Antalya’da tedavisi süren lösemi hastası 14 yaşındaki Emre Sonat Özcan’a ilik lazım, haberin gazetemizde yayımlanmasının ardından, dün sabah saatlerinde Kızılay KBM yoğun bir güne kapılarını açtı, derman olma niyetindeki vatandaşlarımız donör adayı olmaya ve kan bağışında bulunmaya koştu…
Niyet Sonat’a, kısmet kim bilir kime?
İlik naklinden başlayalım söze, ülkeler arası öyle bir sistem kurulmuş ki, Kastamonu’dan verilen ilik, uygun olması halinde taa Tanzaya’daki hastaya derman oluyor iyi mi? Aynı şekilde Arjantin’deki bir donörün iliği Kastamonu’daki hastaya can veriyor…
Hiç yüzünü görmediği bir hastaya can vermek, nasıl büyük bir saadet.
Donör olmak için başvuralım, bir kan vermeye bakıyor, donör 50 yaşına ulaşana kadar ilik saklanıyor, uygun hasta bulunamazsa imha ediliyor…
İlik nakli için donör olalım.
İnsanlık vazifesi…
İyilik fırsatı.
(Ve ne olur “şahsa münhasır” ilik nakli için donör olmayalım…
Tanıdığı için ilik örneği veren kimi donörlerin, farklı bir hastayla iliği uyuştuğunda donör olmaktan vazgeçtiği anlatılıyor. Aman etmeyin.)
Kan bağışı mevzusuna gelirsek…
Kana kişi başı en çok ihtiyacı olan illerin başında Kastamonu geliyor. Kronik hastalıklar ve dolayısıyla ameliyat çok ilimizde, sürekli kan ihtiyacı kendini hissettiriyor. 6 hastanenin ihtiyacı günümüz şartlarında çok şükür tedarik ediliyor Kızılay Kastamonu KBM tarafından, ancak yarınları da düşünelim, daha çok kan bağışında bulunalım.
Kan bağışına yönelik ilimizde sivil vatandaş duyarlılığı var mı var, ancak asker, polis ve üniversite öğrencilerinin duyarlılığının çok ama çok gerisinde…
Sivil vatandaş 1 ünite kan bağışında bulunuyorsa askeriye, polis okulu ve üniversiteden toplanan kan 3 ünite. Askerimize, polis okulu ve üniversite öğrencilerimize şükran, şükran, şükran.
Ve…
Canla başla, güler yüzle, bitmez enerjiyle çalışan Kastamonu Kızılay Kan Bağış Merkezi’ne (KBM) daha çok destek, destek, destek. Tek hekimle koşturuyor Kızılay KBM, yeter mi tek hekim? En az bir hekim daha olması lazım, yetkililere duyurulur.
Donör olalım, kan verelim…
Öncü olalım ülkemizde.
******************
Çengeller’de, Deveciler istikametine hemen girişte Çayboyu’ndan, şimdi fotoğrafçının olduğu yerde, Mehmet Yılmaz’ın simit fırını vardı 70’lerde, hasta sonları pastırmalı ekmek yapılırdı…
Meşhur “Konyalı’nın simit fırını”.
Merhum Mehmet Yılmaz aslen Konyalıydı, karakol komutanı olarak Germeç’te görev yaptı, meşhur fırıncı hemşerimiz İzzet Fırtına ile bacanak oldu, Kastamonu’ya yerleşti…
Emekli olunca İzzet Fırtına’nın desteğiyle, mesleği olmamasına rağmen, Nasrullah Meydanı’nda o zamanki Sıhhiye Dairesi’ne komşu fırını çalıştırmaya başladı, bina kamulaştırılınca Çengeller’deki Araçlı Recep Usta’nın simit fırınını devraldı. Oğlu Erol Yılmaz ile bu fırını yıllarca çalıştırdı.
Fotoğraf Konyalı fırınından bir Pazar günü enstantanesi, pastırmalı ekmek yapan fırının emektarlarından bir usta…
Pastırmalı ekmek bekleyen hemşerilerimiz Ahmet Aydın Tümer, Ali Osman Yazıcıer, Şerafettin Dilekçi.
Ulusal basında çıkan bir haber…
Gastronomi, ilimizin en büyük tanıtım materyali, geçmişte de bugün de.