- Bölge Kastamonu-Çankırı-Karabük Eczacı Odası Başkanı Ecz. Şule Tüfekci, eczacılık mesleğinin, benzeri daha önce hiç yaşanmamış bir ekonomik tehdit altında olduğuna dikkat çekerek, “Eczacılar, kendilerini yok sayan bu iradeye boyun eğmemeye kararlıdır. Eczacılar olarak birlikte eylemsel tavır gösterme kararımız; mesleğe başlarken ettiğimiz yeminin gereğidir. Meslek onurumuzu korumak için gerekirse eczane kapatma da dâhil olmak üzere kademeli eylem planımız acilen hayata geçirilecektir” dedi.
Türk Eczacıları Birliği ve 54 Bölge Eczacı Odası’nın başkanları ve yöneticileri 43. Dönem I. Bölgelerarası Toplantısı için 23-25 Haziran tarihlerinde Konya’da bir araya geldi.
Toplantıda eczacılık mesleğinin gündemindeki konular ele alındı. 26.Bölge Kastamonu-Çankırı-Karabük Eczacı Odası Başkanı Ecz. Şule Tüfekci, toplantının sonuç bildirgesi üzerine bir açıklamada bulundu ve alınan kararları kamuoyuyla paylaştı:
“Eczacılık mesleği, benzeri daha önce hiç yaşanmamış bir ekonomik tehdit altındadır. Bu tehdidin ana sebebi, 2009 yılından bu yana eczacılarla ilgili olan bölümü bir türlü değiştirilmeyen ilaç fiyat kararnamesidir. 13 yıldır değiştirilmeyen ilaç fiyat kararnamesinin yarattığı koşullara bir de ekonomik krizin eklenmesi eczacıları tamamen tüketmiştir. Eczacılar; kira, elektrik, doğalgaz, personel gideri gibi rutin ödemeleri dahi yapamayacak noktaya gelmiş, ecza depolarına ödemeleri birikmiş ve bir kredi borcunu başka bir kredi borcuyla ödedikleri bir borç sarmalına girmişlerdir. En temel işletme giderlerini dahi karşılayamaz duruma gelen eczacıların bu borç sarmalından çıkması mümkün görünmemektedir. İki eczaneden birinin kapanma tehlikesi yaşadığı bu ortamda, eczane iflaslarının başlaması an meselesidir. Türk Eczacıları Birliği bu konuda diyalog kanallarını sonuna kadar kullanmıştır. Türk Eczacıları Birliğinin, sorunun çözümü için yaptığı sayısız girişim ve uyarı göz ardı edilmiş, her türlü yapıcı öneri görmezden gelinmiştir. Mesleğin sorunlarını çözme gayretinin gösterilmesi bir yana,içinde bulunduğumuz krizin derinleşmesine her geçen gün seyirci kalınmıştır.Ne yazık ki 44 bini aşkın eczacının ve eczacılık mesleğinin sorunları görmezden gelinmiş, adeta yok sayılmıştır.Mevcut koşulların, sadece bugünümüzü değil, geleceğimizi de kararttığı aşikardır.
Sağlık çalışanlarının özlük haklarıyla ilgili geçtiğimiz haftalarda TBMM’den geçen son yasal düzenlemede kamu eczacılarının hak ettikleri şekilde yer almaması mesleğimize bakış açısının bir başka tezahürüdür. Kamuda görev yapan eczacılarımız ile kamudan emekli eczacılarımızın uğradığı hak kaybı kabul edilemez. Hastaların ilaca erişim sorununun çözülmesi bir yana, ilaç yoklukları artık daha sık periyotlarla yaşanır hale gelmiştir. Son dönemde özellikle diyabet, tansiyon, kalp hastalıkları gibi kronik hastalıklara ait ilaçlara erişimde güçlük yaşanmaktadır. Hastalarımızın yaşadıkları bu mağduriyetin sorumlusu eczacılar değildir. Yaşanan bu soruna kalıcı ve gerçekçi bir çözüm bulunmazsa, vatandaşlarımızın ilaca erişimi her geçen gün daha da zorlaşacaktır. Bu durum ciddi sağlık sorunları yaratacaktır. Bununla birlikte, başta onkoloji ilaçları olmak üzere çok sayıda yeni nesil ilaç, Türkiye’ye gelmemektedir. Hastalarımız daha etkin ve yenilikçi tedavi yöntemlerinden mahrum kalmaktadır. Hastalarımıza fiyat farkı çıkarmayan ilaç neredeyse kalmamıştır. Bazı ilaçlarda, Sosyal Güvenlik Kurumunun karşıladığı tutarın daha fazlasını hastalarımız cebinden ödemek zorunda kalmaktadır. Mevcut ekonomik koşullar düşünüldüğünde, hastalar açısından sürdürülemez olan bu durum, eczacılar açısından da mağduriyet yaratmaktadır.
Tüm bu sıkıntıların ve eczacılık mesleğinin sorunlarının görmezden gelinmesi, mesleğimizin sorunlarını çözme istek ve iradesinin bulunmadığını göstermektedir. Eczacılar, kendilerini yok sayan bu iradeye boyun eğmemeye kararlıdır. Eczacılar olarak birlikte eylemsel tavır gösterme kararımız; mesleğe başlarken ettiğimiz yeminin gereğidir. Bu yeminin gereği olarak harekete geçmekten başka çaremiz kalmamıştır. Meslek onurumuzu korumak için gerekirse eczane kapatma da dâhil olmak üzere kademeli eylem planımız acilen hayata geçirilecektir. Bu çerçevede, Anayasal demokratik haklarımızı kullanacağımız yönündeki güçlü irademizi kamuoyunun bilgisine sunarız.”