Bu yılın “Türk Dünyası Kültür Başkenti” ilan edilen, ilerleyen vakitte ise “UNESCO Dünya Mirası” olmaya heves eden şehrimizde tarihi dokunun göbeğine devlet eliyle iki kat bodrumlu, zemin üstü 2 katlı bina dikilecek, ihalesi yapıldı, ilk kazmanın eli kulağında…
Bari yıkılan binanın aslına rücu edilip de, “kültür merkezi” namına bir işleve büründürülse yeni dikilecek bina.
İl Özel İdaresi’nin mülkiyetindeki “Özel İdare” yahut “Site İşhanı” namlı bina yıkıldı, yerine oturtulacak yeni binanın mülkiyeti namına epey zamandır bir tartışma yürüyordu malum…
“İl Özel İdaresi’nde mi kalsın Belediye’ye mi geçsin?”
İl Özel İdaresi’nde kaldı bina…
Projesini Belediye çizdirdi.
İnşa edilecek binanın işlevi üzerine pek tartışma olmadı ne var ki…
Altı otopark, zemin dükkan, üstü “devlet dairesi” mantığındaki ticari kaygının bir santim dahi dışına çıkılmadı.
Oysa yıkılan bina ilk yapıldığı 1970’li yılların başında ana işlev olarak ülkemizin en büyük sinema, tiyatro, konferans salonlarından biri olarak tasarlanmıştı…
Kültür merkeziydi başlı başına.
Fikri zenginliğe bakar mısınız?..
Stadyum gibi sinema.
1980’li yıllarla birlikte sinema salonunun yıkılması ve tamamen ticaret işlevinin bırakılması ile “ruh” olarak bitti bina…
İç güzellik bitince, yüzüne de yansıdı.
Yapıldığı yıllarda şehrin merkezindeydi binanın bulunduğu mahal, şimdi ise daha önemli bir koordinat üzerine oturuyor, kültürel koruma alanının merkezinde çünkü…
“Eski Kastamonu” dediğimiz bünyenin kalbi.
Yeni tasarlanan binanın “mimari ve kutur” olarak masaya yatırılması gerektiğini ifade eden epey bir yazı yazdım…
Kamudan geçtim, ne yerel yönetim, ne üniversite, ne meslek odaları, ne sivil toplum örgütleri, ne olmayan kanaat önderleri, ne vatandaş ağzını açtı, tartışma zemini bile oluşmadı bu konuda.
Pardon, bir yetkili “Bana kalsa…” dedi…
İklim meselesi gerçi, “Deve” misali bir halde şehrimiz yer yer, neresinden başlayacak düzeltmeye kalksa Don Kişot bile?
Dış cephesinin hakiki taş, içinde pasaj, bir yüzünün bahçeli konağa açılacağı, önceki binadan 20 santim kısa olacağı ifade ediliyor…
Yüreğe su serpici detaylar kuşkusuz.
Ne var ki “ilke” düzeyinde karşıyım ben…
İlla “ticari” kafayla bakılacaksa revaklı düzayak bir bina olsun, yoo, zemin üstü 2 kattan vazgeçilmiyorsa aslına rücu edilip “kültür merkezi” olsun.
Kültür merkezi var mı şehrimizde?..
Yarım asır öncesine göre “kültür” namına ne haldeyiz?
- ••
Not:
Cumhurbaşkanı ve Ak Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan ilimizi ziyaretinin arifesinde gerek milletvekillerimiz gerekse sivil toplum örgütlerinin temsilcileri hazırladıkları talep dosyalarını sunacaklarını açıkladılar…
İlimizde haklı bir heyecan oluşturdu bu açıklamalar.
Dosyaların akıbeti ne oldu?…
Koltuk altında mı kaldı?
Kime sunuldu?…
Karşılığında nasıl bir cevap alındı?
- ••
Not 2:
Kastamonu ile Ankara arasında iletişim kanallarının arızalı olduğu besbelli ki, Cumhurbaşkanı Erdoğan ilimizin sorunlarına dair detaylı bir dosya hazırlanması talimatı verdi…
Yukarı bilgi gitmiyor anlaşılan.
“Kastamonu nasıl?” şeklinde sorsa bile bakanlar ara ara…
“Sağlığınıza duacı efendim” şeklinde bir cevapla mı karşılaşıyorlar ne?
Not 3: AK Parti Kastamonu İl Kongresi’nden “ayrıntılı dosya” direktifi çıktı…
Aynı gün yapılan AK Parti Edirne İl Kongresi’nden ise “Hızlı tren” müjdesi.
Kazma önümüzdeki günlerde vurulacak, temel atılacak…
İstanbul-Edirne arası 1 saat 15 dakikaya inecek.