Meslek icabı arkeologlara düşen görev “anıt bulmak”, tarihi olduğunu varsaydıkları alanlardaki taşı toprağı eleğe vurduklarında harfler dökülür bir bir, kelimeleri yan yana getirdiklerinde ise kitabi bir “anıt dikmiş” olurlar…
Arkeolog Doktor Murat Karasalihoğlu’nun “Paphlagon’dan Candar’a” kitabı gibi tam da.
Durduğu her yerde “anıt” misali yükselir…
Evinizde, elinizde, fikrinizde.
1925-1950 döneminde “Mehmet Behçet, Talat Mümtaz Yaman, Ahmet Gökoğlu” ustaların yüzyıl sonraki izdüşümü Dr. Murat Karasalihoğlu belli ki…
Aynı toprak, aynı maya.
Çektikleri dert de aynı…
Sundukları derman da.
Tarihin mermer sütunlarını beyinlerinde taşır bu ustalar…
O nedenle çökmez diktikleri anıtlar.
Adına bugün “Kastamonu” dediğimiz kadim coğrafya ve kültüre vefadır kitaplarına koydukları her harf…
Hassas imbiklerden süzdükleri kelimeler geçmişi merak eden herkese payandadır, sırt dayanan duvardır, çatıdır.
Akla armağan bir emek…
Elinden tuttuğu Kastamonu tarihini somut deliller eşliğinde “insansız” zamanlarından bugüne kadar getirdi Dr. Karasalihoğlu.
Bugünden milyon yıl evvele giden tarihi istikamette kilometrelerce yol yürüdüğüne, binlerce belge devirdiğine, yüz binlerce sayfa okuduğuna şüphe yok…
“Tümevarım” gayreti.
Çeyrek asrı aşan bilim geçmişini de verilen emek klasörüne eklemek lazım Dr. Karasalihoğlu’nun…
Bakış açısı “adil, cesur, çok pencereli”.
Eyyam yok, eğip bükmek yok, üstünü kapatmak yok…
Tarihsel süreçte ne olmuşsa o var.
“’Kastamonu tarihi’ üzerine bir çalışma yapmak çok kapsamlı bir süreci içermektedir. Dolayısıyla bu çalışma, Kastamonu’nun tarihine sadece bir giriş niteliği taşıdığından dolayı bir tarihçeden çok ‘tarih önsözü’ olarak kabul edilmelidir” notuna bakılırsa kitaba düştüğü…
“Devamı var”.
Pandora’nın Kutusu’nu açtı Dr. Karasalihoğlu…
Kastamonu’yu Kastamonu yapan gizler yumağını ileriki anıtlarında çözmeyi sürdürecek.
Emeği daim olsun…
Anıtları ile yaşasın.
Not: Arkeolog Dr. Murat Karasalihoğlu’nun “Paphlagon’dan Candar’a” ismini verdiği kitabı tam da “Kastamonu’nun Tarih Kitabı”…
Milyonlarca yıl önceden bugüne kadar olan tarihi süreci, arkeolojinin ayrıca bir ispata lüzum bırakmayan somut verileri ile, tren katarı misali günümüze ulaştırıyor.
Öncelikle her Kastamonulunun okuması gereken bir “yerel tarih” çalışması…
Okullarda ders olarak okutulacak gereklilikte.
Evrensel bilim dünyası için de hakikatli bir “kaynak”…
Tarih zincirinin Kastamonu halkası.
Okuyalım…
Okutalım.
MUSTAFA AFACAN