaydolup yüksek bölümünden mezun oldu (1890). Selanik’e öğretmen atandı. Selanik’te çeşitli okullarda coğrafya, geometri dersleri okuttu. Maarif müfettişliği yaptı (1894-1900). Selanik Darülmuallimini Müdürlüğü, Mithat Paşa Sanayi Okulu Müdürlüğü sırasında 1906’da Vatan ve Hürriyet Cemiyetinin kurucuları arasında yer aldı. II. Meşrutiyet ilan edilince (1908) Kastamonu’ya geldi. 3 Kasım 1908 seçimlerinde İttihat ve Terakkinin adayı olarak Osmanlı Meclisine seçildi. Meclisin çalışkan, aktif üyelerinden biri oldu. Saydur, meclisteki konuşmalarını, önergelerini kitapta sayfalar dolusu açıklamaktadır.
Dört yıllık dönem sona erince meclis 1912’de dağılır. Balkan Savaşı dolayısıyla seçim ancak 1914’te yapılabilir. Bu iki yıllık arada İsmail Mahir Efendi İstanbul Darülmuallimatı Müdürlüğünü yapmıştır. Nisan 1914 seçimlerinde İsmail Mahir Efendi tekrar Kastamonu mebusu seçilir. Köy Enstitüleri düşüncesini 1-2 Temmuz 1330 (1914) tarihlerinde Maarif Nezareti bütçesi görüşülürken açıklar. Uzun konuşmalarından can alıcı bazı cümleleri kitaptan aktaralım:
“Bendeniz önereceğim biçimde hiçbir köyünüzü on yıl içersinde okulsız bırakmayacaksınız ve bunu da böyle yapmalıyız. Bendeniz diyorum ki, aşağı yukarı 70 tane sancağımız var. Ya da memleketi 70 eğitim bölgesine ayırınız. Bu sancakların çiftlik olan bir yerinde ya da kamusal toprakların bulunduğu bir yerinde, bir erkek ve bir kıza özgü çok geniş yatılı ilkokullar yaparız. O sancakta kaç tane köy varsa hesaplarsınız. Nerelerde okul yapacaksak oralardan bir kız ve bir erkek çocuğu alıp okula koyarız. Doğal olarak kız okulunun birçok kuruluşu, düzenlemesi olacak: Dokumacılık, aşçılık, dikişçilik… Kadınların tarımda yapabilecekleri tavukçuluk ve benzerleri gibi… Erkek okullarında da tamamiyle tarım işleri… Bunlara dört yıl ilköğretim gösterelim ki, Türk çocukları son derecede kavrayışlı olur. Üç yıl da ilköğretmen okulunun programını bunlara gösterelim. Toplam öğretim yedi yıl eder. Bir yıl da eksiksiz uygulama görür, sekiz yıl oldu mu? Sekiz yıla kadar o köylüleri zorunlu tutarsınız; öğretmen evini ve okullarını, o okulların küçük modeli biçiminde olmak üzere köylerinde yapsınlar.
……
Sonra o erkeği o kıza veriniz. İki lira aylıkla mutlu olarak kıvançla köyüne gider. Çünkü, o köyün yanı başında yapılacak örnek tarlasının gelirlerini o öğretmenler alırlar. Bundan başka çözüm yolumuz yoktur. Böylece Osmanlı memleketleri içinde yapılmadık bir köy okulu kalmaz.”
1 Temmuz 1914.
İsmail Mahir Efendi, meclisteki görevinin yanı sıra darüleytam/yetimler yurdu açıp şehit çocuklarını eğitmekle meşguldü. Bu koşuşturma sırasında genç yaşta, 47 yaşında kalp krizi sonucu hayata veda etti (1916 Haziran başında). Cenazesi, Bebek’te açtığı darüleytamın tam ortasında toprağa verildi.
İsmail Mahir Efendi’yi rahmetle anarken eğitimci yazar Mehmet Saydur’a bu eseri dolayısıyla saygı ve şükranlarımızı sunuyoruz…
NAİL TAN