“Eğitim ve bilim emekçileri olarak, ülkemizin ve eğitimin geleceği için
referandumda “hayır” oyu kullanıyoruz!”
Eğitim-Sen Kastamonu Şubesi, 16 Nisan anayasa değişikliği referandumundaki tercihlerinin “hayır” olacağını açıkladı.
Şube Başkanı Fikret Tufanyazıcı, bu kararlarını yaptığı yazılı açıklamayla duyururken şöyle dedi:
“Ülkenin geleceğini yakından ilgilendiren anayasa değişikliği referandumunun yapılmasına sayılı günler kalmıştır. OHAL koşullarında toplumun muhalif ve örgütlü kesimlerinin baskı ve tehditlerle sindirilmeye çalışıldığı, sendikaların kitlesel ihraçlar, sürgünler ve cezalarla kuşatıldığı bir dönemde, anayasa değişikliği referandumu yapılacaktır.
Türkiye’de, başta okullar olmak üzere, bütün eğitim kurumları iktidarın ırkçı, mezhepçi, ayrımcı ve otoriter uygulamaları nedeniyle gerçek işlevlerinden hızla uzaklaştırılmıştır. İktidarın eğitim başta olmak üzere, toplumsal yaşamın bütün alanlarında uyguladığı baskı, şiddet ve dayatmacı politikalar, laik bilimsel eğitime, eşit, özgür ve demokratik yaşama karşı büyük bir meydan okumanın yaşandığını göstermektedir.
Eğitim sisteminde yaşananlar, ülkenin içinde bulunduğu ekonomik, toplumsal ve siyasal gelişmelerden ayrı ya da bağımsız değildir. Eğitim politikalarının belirlenmesi ve uygulanmasında, başta müfredat ve ders kitapları olmak üzere, tamamen siyasi iktidarın belirleyici olması, okullarda yaşanan şiddetin artması, eğitim emekçilerine yönelik çeşitli saldırı ve tehditlerin (ihraçlar, açığa almalar, sürgün ve cezalar vb) sürmesi gibi uygulamalar, tıpkı Türkiye gibi, okullarımızı da fiilen cezaevi gibi yönetilir hale getirmiştir.
Siyasi iktidar, sandıktan istediği sonucu çıkarmak için, başta eğitim kurumları olmak üzere, bütün devlet kurumlarını seferber etmiştir. Çeşitli illerde yapılan “Evet mitingleri” için il ve ilçe milli eğitim müdürlükleri tarafından okullar çeşitli bahanelerle tatil edilmiş, öğrenci ve öğretmenler mitinglere zorlanmış, dolayısıyla eğitim öğretim faaliyetleri bizzat devlet eliyle engellenerek, açıkça suç işlenmiştir.
Referandum ile getirilmek istenen ‘yeni rejim’in işçi ve emekçiler açısından daha fazla sömürü, daha fazla baskı ve hak gaspı anlamına geleceğini görmek için yakın geçmişte yaşananlara bakmamız yeterlidir. Kamu emekçilerinin iş güvencesi ve en temel sendikal-demokratik kazanımlarını hedef alan ve ülkeyi sürekli OHAL koşullarında yönetmeyi hedef alan değişikliklere onay vermemiz mümkün değildir.
16 Nisan’da, bütün yetkilerin tek bir kişide toplandığı “Tek adam rejimi” oylanacaktır. Bu nedenle;
OHAL koşullarında ve iktidar gibi düşünmeyenlerin ağır baskı altında olduğu koşullarda yapılmak istenen Anayasa değişikliği referandumu başından sonuna anti demokratik olduğu için ‘Hayır’ diyoruz.
Eğitim sisteminin iktidarın siyasal hedeflerine göre düzenlenmesine, okullarımızın iktidarın arka bahçesi haline getirilmesine, öğrencilerimizin ve ülkemizin geleceğinin ipotek altına alınmasına ‘Hayır’ diyoruz.
Emekçilerin en temel kazanılmış haklarını, işini, ekmeğini ve geleceğini doğrudan hedef alan, çalışma ve yaşam koşullarımızı doğrudan olumsuz etkileyecek düzenlemelere ‘Hayır’ diyoruz.
Tıpkı ülke yönetiminde olduğu gibi, işyerlerinde de her şeyin siyasal olarak atanmış yöneticilerin iki dudağı arasında olduğu, kamu istihdamında liyakat ilkesi değil, mutlak itaat ve sadakat anlayışının egemen hale getirildiği bu düzenlemeye ‘HAYIR’ diyoruz.
Yıllardır toplumu iç ve dış tehditlerin ve düşmanların varlığından bahsedip sürekli yeni gündemler üreterek, kutuplaşmayı, düşmanlığı, her fırsatta kini ve nefreti pompalayanlar, halka sürekli yalanlar söyleyerek gerçek niyetlerini gizleyenlere ‘Hayır’ diyoruz.
Değişik din, dil, mezhep ve kimlikten işçi ve emekçilerin gerçek anlamda ‘eşit yurttaş’ olarak kabul edilmesi, okulda, sokakta, fabrikada, işyerlerinde farklı kimlik, inanç, kültür ve siyasi görüşlere sahip insanlara yönelik her türlü ayrımcı söylem ve uygulamaya ‘Hayır’ diyoruz.
Türkiye’de demokratik haklarımızın, sendikal hak ve özgürlüklerin eksiksiz olarak kullanılabilmesi, getirilmek istenen ‘Tek adam rejimi’nin karşısında olmakla mümkündür. Eğitim Sen olarak, başta eğitim ve bilim emekçileri olmak üzere, ülkenin sonu görünmeyen bir karanlığın içine sürüklenmesini istemeyen herkesi duyarlı davranmaya çağırıyor, 16 Nisan Pazar günü sandığa giderek kararlı bir şekilde ‘Hayır’ oyu kullanmaya ve oylarına sahip çıkmaya davet ediyoruz.”