Eğitime “ulaşabilirlik” daha da zorlaştı, üstesinden gelinmesi lazım gelen “okul altyapısı” ve “yardımcı ders kitapları” demirbaş listesine bir de “internet” ve “bilgisayar” eklendi…
Eşitsizlik “katmerlendi”.
Eğitimde “eşitsiz” hal…
Gömleğin ilk düğmesini yanlış iliklemekle “eş”.
Spor salonu olmayan okullar…
Laboratuara gerek duyulmayan okullar.
Ders kitabı “sebil”…
Yardımcı ders kitabı “ateş pahası’.
(Devlet, ders kitabı veriyor bedelsiz, içeriği “yetersiz” olduğu iddiası “gırla”, varsa yoksa “yardımcı kitap”…
Boşuna masraf yapmasın mı acaba devlet?)
İnternet bağlantısı olan ve “adam gibi” çeken konutlardaki öğrenciler eğitimde “önde”…
Aylık 100 TL’yi aşan internet faturasını uzaktan eğitim dönemi boyunca kesintisiz ödeyebilen ailelerin çocukları daha “önde”.
“EBA”…
“Televizyon, elektrik, elektrik faturası, çanak, ayrı oda”.
Keseye kuvvet…
“Herşeyin başı eğitim”.
“Ulusal bağımsızlık” pazarda başlar
Haftanın 4 günü pazardayım, şehir kırsalımızın dört bir tarafından üreticilerimiz ürünlerini getirip satışa sunuyorlar, üretici “yerli”, ürün “yabancı”…
“İthal tohum”.
“Hibrit” üstelik…
Genetik “dehası”.
Salı “sokak arası” pazarı, Çarşamba ve Cumartesi “eski” şehrin göbeğindeki “modern” pazar, Pazar “gökdelen” şehrin pazarı…
“Amerikan pazarı”.
“Ceviz” misal…
“Yerli” cevizin yüzüne bakan yok, tahtın sahibi “Amerikan” cevizi.
Cüsseli yerliye göre…
Göz okşuyor.
“Her iklime uyar” diyormuş “ziraatçi”…
Ha New York, ha Kastamonu.
Yerli ceviz ağaçları “kereste”…
Amerikan cevizi “bağ bahçe”.
“Ceviz” deyip geçme…
Memleketin “köküdür”.
Her devrilen yerli ceviz ağacının gölgesi düşüyor “kırmızı beyaz” bayrağa…
Her dikilen yabancı ceviz ağacının ışığı vuruyor envai “yabancı” bayrağa.
Cevizimize sahip çıkalım…
Ulusal bağımsızlık meselesidir.
MUSTAFA AFACAN