Korona virüsün sebep olduğu küresel alt-üst süreci yeni bir yaşam şeklini mi dayatıyor, gönüllü yahut zorunlu “karantina” uygulamaları yeni dünyanın “ayak sesleri” olabilir mi, “karantina” kültürü mevcut hengamenin ardından modern toplumların hayat biçimi halini alır mı?…
Küresel boyutta “dijital dünya” mı kuruluyor?
Evde “iş”…
Evde “alışveriş”.
Evde “eft”…
Evde “sosyalleşme”.
Dün ulusal medyada bir haber…
“ABD’li e-ticaret devi Amazon, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınıyla çevrimiçi alışverişe artan talebi karşılayabilmek için ABD’de 100 bin yeni personel alacağını duyurdu.Amazon’un Dünya Operasyonlarından Sorumlu Kıdemli Başkan Yardımcısı DaveClark tarafından kaleme alınan blog paylaşımında, Kovid-19 salgınıyla e-ticarete olan talepte önemli bir artış görüldüğü ve işgücü ihtiyacı doğurduğuna dikkat çekildi.Paylaşımda, söz konusu talep artışını karşılayabilmek için depo merkezleri ve dağıtım ağına istihdam edilmek üzere tam ve yarı zamanlı çalışacak 100 bin yeni personel alınacağı bildirildi.”
“Kriz” mi?..
“Fırsat” mı?
“Çarşı, pazar, AVM” bitiyor mu?..
“Adrese teslim” mi başlıyor?
“Simülasyon” çıkar mı yaşanan mevcut küresel hengameden?..
Kervan yolda düzülür mü?
Badire atlatılır elbet atlatılmasına da…
İnsanlığın ortak bilincinde ne “hasar” kalacak?
“Kalabalık, iç içe, diz dize, etken, yüz yüze” hayat sürecek mi?..
Sütten ağzı yanan toplum, yoğurdu üfleyerek mi yiyecek?
“Sosyal” toplum bitecek mi?..
“Asosyal” devir mi başlayacak?
“Komplo” teorileri sürgit…
Kalan sağlar görecek elbet doğrusunu.
Bir virüsün ettiğine bakın…
Çağ kapatıp çağ “açacak” nerdeyse.
Aydın’da olan Kastamonu’da olmaz mı?
“Turizm” ve “sanayi” kenti Aydın…
Büyükşehir Belediye Başkanı Özlem Çerçioğlu ise ilin bu “yerleşik” özelliklerine ilaveten “kırsal kalkınma ve kooperatif” diyor.
Başkanın Dünya gazetesindeki röportajından…
“Turizmimiz ve sanayimiz güçlü ama Aydın ekonomisi büyük oranda tarıma dayanıyor. Heredot Aydın’ı ‘gökyüzünün altındaki en güzel yeryüzü’ olarak tanımlıyor. Topraklarımız çok verimli. Onun için kırsal kalkınmaya, kooperatiflere çok önem veriyoruz. Bunlar arasında da daha çok kadın kooperatiflerini destekliyoruz. Bir ata tohumları projemiz var. Aydın’ın tohumlarına sahip çıkma düşüncesinden hareket ettik. Arkadaşlarımız köyleri dolaştı, büyüklerimizin sandıklarında sakladıkları tohumları aldık. Onlar da güvendiler, verdiler. Sera oluşturduk. Tohumları fide haline getirdik. Milyonlarca fideyi vatandaşlarımıza ücretsiz dağıttık, bahçelerine, tarlalarına ektiler. Ziraat mühendislerimizin kontrolünde iyi tarım yaptılar. Çocukluğumuzun mis gibi kokan domates ve salatalıklarını yetiştirdiler, bunları da kurduğumuz köylü pazarlarında Aydın halkına sattılar. Tezgahları kadınlara ücretsiz olarak verdik. Çine’nin Mutaflar Köyü’nde kadın kooperatifi kurduk. Bu kooperatif anlaşmalı olarak parklarda, yollarda gördüğümüz çiçekleri üretiyor, biz alıyoruz. Böylelikle kadınlara balık tutmayı da öğretmiş olduk.”
Aydın Büyükşehir Belediyesi “et”, “süt”, “kültür turizmi”, “tekstil”, “kültür merkezleri” projelerini de yürütüyor…
Klasik belediyeciliğin çok ama çok ötesine yelken açılmış.
Mevzu “bakış açısı”…
İl çapında vizyon ve misyon olarak “Aydın” olabilirsek, “gözümüz aydın” olur.
MUSTAFA AFACAN