Özel Uğurlu Hastanesi diyaliz davasının dün yapılan duruşmasında beklentilerin aksine yine karar çıkmadı ve dava 12 Eylül’e ertelendi.
Davada tutuksuz yargılanan eski SSK Hastanesi Başhekimi Dr. Ahmet Zafer Ergün, FETÖ kumpası olduğunu yinelediği kararın açıklanmasının sürekli ertelenmesinden vicdanen büyük rahatsızlık duyduğunu söyledi.
Kastamonu gündeminin en önemli davalarından birisi olan, Özel Uğurlu Hastanesi ve ambulans şirketine yönelik olarak açılmış diyaliz davasının dün yapılan duruşmasında beklentilerin aksine yine karar çıkmadı.
2012 yılından bu tarafa süren davayla ilgili olarak Kastamonu Ağır Ceza Mahkemesi heyeti, dava dosyasının çok kapsamlı olması ve adil bir kararın verilmesi adına bir sonraki duruşmanın 12 Eylül 2018 tarihine ertelenmesine karar verdi.
Davanın dünkü duruşmasına tutuksuz olarak yargılanan sanıklardan sadece Dr.Ahmet Zafer Ergün katıldı. Ergün, olayın FETÖ kumpası olduğunu bir kez daha dile getirerek davadan beraatlarını talep etti.
Kararın açıklanmasının sürekli olarak ertelenmesi nedeniyle vicdanen büyük rahatsızlık duyduğunu söyleyen Ahmet Zafer Ergün, şunları söyledi:
“Bizi bir sabah aldılar, sabaha karşı 4’e kadar beklettiler. Hakim ‘istediğiniz kadar konuşun, sizi dinliyorum’ dedi. Biz konuşurken tavana baktı ve bizi tutukladı. Bizi tutuklarken çok aceleleri vardı ve hiç acımadılar. Bu adamlar 66 yaşında, 50 yıllık doktor, 40 yıldır devlete hizmet ediyor diye kimse düşünmedi. Ve biz bugüne geldik. Hazırladığımız raporların sahte olduğunu söylediler, ama bunu demek için hazırladıkları raporların sahte olduğu ortaya çıktı. Örgüt dediler, ifade değişti öyle bir şey kalmadı. Hiçbir şey kalmadı, kalmadı aslında. Ben iddia makamını çok iyi anlıyorum. Biz de okur yazar insanlarız. İddia makamının gerçekten de o kadar dosyayı okuması mümkün değil. O müfettiş bizi tıktırdı içeriye, Kadıköy Bölge Müdürü oldu, FETÖ’den açığa alındı ve muhtemelen içeride. Kaderime isyan ediyorum Sayın Başkanım. Her gün FETÖ’cü geliyor, her gün FETÖ’cü tutuklanıyor, Cezaevleri FETÖ’cüler ile dolu. Ve her gün siz onlarla meşgulsünüz. Haftada iki gün Adliye’de Ağır Ceza duruşmaları vardı şimdi hergün var. Ama biz de vicdan azabı çekmeye devam ediyoruz. Bu kadar haksızlık olur mu? Ve halen onların varlığından dolayı biz buraya gel-git yapıyoruz. Karar verildi mi, verilmedi mi derdindeyiz. Buna isyan ediyorum, kaderime isyan ediyorum.”