- Antalya’daki toplantıya Kastamonu Şubesi olarak tüm kadro katıldıklarını söyleyen Başkan Orhan Sancaktaroğlu, Genel başkanları Ali Yalçın’ın açılış konuşmasındaki “Öğretmenlere ‘sınava girmeyin’ çağrısı yapıp sahayı provoke edenler, kendileri sınava girip başöğretmen oldular” sözlerine dikkat çekti
Eğitim-Bir-Sen’in 17. Türkiye Buluşması, şube yönetimleri ve ilçe temsilcilerinin katılımıyla Antalya’da yapıldı.
Eğitim Bir-Sen Şube Başkanı Orhan Sancaktaroğlu, Kastamonu Şubesi olarak İl Yönetim Kurulu ve ilçe başkanları ile toplantıya katıldıklarını ifade ettiği toplantıda Memur-Sen ve Eğitim Bir-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın ile istişarelerde bulunduklarını, üyelerinin aktardığı talepleri kendisine ilettiklerini, alanda yaşanan sorunlarla ilgili değerlendirmelerde bulunarak üyelerin beklentilerini belirttiklerini söyledi.
Genel Başkan Ali Yalçın’a, “Sözleşmeliye kadro, 3600 ek gösterge, ÖMK” gibi gündeme dair konuların kazanıma dönüşmesinde gösterdikleri çabalardan ve kararlı duruşlarından dolayı teşekkür ettiklerini belirten Sancaktaroğlu, açıklamasında, “Eğitim Bir-Sen olarak çözümün ve umudun adresi olmaya devam edeceklerini, elde edilen kazanımların daha dün hayal gibi görüldüğünü ama kazanıma dönüştüğünü ve altında Eğitim Bir-Sen’in imzası olduğunu belirterek bundan sonra da bir kazanım elde edilecekse altında Eğitim Bir-Sen’in imzasının olacağını” ifade etti.
Sancaktaroğlu, 17. Türkiye Buluşmasında bu yıl beşincisi düzenlenen “Eğitimden Bir Kare Fotoğraf Yarışmasında” ikincilik ödülünü kazanan Ceritoğlu Ortaokulu Fen Bilgisi Öğretmeni Özgür Hüseyinbaş’ı başarısından dolayı kutladıklarını da kaydettiği açıklamasında, Genel Başkanları Ali Yalçın’ın yaptığı konuşmaya da değindi ve şu sözlerine dikkat çekti:
“Mevcut sorunların çözümünü sağlayacak olan da biziz. Diğerleri sorunları konuşadursun, biz bir bir sorunları çözdük, çözmeye devam ediyoruz.
(…..)
Ama dertleri üzüm yemek olmayanlar kanun üzerinden kargaşa çıkarmaya ve bizi köşeye sıkıştırmaya çalıştılar. Hamleleri ellerinde patladı. Utanmayı unutanların kızarmayan yüzleri, Bakanın, ‘Biz bakanlık olarak sadece yüksek lisans ve doktora yapanlar için uzman/başöğretmenlik düşünürken, Eğitim-Bir-Sen’in önerisiyle 614 bin öğretmenin uzman öğretmen-başöğretmen olmasının önü açıldı, Eğitim-Bir-Sen sınav yapılsın demedi’ açıklamasıyla da kızarmadı. Türkiye’de her şey olursunuz ama rezil olamazsınız, diye bir söz var; öğretmenlere ‘sınava girmeyin’ çağrısı yapıp sahayı provoke edenler, kendileri sınava girip başöğretmen oldular. Biz sınava karşı toplu sözleşme kararımızı savunduk, üyelerimizi yaklaşan sınava karşı hazırlamak için özet notlar ve denemeler sunduk. Sahanın sesini duyurmak için ders bırakıp basın açıklaması yaptık, mahşeri cümbüşçülerle aynı kareye girmekten de kaçındık. Çünkü biz, bir siyasi partinin fotoğrafa girdiği, başka bir partinin sufle verdiği, sınava dava açmayıp, açmış gibi algı yürütenlerin sözcülüğünü yaptığı, terör sevicilerin başköşeyi tuttuğu bir eylemi sendikacılık olarak görmedik, görmeyiz. Birileri kullanışlı aparat olmayı hazmedebilir ama biz Eğitim-Bir-Sen’iz, kimsenin değirmenine su taşımayız, bizim amacımız üzüm yemek, bağcı dövmek değildir.”