Ebru Sanatı, yoğunlaşmış sıvı bir zemin üzerinde hazırlanan ve öncelikle kâğıt üstüne uygulanan renkli kompozisyonlara verilen genel addır.
Ebru yapımında, kâğıdın yanı sıra, üç ana madde boya, kitre ve sığır ödü kullanılır:
Münire Medresesindeki atölyesinde Ebru sanatıyla ilgilenen Rafet Küllüoğlu, eserlerinde kullandığı boyayı kendisi topraktan yapıyor.
2013 yılında Kastamonu’da Devlet Sanatçısı ünvanını alan 3-4 kişiden biri.
Küllüoğlu kendisini ve mesleğe nasıl başladığını anlattı;
“1955 yılında Devrekâni’de dünyaya geldim. Emekli öğretmenim.
İmam Hatip Lisesinde öğrenci iken Kastamonu’da Kuyudibinde küçük bir bakkal dükkanı olan Emrullah Demirkaya isminde bir hattat varmış diye duyduk. Bizde gittik yazı öğrenmek istiyoruz bize öğretirmisin dedik. “Hay hay evlat” dedi ve bize küçük bir defter, bir kamış kalem verdi ve yazıya başlattı. Defterler doldurduk öğrenebilmek için ve üç sene kadar devam etti. Ya bakkal dükkanına ya da evine giderdik. Ustamız olan Emrullah beyin babası Kırım’dan gelmiş muhacirmiş. Evleri muhacir mahallesinde bir konak ve konaktan bağımsız bir misafir odası vardı. O odada kendisine ait mükemmel tablolar vardı. Kendisi ayrıca bakır ve tunç kaplar üzerine hem şekil veriyor hem yazı yazıyor. Üst katta ayrıca bir odası vardı hat sanatı ile resim sanatı ile bütün duvarları her yeri doldurmuştu. Müze olarak bile kullanılabilir o ev hala duruyor sattılar ama bu odalar muhafaza edildi mi bilemiyorum. Odanın aynı şekilde durduğunu duymuştum. Konağı alanlara burayı müze olarak açsanız ayrıca bahçesinde yöresel yemekler yapsanız diye teklif etmiştim.
Sonra İstanbul’da üniversitede okurken sanatçı Hattat Hamit’ten, sonra da hattat Hasan Çelebi’den ders aldım ve bugünlere kadar geldik.
Burada Vakfın kiracılarıyız, 2018 yılı Kasım-Aralık gibi Maliyeciler geldi. Benim vergi muafiyetim var elimde belgesi ile bu sanatı icra ettiğim için Devlet bize muafiyet vermişti fakat bu muafiyete yeni bir madde eklenmiş ve vergiye tabi olmamız gerekiyormuş ve maliyeye kayıt olduk yani Devlet Sanatçılığımızın maddi olarak bir hükmü kalmadı manevi olarak var.
Her ürünümüz tektir, birebir aynısından tekrar yapmak mümkün değildir.
Kastamonu dışında da birçok yer de sergi açtık. 2018 yılında Çin’de Türkiye Turizm yılı ilan edildiğinden başta Ebru sanatı, Türk Yemekleri ve Türk musikisi tanıtımı yapılacakmış, ilk kafilede ebru sanatçısı olarak beni de çağırdılar. Ebrularımızdan ve hatlarımızdan bazılarını yanımıza alarak Kültür ve Turizm Bakanlığı beni de Çin’egönderdi. Gümrük geçişlerinde ebru boyaları ile ilgili sıkıntılar yaşasak ta Pekin’de Türkiye’yi dolayısı ile Kastamonu’yu iyi bir şekilde temsil ettik.
Yaptığımız eserler, Şeyh Şaban-ı Veli Anma haftasında ve Başkent’te Kastamonu günleri kapsamında sene de bir kez, dükkanımızda ise her gün sergileniyor.
Burası Enis Yeter’in Kastamonu Valisi olduğu dönemde bize verildi. Enis Bey sanatı ve sanatçıyı destekleyen biriydi. Sık sık ne zaman geleceği belli olmadan tek başına yanında kimseler olmadan gelir esnafı teker teker gezer muhabbet eder giderdi. Enis Bey’den sonra ne iş yapıyorsun burada diye soran ne Vali ne Belediye Başkanı oldu.
Vali ve Belediye Başkanı vatandaş varsa varlar, vatandaşı direk olarak muhatap almadan araya başkalarını koyarak isteklerini öğrenmeye çalışırsan hayatta öğrenemezsin bizzat kendileri gezse esnafla hoşbeş etse bizim insanımız bundan çok hoşlanır ve daha çok saygı gösterir.” dedi.
Çin’de 2018 Türkiye Turizm Yılı ilan edilmiş. 2019 yılında Çin’den daha fazla turist gelmesi hedeflenerek gerçekleştirilen bu etkinlik Pekin’de yapılmış ve Çin’deki farklı ülkelerin diplomatik temsilcileri, turizm acenteleri yetkilileri ve çok sayıda basın mensupları da katılmıştı. Türk mutfağı, Türk müziği konserleri, Anadolu Ateşi dans topluluğunun gösterileri ve Ebru sanatı bu etkinlikte yer almıştı.
Gazeteci Yavuz Donat yazısında Ebru Sanatçısı Rafet Küllüoğlu’ndan bahsederken Küllüoğlu’nun şu sözlerini de kaleme almıştı.
“Kastamonu toprağını boya yaptım, Boyayı suya attım, Boya suya düştü çiçek oldu, Gönüle düştü sevda oldu, Akla düştü hasret oldu, Toprağa düştü vatan oldu, Çanakkale oldu, Sakarya oldu.”
Yazı ve Fotoğraflar: Bülend Çadırcıoğlu