Muhteşem planlaması sayesinde sürücülerin gidecekleri istikameti gözü kapalı buldukları köprülü kavşaktan Doğu Çevre Yolu’na sallanıverelim dedik…
Bi trafik bi trafik ki hiç sormayın, yama kamyonlarının biri geliyor biri gidiyor.
Tosya yolu istikametine seyrederken sağda kalan bir dere var, kaşla göz arasında yapmış yine yapacağını, öpüvermiş asfaltı…
Doğu Çevre Yolu türkü söylüyor yanık yanık “Heyelan, heyelan”.
N’etsen fayda yok anlaşılan, güzergahı boydan boya geosentetik donatılı istinat duvarları ile donatıp bir de üstüne dolguyu çelik tellerle kademeli olarak sarmaya kalksan bile yine de söz geçmiyor bu illet heyelana…
Hop çekiveriyor asfaltın altından toprağı.
Bilim, ilim, mühendislik, teknisyenlik, teknoloji, tecrübe, akıl fikir adeta Doğu Çevre Yolu’nda diz çökmüş kara kara düşünüyor kaç zamandır…
Yolun ayaklarının altındaki muz kabuklarının nasıl olup da temizleneceğini.
Bu muhteşem proje sayesinde ulaşıma açılmadan blok halinde yama yapılan karayolu örneğini de görmüş olduk…
Kaç yerde hem de?
Doğu Çevre Yolu’nun derece yaptığı bir diğer özelliği de hizmete girişine dair en çok tarih verilen çevre yolu projesi olması olsa gerek…
Arşivi taradım en son müjde, “15 Aralık 2015” olarak verilmiş.
Gümbür gümbür bir beyanat üstelik, Doğu Çevre Yolu’nun girişindeki köprülü kavşak işaret edilerek “Kavşak bittiği anda yol bitti demektir” denmiş yetkili ağız tarafından…
Gerçi yine de ne olur ne olmaz hassasiyetiyle olsa gerek ihtiyat elden bırakılmamış, “Eğer hava şartları müsaade ederse” kaydı düşülerek.
90 gün önce ulaşıma açılacağı ilan edilmesine karşı henüz açılamadığına göre akla hemen iki seçenek geliyor…
Ya kavşak bitmedi ya da hava şartları müsaade etmedi?
Bahsettiğim üzere Doğu Çevre Yolu’nda trafik kilit, onarım işi nedeniyle çalışmalar son süratgidiyor…
Öyle bir hummalı çalışma var ki, elde çalı süpürgesiyle yolun kenarları bile süpürülüyor.
Açılışın eli kulağında heralde…
Hava şartları müsaade ederse tabii ki.
•••
Not: Doğu Çevre Yolu’nun Ankara yoluna bağlanan girişine yapılan köprülü kavşakta sürücülerin istikamet bulmakta zorlandıkları, nerden girip nerden çıkacaklarını tahmin edemedikleri, Ankara’ya gideyim derken köy yolunda kendilerini buldukları, lunapark misali dön babam döndükleri üzerine şikayet üstüne şikayet var…
Hal böyle olunca, yetkililer söz konusu köprülü kavşaktan sürücülerin sinir küpü olmadan geçişlerini sağlamak için kitapçıklar bastırsa diyorum.
Sürücü önce bi güzel okusun, anlasın, sindirsin…
Gözü alırsa şansını öyle denesin.