26. Bölge Kastamonu Eczacı Odası, ilaçta yaşanan gelişmeler üzerine bir bildiri yayınladı ve fiyat kararnamesinin uygulama tarihinin açıklanmasıyla birlikte çeşitli ilaçların piyasada bulunmaz hale gelişine tepki gösterip, buna sebebiyet verenlerin tespiti için çağrıda bulundu.
Oda Başkanı İhsan Orkun Yılmaz tarafından kamuoyuyla paylaşılan bildiri şöyle::
“Ocak ayı başında basına “ilaç zammı” olarak yansıyan sabitlenmiş kur uygulamasında 20 Şubat 2017’den geçerli olacak bir artış söz konusu olmuştu. Temmuz 2016’da yayımlanan İlaç Fiyat Kararnamesi’ne göre bir önceki yılın ortalama Euro değerinin yüzde 70’i 2017 için sabit Euro kuru olarak esas alınacaktır. Buna göre ilaç fiyatlarının belirlenmesinde kullanılan avro değeri 1 € =2,3421 TL olacak şekilde değiştirilmiştir.
Yaklaşık 13 bin kalem ilaçta yapılması planlanan düzenlemenin yaklaşık bir buçuk ay sonra; 20 Şubat 2017 tarihinde başlayacağının duyurulması ile birlikte çeşitli ilaçlar piyasada bulunamaz hale geldi. Bu sorunun ana kaynağı özellikle üretici firmaların ilaçları elinde tutarak piyasaya vermemesi ve bazı ticari depoların aldığı ilaçların kaydını girmeyerek eczanelere göndermemesidir. İlaç üreticilerinden depolara ilaç akışı büyük oranda kesilmiş durumdadır. Aksayan ilaç tedariği, depolara gelindiğinde daha da kötürümleşmektedir.
İlaç zammı haberlerinden sonra özellikle son 1 hafta içerisinde, Türkiye’nin hemen hemen her bölgesinde hizmet veren eczanelerimizden bize gelen bildirimler doğrultusunda piyasaya sürümü yavaşlatılan ilaçların arasında; antibiyotikler, ağrı kesici ve analjezikler, öksürük şurupları, tansiyon ilaçları, astım ilaçları bulunmaktadır. Herhangi bir ilacı stok yaparak çalışma imkânı bulunmayan eczacılarımız da hastaları ne yazık ki “ilaç elimizde yok” diyerek elleri boş geri göndermek zorunda kalmaktadırlar. Ancak sonuçta ilacı hastaya ulaştıramayan eczacı olduğu için hastalarla eczacılarımız yine de karşı karşıya kalmaktadır. Oysa Hipokrat yemini etmiş ve kamu hizmeti veren bir eczacının hastası ile cebi arasında tercih yapması söz konusu dahi olamaz.
Şunu çok net belirtmeliyiz ki; ne ilaç üreticilerinin, ne de özel depoların, kimsenin hastalarımızı ilaçsız bırakmaya hakkı yoktur. Eczaneye ilaç tedariği zincirini kesintiye uğratanlar bilmelidir ki, ilaçların yüzde 90’ı reçete ile ve sosyal güvenceli hastaya verilmektedir, bu ilaçları 20 Şubat’tan sonra hastaya verme gibi bir ihtimal yoktur. İlaç, talep elastikiyeti olan bir ürün değildir. Hasta ilacımı 20 Şubat’tan sonra alayım demeyecektir.
Bizler, her sene başında yapılacak bu uygulama sonucunda hastalarımızın sürekli mağdur olmaması için, yetkilileri sabit Euro kurunun fiyatlara açıklandıktan hemen sonra yansıtılması konusunda uyarmak istiyoruz.
Biz de bulunamayan ilaçlarla ilgili bildirim yapılması konusunda web sayfamıza bildirim butonu koyduk ve buradan çıkacak raporları TİTCK ile paylaşacağız. Sürecin düzelmesi için biz gereken yazışmaları yaptık. Bu aşmada TİTCK, ‘İlaç Takip Sistemi’ aracılığı ile bu sorunu gözlemleyebilir ve çözüm getirebilir.
Toplum sağlığını önceleyen ve hastalarımızın ilaca kolay ve zamanında erişimini sağlamak için gece gündüz hizmet veren eczacılar olarak; ilaçları piyasaya sürmeyerek hastalarımızı mağdur eden ilaç zinciri içerisinde kimler varsa tespit edilmesi ve gerekenin ivedilikle yapılması hususunda Sağlık Bakanlığımızı ve ilgili kurumlarını göreve çağırıyoruz.”