Bu sefer Elazığ ve Malatya yaşadı depremi. Allah, hayatını kaybeden vatandaşlarımıza rahmet eylesin, evini yurdunu kaybedene sabırlar versin. Yine bir iki hafta deprem ile yattık kalktık. Ulusal, yerel sözlü, yazılı basında tüm haber kaynakları depreme odaklandı.
Türk halkının deprem uzmanlığı yine hemen dikkat çekti. Nasıl uzman olmayalım, Almanya’da 3 bin 800, tüm Avrupa’da 30 binden az müteahhit varken, Türkiye’de 330 bin (yazı ile üçyüzotuzbin) müteahhit var. Sadece İstanbul Ticaret Odasına kayıtlı müteahhit sayısı tüm Avrupa’nın iki katı 60 bin kişi.
Hal böyle olunca biz uzman olmayacağız da kim olacak?! ‘Her Türk asker doğar’ sözünü artık ‘Her Türk müteahhitolur’ diye değiştirip zamana uyum sağlanmakta geç bile kaldık.
Peki müteahhit olmak için ne gerekiyor? Ne kadar süre alıyor?
18 yaş üstü T.C. vatandaşı ol yeter. 2 bin TL’yi gözden çıkartan herkes hiçbir diploma, eğitim, sınav, sorgu-sual gerekmeden bir hafta içinde müteahhit olabilir. Sonrası daha da kolay; paran varsa yap-sat yaparsın, paran yoksa sat-yap yaparsın. Türkiye’deki en kolay ve en saygın meslek müteahhitliktir.
330 bin uzman müteahhidin olduğu yerde tabii ki fikir ayrılıkları da olacaktır. Deprem uzmanlarımızın bazıları (ki bunların çoğu müteahhit değil üniversite hocası, yazar, gazeteci, TV programcısı; yani bu sayıya dahil değil.Onları da sayarsak 1 milyon uzman oluruz) hâlâ sağlam zemin, sağlam malzeme, sağlam bina, fay hattı, toplanma alanı vb detaylarla halkımızı yorarken aradığım uzmanı bir gazete haberinde buldum.
Yıldız Teknik Üniversitesi’nden bir profesör doktor deprem sebebine noktayı koydu:‘Çocuk yaşta evlilik bitti deprem geldi!!!’Hoca dediğin böyle olacak arkadaş! Milletin kafasını fay hattıydı, çürük zemindi, kötü malzemeydi yormaya gerek yok, direkt sonuç, direkt çözüm:‘Serbest bırakın küçük çocuklar ile evlenme hakkını, deprem olmasın…’ Sloganı bu. Adam profesör, hem de Türkiye’nin en saygın üniversitelerinden birinde hoca; elbet bir bildiği vardır,boş boş konuşacak değil ya.
Gerçi bu depremler 4,5 milyar yıldır sürekli oluyor ve insanoğlu bu sürenin çok sınırlı bir döneminden beri var. Dünya yaradılışında insanın olduğu süre bir gün içinde birkaç saniyeye tekabül ediyor. Yani dünyanın yaradılışını bir gün sayarsak o günün son birkaç saniyesinde biz varız. O zaman insan yokken neden deprem oluyordu ki? O zamanda dinozorlar mı beddua etti acaba?Neyse, hocanın bir bildiği vardır, bize izah eder.
Tek tesellimiz ise deprem sonrası başta UMKE ve AFAD ekipleri olmak üzere hızlı bir şekilde yapılan arama kurtarma çalışmaları oldu. Tüm ülke seferberlik ilan etti adeta. Şehrimizden de uzman arkadaşlar anında yollara düştüler. Hızır gibi yetiştiler. Allah hepsinden razı olsun. 1999 Gölcük depremini Gebze’de yaşayan ve o kargaşayı hatırlayan birisi olarak bu koordinasyonun kıymetini çok iyi bilirim.
Ayrıca tüm Türkiye’den yapılan yardımlar, kampanyalar… Bu gibi durumlarda büyük milletiz vesselam, kim ne derse desin.
“Bende farklı, kalıcı, faydalı ne yapabilirim” diye düşündüm ve bir kampanya başlatmaya karar verdim.
Çocuk evliliği ile deprem bağlantısını çözen bu profesörü yurtdışına göndermek ile kampanyayı başlatıyorum. Türkiye’ye dönmemek kaydıyla dünyanın hangi ülkesine gitmek isterse uçak bileti benden. Hem de birinci sınıf. Yanlış anlaşılmasın, amaç onu Türkiye’den postalamak değil,dünyanın onu kazanmasını sağlamak. Bu şekilde bu hocanın engin bilgisinden dünyanın faydalanmasını sağlayabilirsem ne mutlu bana.
Maalesef Türkiye’de bu hocalardan çok fazla var, ama dünya bu konuda aç, hizmete muhtaç. Sizde böyle birer hocayı bulup masraflarını karşılayıp yurt dışına göndererek kampanyaya katılabilir, deprem için kalıcı bir hizmette bulunabilirsiniz.
Kampanyaya katılımınızı bekliyorum.
FEZA TİRYAKİ