Kastamonu Belediyesi’nin konuğu olarak şehrimizde çekimlerini sürdüren Tadında Hikayeler programı sayesinde zengin gastronomimiz bir kez daha sofraya çıktı, Kastamonulu kadınların çıkınlarından süzülen lezzet krallara layık…
Mutfaktan tarlaya, sofradan yemek kültürüne Kastamonu gastronomisinin komutanı kesinlikle kadınlar.
“Gök domatesli paça” misal…
Malzemesi fakir, lezzeti zengin.
Yaldızlı aşçıların füzyon reçetelerini kıskandıracak ölçüde bir icat…
Gök domates küp küp doğranır, tereyağda soğan ve kıyma kavrulur, gök domatese ala domates eklenir ki renk versin, üzerine pirinç eklenir, su ilave edilerek pişmeye bırakılır. Piştikten sonra üzerine sarımsaklı yoğurt ve tereyağında sos haline getirilen pul biber servis edilir.
Ham domates…
Midede pişer.
Ölü yemekler gastronomi seferberliği sayesinde yeniden can buluyor…
Damaklar maziyi hatırlıyor.
Şehrimizdeki çekimlerin son gününde yine kadınlar baş kahramandı…
Gastronomimizin komutanları.
Sabiha İzbeliülkemizde defalarca dereceye giren kahvaltı sofrasını kurdu…
Eşsiz yaban meyvelerinden ürünler.
Nebahat Babaş Ramazan sofrası kurdu…
Yemekler masaya sığmadı.
Sema Dizdaroğlu paça yaptı…
Dünya paçayı Kastamonu sayesinde tanıyor.
Dünya mutfağına armağan…
Patatesin en sağlıklı hali.
Ve Kadınlar Pazarı…
Tezgah arkasında yekun kadınlar var.
Tarlalarından, bahçelerinden, mutfaklarından topladıkları lezzeti saçıyorlar…
Nasibi olanlara ne mutlu.
Keşke bir araştırma olsa da Kastamonu kadınlarının il ekonomimize katkısıölçülebilse…
İsimsiz kahramanlar onlar.
Hayatın her alanında kadınlar…
Dünya sayelerinde dönüyor.
Not:
Küre’nin patatesli tepsi mantısı…
Yoksulluğun gözü kör olsun yemeği ya da.
Mantının içi etli bilinir…
Küre’de patateslisi de var.
Hamurun içine patates…
Üstüne sarımsaklı yoğurt.
Gözüm yaşardı…
Midem bayram etti.