Eğitim-İş Kastamonu Şubesi, yeni eğitim ve öğretim yılının sorunlu başlayacağı eleştirisinde bulundu.
Şube Başkanı Ahmet Tevfik Bal, yaptığı açıklamada, “2019-2020 eğitim-öğretim yılı, 9 Eylül 2018 tarihinde başlayacaktır. 18 milyon öğrenci ve 1 milyon eğitim emekçisi bu eğitim öğretim yılına da birikmiş ve çözüm bekleyen sorunlarla, müfredat ve sınav sistemi değişikliği, karma eğitimin kaldırılması girişimleri gibi tamamen gerici ideolojik bakış açısıyla gerçekleştirilen değişikliklerin gölgesinde girecektir.
Dernek ve vakıflarla imzalanan protokoller, derslik açıkları, kalabalık sınıflar, öğretmensiz okullar, ikili eğitim öğretim, taşımalı eğitim, uluslararası sınavlardaki başarısızlıklar, öğrencilerin tarikat ve cemaatlerin yurtlarına mahkum edilmesi, çocukların örgün eğitim dışına itilmesi, öğretmenlerin özlük sorunları, sözleşmeli ve ücretli öğretmenlik, öğretmenlerin aile birliğinin sağlanamaması, kadrolaşma, liyakatsizliğin ve yandaşlığın hakim olması gibi sorunlar maalesef bu öğretim yılına da taşınmıştır. Bütün bu sorunların üstüne bir de ekonomik krizin yarattığı etki yüklenmiştir” dedi.
Sınav sistemi değişikliklerinin öğrencileri mağdur ettiğini, eğitimde özelleştirmenin devam ettiğini, taşımalı eğitimin devam edeceğini belirten ve “Çocuklarımız tarikat ve cemaatlerin yurtlarına mahkum edilecek” diyen Şube Başkanı Ahmet Tevfik Bal, “Özellikle ilköğretim ve lise çağındaki çocuklarımız devletin bizzat hizmet verdiği yurtlarda barınma ihtiyacını karşılamalı, hiçbir suretle özel teşebbüs, dernek, vakfın faaliyetine izin verilmemelidir” dedi.
Açıklamasında, okullaşma oranının hâlâ düşük olduğuna işaret eden ve “Kriz bahanesiyle MEB bütçesinden yapılan kesinti yeni eğitim öğretim yılını olumsuz etkileyecek” diyen Bal, ikili eğitim sorununun çözülemediğini, yeni çalışma takviminin öğrencileri deney tahtası haline getireceğini ifade etti ve sonuç olarak şunları söyledi:
“Eğitim sisteminde yıllardır yaşanan sorunların, bakan değişikliğine, büyük reformlar gerçekleştirileceği vaadiyle açıklanan vizyon belgelerine rağmen, 2019-2020 eğitim öğretim yılında da artarak devam edeceği görülmektedir. Eğitimde yaşanan yapısal sorunlar karşısında MEB’in somut ve çözüme dayalı politikalar geliştirmek gibi bir amacının olmadığı, eğitimde yaşanan ticarileşme, özelleştirme ve dinselleştirme uygulamalarının hız kesmeden devam edeceği görülmüştür.
Daha önce defalarca söylediğimiz gibi eğitim sisteminde yıllardır yaşanan sorunların aşılmasının, çocukların nitelikli bir eğitime ulaşabilmesini sağlamak için bugüne kadar izlenen bilimsel olmayan eğitim politikalarını tamamen değiştirmekten geçmektedir. Yaşanan karanlık tablodan çıkışın tek yolu ise eğitimin eşit, parasız, bilimsel, laik ve kamusal niteliğinin arttırılmasıdır.
Eğitim-İş olarak, parasız, bilimsel, demokratik, laik, ulusal ve karma eğitim mücadelemize, Atatürk’ü ve devrimlerini anlatmaya, haksızlığa, hukuksuzluğa maruz kalmış tüm eğitim emekçilerinin yanında olmaya devam edeceğiz. Yolumuz çağdaş uygarlık yoludur, yolumuz Cumhuriyet yoludur, Başöğretmen Atatürk’ün yoldur ve bu yoldan asla dönmeyiz.”