Kastamonu İl Milli Eğitim Müdürlüğü ile Kastamonu Müftülüğü protokol imzaladı, orta öğretim yurtlarında haftanın belli akşamı “değerler eğitimi” dersleri veriliyor. Milli Eğitim’deki din öğretmenlerinin suyu çıkmış olmalı ki, eğitimi cami imamları veriyor…
Bu ne mantıktır?
Kimi okul yurtları geçtiğimiz yıl bitirmiş “eğitimi”, kimisi yeni başlıyor, kiminde eğitimi öğretmenlerin verdiği ifade ediliyor, kimi kimin geldiğinden bihaber olmayı çıkar yol biliyor?..
Yetkililerdeki ortak hal, önemsiz bir durummuş havası vermek ki; çok yazık.
(Erkek yurtlarından başladım araştırmaya, tansiyonum çıktı, kız yurtlarına bakmadım…
Yazı sadece erkek yurtlarını kapsıyor.)
Haftanın bir günü akşam saatinde cami imamı okul yurduna geliyor, öğrencilere “değerler eğitimi” dersi veriyor…
Milli Eğitim Müdürlüğü’nün din kültürü ve ahlak bilgisi öğretmenleri nerede?
Milli Eğitim Müdürlüğü, kurumsal alanını niçin Müftülük ile paylaşıyor?..
Camide namaz kıldırma işini de öğretmenler mi yapacak yoksa?
(Gerçi şaşmamak lazım Milli Eğitim’e…
Müftülüklere “anaokulu” açma serbestisi vermediler mi? Tevhidi Tedrisat (Eğitimde Birlik) Kanunu’nu delmediler mi böylece? Memlekette milli eğitimin anaokullarından çok 4-6 yaşa hitap eden “sıbyan mektebi” yok mu?)
Cami imamlarının lise öğrencilerine eğitim verecek pedagojik formasyonları var mı misal?..
Diploma yahut sertifika durumları ne ola?
Cami imamını din kültürü ve ahlak bilgisi öğretmeninden bilgi olarak kıymetli kılan nedir?..
Öğretmenlere de eğitim versin imamlar o halde.
(Cami imamının yeri camidir, yetkili ve sorumlu olduğu yerde cami imamı baş üstüne, bilgisi ve ilgisi dışında bir alanda istihdam edilmesi son derece yanlış, öğretmenin alanı dışında istihdam edilmesinin yanlış olduğu gibi…
Eleştiri konusu meslekler değil mekanlar, altını çizeyim ki, lafı yanlış yerden anlayan olmasın.)
Veliler umursamaz…
Öğrenciler “sayılı gün geçer” psikolojisinde.
Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi öğretmenleri suskun…
“Memur” sonuçta, sesini çıkarsa disiplin kurulunun önünde.
Sendikalar, sivil toplum örgütleri, siyaset hak getire…
Bihaber denizinde yelkensizler.
Dert bende…
Derman tuzda.
- ••
Sinop’tan deniz kültürü öğrenelim mi?
Sinop 2019 Lakerda (Tuzlu Balık) Festivali geçtiğimiz hafta yapıldı, Sinop Kültür ve Turizm Derneği’nin 3 gün süren festivalirenkli görüntülere sahne oldu…
“Balık Pişirme Atölyesi, Sinop Üniversitesi Gerze Meslek Yüksekokulu Aşçılık Programı öğrencileri ile Samsun Gastro Art Mutfak Akademisi tarafından gerçekleştirilen etkinlik, paneller, söyleşiler ve Telvin Sanat Akademisi’nin hazırladığı çocuk tiyatrosu, Helesa yürüyüşü, Fuat Saka konseri, ‘Buzda değil tuzda balık’ sloganıyla düzenlenen Lakerda yarışması.”
Sinopluların derdi, yüzlerce yıl önceye uzanan tuzlu balık tüketme kültürünü korumak, bu kültürün tüm ülkeye yayılmasını sağlamak…
Kolay gelsin.
Sinop sahili ne ki Kastamonu sahilinin yanında?..
Değil Sinop, yekûn Karadeniz’de rakibi yok sahilimizin, inci tanesi ilçelerimizin, köylerimizin.
Denizden para kazanıyor muyuz?..
Ün tamam, un yok.
Uzaklara gitmeye gerek yok…
Sinop’tan ders alalım.
MUSTAFA AFACAN