Köşemizde Kastamonu Üniversitemizin çalışkan, verimli tarih öğretim üyelerinden Sinoplu olmasına karşın ilimizi her yönden benimseyen Dr. Fahri Maden’in bazı eserlerini tanıtmıştık. Metin Boyacıoğlu dostumuz İstanbul’dan 2012’de yayımlanmış, bizi görmediğimiz bir kitabını yollayınca kalemimizi çalıştırmak, terletmek farz oldu: Dr. Fahri Maden: XVIII. Yüzyılın Sonlarında Kastamonu, İstanbul, 174 s. Roza Yayınevi:28.
Yazarın Ön Söz’de verdiği bilgiye göre; araştırma yapılırken Osmanlı Arşivi, Vakıflar Genel Müdürlüğü Arşivi ile Millî Kütüphanede çalışılmış, esas itibarıyla 60, 63 ve 69 numaralı Kastamonu Şeriye Sicilleri taranmıştır. Bu siciller, sosyokültürel hayatı, ekonomik verileri, adalet sistemini ortaya koyması açısından çok önemli kaynaklardır.
Ön Söz’de Dr. Maden’in kitabı hakkındaki şu açıklaması dikkati çekmektedir:
“Bu çalışma, Osmanlı öncesi ve Osmanlı hâkimiyetindeki Kastamonu tarihine kısaca temas ettiğimiz Giriş’ten sonra dört bölümden oluşmaktadır. Birinci bölümde, genel olarak Osmanlı idari yapısı ile Kastamonu’nun bu idari yapı içindeki yeri ele alınmaktadır. Ayrıca, XVIII. yüzyılın sonlarında Kastamonu sancağında görev yapan idarecilerin kimler olduğu tespit edilmektedir. İkinci bölümde, Kastamonu’nun ekonomik yapısı ve bu alandaki faaliyetlerden bahsedilmektedir. Bu bölümde öncelikle öncelikle XVIII. yüzyılın sonlarında Kastamonu’da tarım, hayvancılık, ticaret, madencilik, esnaf ve zanaatkârlar ile kentteki gıda fiyatları verilmekte; Kastamonu’da tahsil edilen vergi çeşitleri ortaya konulmaktadır. Üçüncü bölüm Kastamonu’da sosyal ve kültürel hayat hakkındadır. Bu bölümde ise Kastamonu’da sosyal yapı, nüfus, vakıf müessesesi ve kültürel yaşam ile hukuki olaylardan söz edilmektedir. Dördüncü ve son bölümde XVIII. yüzyılın sonlarında Kastamonu’da meydana gelen askerî faaliyetlerin kente etkileri anlatılmaktadır. Bu bölümün ana konusu, İran ve Rusya ilişkilerinin Kastamonu’ya yansımalarıdır. Çalışma, Kastamonu ve çevrelerindeki eşkıyalık faaliyetleri ile son ermektedir.”
Büyük emek mahsulü, Osmanlı yazı ve Türkçesini çok iyi okuyup anlamayı gerektiren araştırmanın dört bölümünden aldığımız şu alt başlıklar, okuyucuların,hemşehrilerimizin mutlaka ilgisini çekecektir.
Giriş: Kastamonu Adının Kökeni, Türk Hâkimiyetinden Önce Kastamonu,Candaroğulları-İsfendiyaroğulları Dönemi, Osmanlı Hâkimiyetinde Kastamonu.
I.Bölüm/İdari Yapı: Osmanlı Devleti’nde İdari Yapı, Osmanlı İdari Yapısı İçerisinde Kastamonu, XVIII. Yüzyılın Sonlarında Kastamonu’da İdareciler, XVIII. Yüzyılın Sonlarında Kastamonu’da Halk ile Devlet Memurları Arasındaki İlişkiler.
- Bölüm/İktisadi Yapı: Zirai Üretim ve Gıda Fiyatları, Hayvancılık, Esnaf ve Zanaatkârlar, Madencilik, XVIII. Yüzyılın Sonlarında Kastamonu’da Toplanan Vergiler
III. Bölüm/Sosyal ve Kültürel Hayat: Kastamonu’da Sosyal Yapı, Dinî ve Etnik Yapı, Konar Göçerler ve Göçebeler, Kullanılan Eşyalar, Giyecek ve Ziynet Eşyaları, Çeşitli Eşyalar, Silahlar ve Âletler, Nüfusun Gelişimi, Vakıf Müessesi ve Kültürel Hayat, Hukuki Olaylar, Miras Hukuku ve Mirasın Paylaşımı, Nafaka ve Alacaklı Davaları, Öldürme ve Yaralama Olayları, Mülk Alım ve Satımı.
- Bölüm/Askerî Faaliyetler: İran Seferleri ve Kastamonu’ya Etkileri, Nakil Sistemi ve Yolların/Menzillerin Güvenliğinin Sağlanması, Donanma Faaliyetleri, Osmanlı Rus İlişkilerinde Esirler Meselesi, XVIII. Yüzyılın Sonlarında Kastamonu’da Eşkıyalık.
Kitap, Sonuç, Ekler, Kaynakça ve Dizin’le sona ermektedir.
Kitapta bugünkü hayatımıza ışık tutacak çok önemli bilgiler vardır. Bir iki örnek verelim:
“Şeriye Sicillerine, ölen kişilerin tereke kayıtları yazılırken eşyasıyla birlikte kitapları da kaydedilmekteydi.” (s.104). Bu olay, kitaba verilen önemi, değeri göstermektedir.
“1776 yılında Şeyh Şaban Efendi Tekkesinde mübarek gecelerde kullanılmak kullanılmak üzere mum ve kandil yağı tedariki için, ayrıca fukara ve dervişlerin yemekleri için Kastamonu mukâtaasından (vergi gelirinden) 41 akçe tahsis edilmiştir. (s.100).
“Münire Medresesi ise 1746 yılında Reisülküttap Mustafa Efendi tarafından Nasrullah Camisi’nin büyütülmesi sırasında inşa edilmiştir.” (s.97).
“Ayrıca Kastamonu’nun ergani (üryani) eriği ve misket elması ile meşhur olduğu öteden beri biliniyordu.” (s.54).
“İzmir Tokat arası çalışan kervanlar dönüşte Kastamonu’nun bindallı ve yünlülerini İzmir’e götürüyorlardı.” (s.54).
Prof.Dr. Cevdet Yakupoğlu ve Prof.Dr. Ahmet Kankal’ın şehrin benzer yönlerini araştırıp ortaya koyan (2004 ve 2009) eserlerinden sonra tamamlayıcı nitelikteki bu eseri dolayısıyla Dr. Maden’i kutluyor, Kastamonulular adına şükranlarımızı sunuyoruz.