Okuyanlar bilir…
Sait Faik, “Haritada Bir Nokta” adlı öyküsünü şöyle bitirir:
“Söz vermiştim kendi kendime: Yazı bile yazmayacaktım. Yazı yazmak da, bir hırstan başka ne idi? Burada namuslu insanlar arasında sakin, ölümü bekleyecektim. Hırs, hiddet neme gerekti? Yapamadım. Koştum tütüncüye, kalem kâğıt aldım. Oturdum. Ada’nın tenha yollarında gezerken canım sıkılırsa küçük değnekler yontmak için cebimde taşıdığım çakımı çıkardım. Kalemi yonttum. Yonttuktan sonra tuttum öptüm. Yazmasam deli olacaktım.”
Bir av sonrası “ırıp tayfası”nın arasına dışarıdan katılan birisine balık paylaşımında reva görülen haksızlık yüreğini dağlamıştır…
Alev alev bir “iç yangını”dır anlattığı!
● ● ●
Bambaşka bir yazıya niyetlenmiştik oysa…
Yazı nedir?
Neye yarar?
Dün ne anlam taşıyordu…
Bugün ne ifade ediyor…
Yazı ehlinin derdi nedir?
Neden yazmak gerekir?
Okuruyla “buluşamayan” yazı, yazı mıdır?
Bu ve buna benzer konulara kafa yoracaktık!
● ● ●
Pek çok sorunumuzla birlikte…
Küre özelinde tarihinin en büyük ekonomik haksızlığına uğrayan Kastamonu’nun…
“Hammadde tedarikçiliği”ne mahkûm edilen memleketimizin…
Hal-i pür melâli üstüne kalem oynatacak…
Yazılarımıza gözlerini kapatanların “körlüğünü…”
Kulaklarını tıkayanların “sağırlığını…”
Yani…
Top yekûn…
Duyarsızlığımızı irdeleyecektik!
Karınca kararınca…
● ● ●
Olmadı…
Olamadı…
Bu düşüncelere yoğunlaşmışken…
Cumartesi günü gazetemizde de yayınlanan…
CHP Kastamonu Milletvekili Hasan Baltacı’nın Meclis’te gündem dışı yaptığı konuşma düştü sosyal medyaya…
Mevzu, Küre’nin 2018 yılı için hâlâ ödenmeyen 7 milyon liralık maden payı.
Gelin bi kez daha kulak verelim:
“Kastamonu’nun en önemli maden ilçesi olan Küre’mizin
sahip olduğu yer altı zenginliği 2004 yılında yok pahasına hediye edilmişti. Şimdi de Etibakır A.Ş’nin Özel İdare ile Köylere Hizmet Götürme Birliği’ne 2018 yılı için maden payı olarak aktarması gereken yaklaşık 7 milyon lira maalesef Hazine Bakanlığı’nca gasp edilmiştir. Şubat ayında Meclis’e getirilen ve tüm itirazlarımıza rağmen Maden Kanunu’na eklenen geçici 43’üncü maddeyle bu kaynağın adresini Bakanlık olarak değiştiren iktidar, Bakanlığın 30 Haziran’a kadar bu payları Özel İdare ve Birliğe ulaştırması gerektiğini bildiği halde sessizliğini korumaktadır. Köylere yönelik planlanan yol, su ve alt yapı işlerine ait bu ihaleler bu gaspçı anlayış nedeniyle bir bir iptal edilmektedir. Hazine Bakanlığı bir an önce maden paylarını ödemelidir. Küre ilçemizin maden payından elinizi çekin.”
Halimizin arzı…
Sayın Baltacı’ya teşekkür ediyoruz.
● ● ●
Geldiğimiz nokta bu!
Şimdi…
Bu konuşmanın üzerine geçmişe dönüp…
Malûmunuz olan pek çok detayı yeniden gündeme getirmeyeceğiz…
Yer altı zenginliklerimizi yöremizin refah ve mutluluğunu artırmaya dönük olarak kullanabilme şansını nasıl olup da elimizden kaçırdığımızı sorgulamayacağız…
Kobaltımızın, piritimizin…
Bizim için aş, iş üretmek yerine…
Mardin Mazıdağı’na kurulan milyar dolarlık tesislere “yolculuğu”na seyirci kalışımızı hatırlatmayacağız…
Sadece tek bir şey söyleyeceğiz:
Vah benim Kürem…
Vah benim Kastamonum…
Vah benim memleketim…
Devenin yükünden onmadın ki, silkintisinden nasıl onacaksın?
● ● ●
Düştüğümüz hale bakın…
Akıl alır şey değil.
Neyse…
Sait Faik ne diyordu?
“Yazmasam deli olacaktım.”
Alın bizden de o kadar!