Eğitim-İş Kastamonu Şubesi, HÜDA PAR’ın düzenlediği çalıştay sonrasında yayınlanan bildiriye “Anayasal düzeni hedef almaktadır” diyerek tepki gösterdi.
Konuyla ilgili yapılan açıklama şöyle:
“Türkiye Cumhuriyeti’nin temel ilkeleri, Anayasa’nın değiştirilemez hükümleri ve Cumhuriyet’in kuruluş felsefesi açıkça ortadayken, TBMM’de temsil edilen bazı partilerin sorumluları ve üyeleri, Anayasa’ya sadakat yemini etmiş olmalarına rağmen devletin var oluş gerekçelerine ve Anayasa’da belirtilmiş ilkelere meydan okumaktadırlar. Bu cüreti, 23 yıllık AKP iktidarının yarattığı düzenden aldıkları açıktır.
HÜDAPAR tarafından düzenlenen çalıştay sonucunda yayımlanan bildiride, Anayasa’nın temel ilkelerine ve Türkiye Cumhuriyeti’nin bölünmez bütünlüğüne aykırı ifadeler yer almaktadır.
Özellikle;
“Kürt meselesinin çözümü ancak ulus devlet paradigmasının terk edilmesi ile mümkündür.” ifadesi, Türkiye Cumhuriyeti’nin üniter yapısını ve Anayasa’nın ilk dört maddesini açıkça hedef almaktadır.
“Skyes-Picot sınırları sembolik hale getirilmelidir.” söylemi, Türkiye Cumhuriyeti’nin toprak bütünlüğüne ve uluslararası sınırlarına yönelik açık bir tehdit içermektedir.
Anayasa’nın vatandaşlık tanımı ülkenin bölünmez bütünlüğü ve bağımsızlığı ile çelişmekte ve Türkiye Cumhuriyeti’ne açıkça meydan okumaktadır.
Türkiye Cumhuriyeti anayasasının değişmez hükümlerinde de açıkça yer aldığı üzere “Türkiye Cumhuriyeti, toplumun huzuru, millî dayanışma ve adalet anlayışı içinde, insan haklarına saygılı, Atatürk milliyetçiliğine bağlı, başlangıçta belirtilen temel ilkelere dayanan, demokratik, lâik ve sosyal bir hukuk Devletidir.”
Bildiride yer alan ifadeler, Anayasa’nın değiştirilemez ilkeleri olan demokratik, laik ve sosyal hukuk devleti yapısına açıkça aykırıdır. Türkiye’nin bölünmez bütünlüğüne, Cumhuriyete, Atatürk ilke ve devrimlerine, eşitlik ve hukuk devleti ilkelerine aykırı olan bu açıklamalar, siyasal ve hukuki açıdan tehlikeli bir sürecin habercisidir.
Muhalif her kesime karşı resen soruşturmaların açıldığı, keyfi gözaltıların ve tutuklamaların yaşandığı ülkemizde, anayasaya açıkça aykırı söylemlerde bulunan iktidar ve destekçilerine karşı herhangi bir adım atılmaması, hukukun iktidarın güdümüne girdiğinin ve yargının tarafsızlığını kaybettiğinin açık bir göstergesidir. Bu tür açıklamalara sessiz kalınması, hukukun üstünlüğü ilkesini zedelemekte ve ülkemizi tehlikeli bir noktaya sürüklemektedir.
Eğitim-İş olarak, Türkiye Cumhuriyeti’nin laik, demokratik ve sosyal hukuk devleti yapısını korumak için hukuki sorumluluğumuzun bilincindeyiz. Bu doğrultuda, anayasal düzeni hedef alan bu bildiriye karşı; Devletin Birliğini ve Ülke Bütünlüğünü Bozma (TCK 302), Türk Milletini, Türkiye Cumhuriyeti Devletini, Devletin Kurum ve Organlarını Aşağılama (TCK301), Anayasayı İhlal (TCK 309),
Halkı Kin ve Düşmanlığa Tahrik ve Atatürk’ün Manevi Hatırasına Hakaret (TCK 216 ve 5816), Suçu ve Suçluyu Övme (TCK 215), Anayasa’ya ve Siyasi Partiler Kanunu’na Aykırılık suçlarından şikayette bulunduk.
Türkiye Cumhuriyeti’nin geleceği ve toplumsal birliğimizin teminatı olan laik eğitimden ve Cumhuriyetin temel ilkelerinden asla taviz vermeyeceğimizi bir kez daha vurguluyoruz. Bizleri bir arada tutacak olan laik Cumhuriyettir, birleştirecek olan ise yalnızca laik eğitimdir.”