Kastamonu Kamu Hastaneleri Birliği Genel Sekreterliği Dr. Münif İslamoğlu Devlet Hastanesi nde görev yapan Psikiyatri Uzmanı Dr. Buğra Çetin depresyon hakkında önemli uyarılarda bulundu..
Depresyon, kişinin kendisini çökkün, mutsuz hissettiği, daha önce yapmaktan keyif aldığı aktivitelere ilgisini yitirdiği, yapmaktan keyif almadığı, uyku, iştah bozuklukları, yorgunluk, bitkinlik gibi fiziksel belirtilerin ve değersizlik hisleri, kendine güvensizlik, dikkati toplayamama, unutkanlık gibi bilişsel belirtilerin görüldüğü ruhsal bir hastalıktır.
Depresyon, bedensel ya da başka bir ruhsal hastalığa bağlı olmaksızın birincil olarak ya da guatr, kansızlık, bunama,kanserler, beyin tümörleri vb. hastalıklar veya kullanılan ilaçlara bağlı olarak ikincil olarak görülebilir.
Depresyon maddi sorunlar, evlilik sorunları, sosyal sorunlar, ilişki sorunları gibi stresli bir olayla tetiklenebilmekle birlikte ortada görünür bir neden yokken de ortaya çıkabilir. Belirtileri birden başlayabilir ya da aylar ve yıllar içinde yavaş yavaş gelişebilir. Depresyonun belirti ve bulguları değişkenlik gösterir. Huzursuzluk ve olağan ilgilerinden ya da yaşam sevinci veren etkinliklerinden kopma gibi durumlar da depresyonun birer dışavurumu olabilir.
Depresyon tanısı koymada önemli olan nokta tüm bu belirti ve bulguların yaklaşık iki haftalık bir dönem sırasında olması ve kişinin günlük işlevselliğini etkiliyor olmasıdır. İşlevsellikteki azalma bir memur için işlerini eskisi gibi hızlı yapamama şeklinde olabilirken, bir ev hanımı için ev işlerini yapamama, çocukları ile eskisi gibi ilgilenememe ya da bir öğrenci için ders başarısında düşme şeklinde olabilir.
Tedavi edilmemiş depresyon dönemleri 6-24 ay, tedavi edilen dönemler ise genellikle 3 ay sürer. Tedavinin yarım bırakılması veya ilaçların düzenli kullanılmaması gibi durumlarda depresyonun yineleme olasılığı yüksektir. Bir kez depresyon geçirmiş bir kişide depresyonun yineleme olasılığı % 50 iken, iki depresyon atağı geçirmiş kişide bu oran % 70-80’lere çıkar. Bu nedenle depresyonun tedavi edilmesi ve atakların önüne geçilmesi yinelemeleri önleme açısından çok önemlidir.
Hafif depresif ataklarda ilaç tedavisine gerek olmadan psikoterapi ile tedavi mümkün olmakla beraber depresyonun tedavisinde genellikle ilaç kullanımına ihtiyaç duyulur. Anti depresan adı verilen bu ilaçlarla ilgili toplumda yanlış kanılar mevcuttur ve bu da pek çok kişinin tedaviden uzak kalmasına sebep olmaktadır.
Bu yanlış kanılardan en önemlisi bu ilaçların bağımlılık yaptığıdır. İlaçların başlandığı ilk günlerde nadiren sersemlik hissi, ağız kuruluğu, baş dönmesi vb. yan etkiler görülebilmekle beraber yaklaşık 10 gün içinde bu etkiler geriler. Bağımlılık yapıcı etkileri ise yoktur.
Anti depresan ilaçların kullanım şekli ile ilgili sık görülen bir yanlışlık ise ilaçların her gün düzenli şekilde alınmayıp kişinin kendini iyi hissettiğinde ilacı almayıp sıkıntı, huzursuzluk duyduğunda almak şeklinde kullanımıdır. Anti depresan ilaçların etkisi ancak her gün düzenli şekilde kullanıldıklarında görülür.