Recep Tayyip Erdoğan’ın ‘Tarım Bakanlığımız bir çalışmanın içerisine giriyor ve yeniden kenevir üreteceğiz’ açıklamasından sonra ne kadar yol alındı bilemem ama bu açıklamadan sonra kenevir yeniden gündemimize girmiş oldu. Aslında Anadolu’da kenevir tarımının MÖ 1500 yıllarından beri yapıldığı biliniyor.
Ülkemizde kendir olarak da adlandırılan kenevir Kastamonu başta olmak üzere belirli illerde üretilen tek yıllık bir bitki. TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası’nın konuya ilişkin verdiği bilgiye göre kenevir üretiminin değerlendirilmesi amacıyla kamu tarafından yapılan ilk yatırımlar Kastamonu’da gerçekleştirildi. Bölgede üretilen kendirlerin havuzlama ve soyma işleminin yapılarak değerlendirilmesi amacıyla Sümerbank tarafından 1946 yılında kurulan Taşköprü (Kastamonu) Kendir Fabrikası ilk tesislerden biri. 4 bin ton çubuk kendir işleme kapasitesine sahip fabrika, bölgede 16 bin – 24 bin ton üretim olmasına karşın, çeşitli nedenlerle kapasitesinin yarısı kadar kendir alabilmiş. Fabrikanın zarar etmesi nedeniyle Sümerbank 1949 yılı sonunda kendir havuzlama ve soyma tesisinin kapatılması kararını alarak 1951 yılı ortalarında faaliyetine son vermiş.
Sicim ve kanaviçe
TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası, Kastamonu’da kurulan diğer bir tesisin de Kendir Sanayii Müessesesi olduğunu belirtiyor. Kendir elyafından sicim ve kanaviçe üretimi amacıyla 1945 yılında ivedili sanayi planına dahil edilerek 1949 yılında inşasına başlanmış. Toprak Mahsulleri Ofisi’nin çuval ihtiyacını karşılayan fabrika, hammadde olarak kullanılan kendirin randıman ve kârlılığın düşük kalması nedeniyle 1953 yılından sonra, çok daha ucuz olan, kendirin muadili olarak kullanılan jütü Hindistan’dan ithal etmeye başlamış.
Kendir üretimini olumsuz yönde etkileyen bu durum İzmit’te kurulu SEKA’ya ait fabrikaya kâğıt üretiminde kullanmak amacıyla kendir alınmaya başlanması ile telafi edilebilmiştir. 1976 yılında Taşköprü’de SEKA tarafından kâğıt fabrikası kurulma kararı alınmış, fabrika 1984 yılında faaliyete girmiştir. 1998 yılında özelleştirme kapsamına alınana fabrika, 2004 yılında özelleştirilerek satılmıştır. Özelleştirme sonrası fabrikanın kendir ihtiyacının, daha ucuz olduğu için yurtdışından temin edilmesi yoluna gidilmesi, kendir üretimini bitirme noktasına getirmiş, sonrasında fabrika birçok özelleştirme örneğinde olduğu gibi faaliyetine son vermiştir.
Türkiye’de 1940’ta yasaklanan bir ürün kenevir. ABD baskıları sonucu dönemin yönetimine kabul ettirilmiş olan bu yasağın asıl nedeni büyük tekellerin kenevirin çok ucuza mal edilmesiyle ortaya çıkacak ürünler karşısında tekellerini yitirmesi kaygısıydı. Üretimi kolay olduğu için tekeller kenevir üretmek yerine, büyük endüstriyel yatırımlardan vazgeçmediler.
Yasaktı ama yetiştirildi
TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası’nın yaptığı açıklamaya göre “Kamuoyunda kenevir üretiminin yasak olduğu gibi bir intiba olmakla birlikte”, Türkiye’de her dönem kenevir üretimi yapıldı. Bitkinin üretimi ile ilgili düzenlemeler 1933 yılında çıkan 2313 sayılı Uyuşturucu Maddelerin Murakabesi Hakkında Kanun ile yapılmıştı. Kanunun 3. maddesiyle “Münhasıran esrar yapmağa yarayan nebatın (Hint keneviri) ekilmesi ve her ne şekilde olursa olsun esrarın ihzar, ithal, ihraç ve satışı memnudur” hükmü getirilmişti. Aynı madde 1979 yılında “Münhasıran esrar yapmak için kenevir ekilmesi ve her ne şekilde olursa olsun esrarın ihzar, ithal, ihraç ve satışı yasaktır” olarak değiştirilmiştir.
İzinli ekim
Kenevirin izinli olarak ekilmesiyle ilgili düzenleme 1990 yılında 2313 sayılı kanunun 23. maddesinde yapılan değişiklikte hayata geçirildi. Değişiklik uyarınca, “Lif, tohum, sap ve benzeri amaçlarla kenevir ekimi” Tarım Orman ve Köyişleri Bakanlığı’nın iznine bağlanmış, Bakanlığa “kenevir ekimi yapılacak yerleri tespit, ilan ve üretimini kontrol” etme yetkisi verilmişti. Yapılan bu değişiklik sonrası bakanlık tarafından hazırlanan “Kenevir Ekimi ve Kontrolü Hakkında Yönetmelik” de 21/10/1990 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanmıştır. Yönetmelik 29.09.2016 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan Kenevir Yetiştiriciliği ve Kontrolü Hakkında Yönetmelik’in yayımlanması ile yürürlükten kaldırılmış oldu. Kenevir yetiştiriciliğine bir önceki yönetmelikte 18 ilde izin verilmişken yeni yönetmelikte Şanlıurfa listeden çıkarıldı. Zonguldak ilinin bölünmesi ile il olan Karabük ve Bartın listeye eklenerek, izin alınması koşulu ile, kenevir üretimi yapılacak il sayısı 19 oldu. Yani Türkiye izinli kenevir üretiminin yapıldığı bir ülke.
Medya tekelleri…
Oysa kenevir, bir uyuşturucu maddesi ya da endüstriyel bir nesne olmanın dışında kâğıt yapımında da kullanılan bir ürün. 1916’da ABD Tarım Bakanlığı’na bağlı bilim insanları Jason L. Merrill ve Lyster H. Dewey, “kenevir posasından” yapılan kâğıt hamurunun diğer kağıtlardan daha iyi olduğu sonucuna vardılar. Eğer kenevir kâğıt hamuru işlemi bugün yasal olsaydı, bilgisayar çıktı kâğıdı dahil, oluklu kutular ve kâğıt torbalar dahil tüm kâğıt ürünlerinin yaklaşık yüzde 70’inin yerini alacaktı.
ABD’deki medya tekellerinin sahipleri aynı zamanda kâğıt üreticisiydiler. W.R. Hearst, Rockefeller gibi. Sadece kendi gazeteleri için kullanmıyor, ürettikleri kâğıtları başka basımevlerine de satıyorlardı. Bu nedenle kenevirden kâğıt üretimine karşı oldular. Hükümet üzerindeki güçlerini kullanarak kenevirden kâğıt üretimini engellediler. Eğer kenevirden kâğıt yapılıyor olsaydı ağaçların kesilmesine gerek kalmayacaktı.
‘1001 Gece Masalları’nda
Tarihini MÖ 8 bine kadar götürürler ki, Tayvan bölgesinde 10 bin yıldan eski bir antik köy sahasında bulunan kimi çömleklerde de izine rastlanmıştır. İlk olarak nasıl kullanıldığı sorusunun yanıtı da herhalde yine MÖ 6 binde Çin’de yemek için kullanılan kenevir yağıdır. Çin imparatorlarından ShenNeng tarafından ilaç olarak kullanıldığını belirten kaynaklar da vardır. Eski bir Farsça metin olan Zerdüşt Zendavesta’da kenevirden “iyi narkotik” olarak söz edildiğine göre uyuşturucu özelliği de başından beri bilinmekte. Kenevirden söz eden başka kutsal metinler de var. Bunlardan biri olan Hint Atharvaveda’sında Hindistan’ın 5 kutsal bitkisinden biri olarak geçer adı. İnananları tanrı Shiva’ya sunarlarmış keneviri törenlerde. Sadece bu metinlerde değil 1001 Gece Masalları’nda da kenevirin “sarhoş edici, afrodizyak” özelliklerinden söz edilir sıklıkla.
Üretimimiz yok denecek kadar az
Türkiye’de kenevir üretimi son yıllarda yok denecek kadar az. Geleneksel olarak üretim yapılan Kastamonu’da son 10 yıldır üretim yok. Samsun’da kenevir üretiminin geliştirilmesiyle ilgili yapılan çalışmalar kapsamında bir miktar üretim gerçekleştirilmiş. Oysa 1961 yılında yaklaşık 20 bin hektar alanda lif ve tohum olarak 15 bin tonu aşkın kenevir üretimi yapılırken 2017 yılında 12 hektar alanda 9 ton kenevir lif ve tohumu üretimi gerçekleşmişti. |
Mustafa K. Erdemol / Cumhuriyet