Eğitim-Sen Kastamonu Şubesi, eğitim ve bilim emekçilerini 16 Nisan’da yapılacak anayasa değişikliğiyle ilgili referandumda “laik, bilimsel eğitim, eşit özgür ve demokratik bir yaşam için” hayır oyu kullanmaya çağırdı.
Sendikanın bu çağrısını dile getirdiği, Şube Başkanı Fikret Tufanyazıcı’nın imzasına taşıyan yazılı açıklaması şöyle:
“Yıllardır özellikle eğitim sistemi üzerinden hayata geçirilen ve eğitim biliminin en temel ilkelerine tamamen aykırı olan laiklik ve bilim düşmanı politika ve uygulamalar, geçtiğimiz 15 yıl içinde tarihte hiç olmadığı kadar artmıştır. Okulöncesi eğitimden yükseköğretime kadar eğitim sisteminin bütün kademelerinde, bilimin en temel evrensel gerçekleri yok sayılmış, eğitim sistemi büyük ölçüde dini kural ve referanslara göre biçimlendirilmeye başlanmıştır.
Siyasi iktidar, başta eğitim sistemi olmak üzere, toplumsal yaşamın bütün alanlarını kendi siyasal-ideolojik hedefleri doğrultusunda, tekçi, baskıcı ve otoriter uygulamalar üzerinden hayata geçirmekte, kendi dünya görüşünü geniş toplum kesimlerine dayatmaktadır.
Yıllardır toplumsal yaşamın her alanında sürekli kamplaşma ve kutuplaştırma yaratmak üzerinden siyaset yapanlar, özellikle 15 Temmuz darbe girişimi sonrasında okullarda öğrenciler, öğretmenler ve veliler arasında bir bölünmeyi oluşturmaya çalışmış ve bunda kısmen de olsa başarılı olmuşlardır.
Türkiye, 15 Temmuz darbe girişimi sonrasında alınan OHAL kararı ve ülkeyi KHK’ler ile yönetme anlayışı ile hayata geçirilen ‘olağanüstü rejim’ uygulamalarının ekonomik ve toplumsal yaşamda yarattığı olumsuzlukların giderek ağırlaştığı koşullarda referanduma gitmektedir. Siyasi iktidar, kendisi gibi düşünmeyenlere yönelik baskı, tehdit ve sindirme uygulamalarını kalıcı hale getirmek için bütün devlet olanaklarını kullanarak hareket etmekte, başta okullar olmak üzere tüm eğitim kurumlarını ve öğrencileri ‘Evet’ propagandasına alet ederek adeta seçim çalışması yapmaktadır.
Eğitimde siyasal kadrolaşma uygulamalarının yukarıdan aşağıya doğru organize bir şekilde gerçekleştirilmesi, okullarda yaşanan şiddetin artması, eğitim emekçilerine yönelik çeşitli saldırı ve tehditlerin ihraçlar, açığa almalar, soruşturma, sürgün ve cezaların sürmesi gibi anti demokratik uygulamalar, okulların fiilen kışla ya da cezaevi haline getirilmesini beraberinde getirmiştir.
OHAL ve sonrasında çıkarılan KHK’ler ile yaşanan ihraçlar sorununun sürmesi, darbe girişimi ile uzaktan yakından ilgisi olmayan ekonomik, siyasi ve idari kararlar ile ülkenin yönetilmeye başlanması, 16 Nisan’da sandıktan ‘Evet’ çıkması durumunda, ülkenin sürekli OHAL koşullarında ve Cumhurbaşkanı’nın çıkaracağı KHK’ler ile yönetilmesini gündeme getirecek, 15 Temmuz sonrasında ülke nasıl yönetiliyorsa, öyle yönetilmeye devam edilecek, OHAL uygulamaları olağan yönetim biçimi haline getirilecektir.
Okulların eğitim kurumu olmaktan adım adım uzaklaştığı, öğrencilerin yarış atı gibi sınavdan sınava koştuğu, öğretmenlerin düşük ücretle, esnek, güvencesiz ve angarya çalışmaya zorlandığı, siyasal kadrolaşmanın zirve yaptığı, farklı dil ve kimliklerin dışlandığı, eğitimin zaten sorunlu olan niteliğinin daha da kötüleştiği koşullarda anayasa değişiklikleri yapılacaktır. Gerçek anlamda eşit, özgür ve laik bir eğitim sisteminin oluşması, demokrasinin, eşitliğin, temel hak ve özgürlükler alanının genişlemesi, bütün yurttaşların eşit haklar temelinde, barış içinde bir arada yaşaması ile mümkündür. 16 Nisan’da oylanacak olan sadece anayasanın belli maddeleri değil, aynı zamanda eğitimin ve ülkenin geleceğidir.
16 Nisan referandumu hem ülkemiz açısından, hem de nüfusun büyük bölümünü oluşturan emekçilerin çalışma ve yaşam koşulları ile gelecekleri açısından önemli bir dönemeç olacaktır. Eğitim Sen olarak, eğitimin gerçek anlamda demokratik, bilimsel ve laik bir içerikte örgütlenmesi, herkese eşit ve parasız eğitim hakkı için tüm halkımızı, çocuklarının ve ülkenin geleceğinden endişe eden velilerimizi, bütün eğitim ve bilim emekçilerini 16 Nisan referandumunda güçlü bir şekilde ‘Hayır’ oyu kullanmaya davet ediyoruz.”