Bir kere daha adını koyalım…
Bu yazıların tek amacı var:
Kastamonu göç vermesin!
Bu mübarek ve şanlı coğrafyanın evlâtları kendi topraklarında dünya standartlarında mutlu, müreffeh yaşayabilsin.
Çocuklarımız…
Sadece eğitim için…
Kariyer için…
İş geliştirme imkanlarından daha fazla yararlanabilmek için gitsin “yaban eller”e…
Kimse aş için, iş için gurbet ellerde çare aramak zorunda kalmasın.
●●●
Tarihse tarih…
Kültürse kültür…
Doğaysa doğa…
Yer altı zenginliğiyse yer altı zenginliği…
Kimden neyimiz eksik?
Fazlamız var, eksiğimiz yok!
“Un”umuz hazır…
“Şeker”imiz hazır…
“Yağ”ımız hazır…
Ortak aklı ve samimiyeti hâkim kıldığımızda, birlikte yapamayacağımız “helva” yok.
Formül açık ve net:
Bilimsel bilgi, etkin koordinasyon ve odaklanma…
Aktörler?
Üniversite…
Kamu…
Sivil toplum…
Ve elini taşın altına sokmaktan kaçınmayan tüm Kastamonulular…
●●●
Geleceğin dünyası…
Üretim ve tüketimde sonsuz bilginin hâkim olacağı bir dünya.
Endüstri 4.0’ın…
Dijital devrimin hâkim olacağı bir dünya…
Bırakın bilgisiz üretimi…
Bilgisiz tüketiciye bile yer olmayacak!
Değişmeden, dönüşmeden…
Aynı yaklaşım ve tavırları sürdürerek varabileceğimiz tek yer, hüsran.
Bakın…
İngiltere’de insansız hava araçları, bir yıl boyunca bir hektarlık tarlaya buğday ekti, sürdü, ilaçladı ve geçen yıl da hasadını yaptı. Tüm bunları yaparken hiçbir yardım da almadılar.
Ne demek istediğimizi anlatmaya şimdilik bu kadarı yetsin.
●●●
Geçen hafta bu sütunlarda tam 37 yıl önce kaleme aldığımız bir yazımızı yayınladık:
“Bilişim Toplumu!”
1982’de… İnternetin ortaya çıkışından 11 yıl önce katıldığımız bir konferansın ardından izlenimlerimizi anlatıyorduk orada…
Detaylarına girmeyelim…
Meraklısı aşağıdaki linke tıklayarak okuyabilir.*
Şimdi geriye bakıp hayıflanmanın…
“Keşke…”lerin anlamı yok.
Zaman algımız her ne kadar “aheste çek kürekleri mehtâb uyanmasın” tadında olsa da…
Önümüzde 37 yıllık bir şans daha yok!
Hatta…
“20-30 yıl sonra daha neler göreceğiz bakalım” diyerek kurduğunuz cümleler var ya…
Onları bi zahmet 5-10 yıl olarak değiştiriverin!
Tarımdan sanayiye…
Turizmden ticarete…
Üretimden tüketime…
Eğitimden mesleklere…
Her şey ama her şey bambaşka bir noktaya evriliyor…
Bunun için ısrarla tekrarlıyoruz:
Acilen bir zihinsel değişime ihtiyacımız var!
●●●
Peki…
Bunca yılı biz Kastamonu olarak harcadık da, ülkemizin hâli çok mu iyi?
Şimdi…
Yüreklerinizi sızlatacak bir bilgi daha paylaşayım:
İlyas Yılmazyıldız…
20 ve 21. Dönem Balıkesir Milletvekili…
2001 yılında “Teknoloji Geliştirme Bölgeleri Yasası”nı hazırlayan ekibin önemli bir üyesi…
Geçtiğimiz günlerde sohbet ederken şunları söyledi:
“Prof. Dr. Metin Ger Hoca, 1974 yılında TÜBİTAK Başkan Yardımcısı iken Teknoloji Geliştirme Bölgeleri’nin fizibilitesini hazırlayıp kapı kapı dolaşıyor ve ilgililere anlatıyor…
Kimse ilgilenmiyor…
Yasayı çıkarmak 27 yıl sonra bizlere kısmet oldu.
Eğer yasa o günlerde çıkarılabilmiş olsaydı, bu işlere 1974’te Fransa ile birlikte başlayacaktık.”
Nokta.
Daha söylenecek söz var mı?
●●●
Madem 70’li yıllara gittik…
1970’lerin bir pop şarkısıyla bağlayalım…
Nilüfer söylüyor…
“Dünya dönüyor sen ne dersen de
Yıllar geçiyor fark etmesen de…”
Mehmet Yücel
(*) https://www.kastamonugazetesi.com.tr/kastamonuyla-zamanda-yolculuk/