Türkiye atçılığının önde gelen ailelerinden Uluçayların Seydiler’deki harası, hipodromların tozunu atan yarış atlarının üretim merkezleri arasında yer almayı sürdürüyor.
1992’de kapatıldıktan 19 yıl sonra 2011’de yeniden açılan haranın sahibi Çağlar Uluçay, “Kastamonu iklim olarak atçılığa çok müsait bir yer.
Hipodromlarda koşan safkan atların birçoğu bu iklimden, bu coğrafyadan çıkmaktadır. Biz de burada elimizden geldiği kadar atları yetiştirip Kastamonu’nun reklamını yapmaya ve buradaki iklimimizi, coğrafyamızı tanıtmaya çalışıyoruz” dedi.
“Demir atlar ülkesi” yani Paflagonya’ya, yani bu topraklara bu adı verdirten coğrafi koşulların uygunluğu, Kastamonu’yu at yetiştiriciliği konusunda özellikli kılıyor.
Bunun en güzel örneğini oluşturan Seydiler ilçemiz, Gazi Koşusu, Cumhurbaşkanlığı Koşusu gibi büyük yarışları kazanan şampiyon tayların yetiştirme merkezi olma özelliğini sürdürüyor.
1992 yılında kapattıkları harayı tekrar faaliyete geçirmek için 2011 yılında Seydiler’e geldiklerini söyleyen Çağlar Uluçay, “Kastamonu iklim olarak atçılığa çok müsait bir yer. Kastamonu yüksek bir rakım, atların gelişmeleri ve ciğerlerinin büyümeleri için tam biçilmiş bir kaftan. İlk jenerasyonda gayet başarılı atlar çıkarttık ve halen çıkartmaya devam etmekteyiz. Örneğin bir Gazi koşusunu kazanan Miramis, bir Cumhurbaşkanlığı koşusunu kazanan Abrek Rettin, yine Hipodromda yarış kazanan Kepezstrom, Fuat Ağa ve Monomur gibi atlar yine Kastamonu gibi bu coğrafyadan çıkan atlardır” dedi.
Doğan tayların Seydiler At Çiftliği’nde 1,5 yaşına gelene kadar bakıldığını söyleyen Uluçay, “Akşam da tımarları ve bakımları yapılıp, tekrar yemleri verilir. Burada bir idman yapmıyoruz, burası sadece yetiştirme yeridir. Yaşı gelen atlar İstanbul’da hipodromda veya diğer hipodromlara gidip orada eğitimleri yapılıyor. Bu hipodromlarda binek eğitimleri veriliyor atlara. Ondan sonra atları yarışlara hazırlıyoruz. 1,5 yaşından sonra hipodroma gidiyor. Hipodromda gerekli eğitimler verildikten sonra yarışlara hazırlanıyor. Şu an mevcut bulunan atlarımızın geneli hep Amerika’dan gelen kısraklardır. Şu an sayılarını biraz azalttık, tekrardan çoğaltacağız. Bunu daha kaliteli atlarla yetiştirmek istediğimizden dolayı yaptık bunu” diye konuştu.
“Kastamonu’nun tanıtımını yapmaya çalışıyoruz”
Kastamonu ve Seydiler’deki iklime İngiliz atlarının daha uygun olduğuna dikkat çeken Uluçay, “Çünkü burası yüksek rakım. Fakat buradan çıkan başarılı atlar arasında Arap atları da bulunuyor. Gerek pansiyon olarak baktığımız gerekse kendimize ait Arap atları onlar da bu iklimden çıktı. Arap atlarının bu iklime çok uygun olmadıkları söyleniyor ama yine buradan başarılı Arap atları da çıktı. Ama buradaki atların yüzde 90’ınını İngiliz atları oluşturuyor. Az miktarda Arap atımız bulunuyor. Hipodromlarda koşan safkan atların birçoğu bu iklimden, bu coğrafyadan çıkmaktadır. Biz de burada elimizden geldiği kadar atları yetiştirip Kastamonu’nun tanıtımını yapmaya ve buradaki iklimimizi, coğrafyamızı tanıtmaya çalışıyoruz” dedi.
“Tarım Bakanlığı olarak atların sağlığından sorumluyuz”
Tarım Bakanlığı olarak atların sağlığından ve kayıt işlemlerinden sorumlu olduklarını belirten Seydiler İlçe Tarım ve Orman Müdürü Orhan Çanakçı ise, “Tarım ve Orman Bakanlığına bağlı aynı zamanda buraya bağlı Yüksek Komiserler Kuruluna kayıtlı Damızlık At Yetiştiriciliği İşletmesidir. Burada bakanlığa bağlı olarak bizim ilçe müdürlüğümüzün yaptığı görevler var. Birincisi atların sağlığından sorumluyuz, aynı zamanda kayıt işlemlerini yapıyoruz. Sağlık açısından bize düzenli olarak bu hayvanların aşılarının yapılma zamanları bakanlığımız tarafından kayıt sisteminden bildirilir ve gelen aşılarla hayvanların aşılarını yaparız. Ayrıca gebe hayvanların doğum yaptıktan sonra yetiştiricisi tarafından bize 3 ay içerisinde doğan yavruların bize bildirilmesi gerekiyor ve bunların 6 ay içinde de kayıt yapılması gerekiyor. Kayıt uygulaması bu elimizde gördüğümüz enjektörün içinde seri numaraları buluna çipler bulunmaktadır. Bunu biz hayvanın adalesinin içine yaparız ve bu cihazla da bunlar okunur” ifadelerini kullandı.
Tarım ve Orman Bakanlığı olarak ellerinden gelen desteği işletmeye sağladıklarını ifade eden Çanakçı şöyle konuştu:
“İşletme sahiplerin kendilerini hem burayı baba ocakları olduğu için hem de daha güzel iklim ve daha iyi randıman aldıkları için burayı tercih ediyorlar. Zaten bizim Seydiler ilçesi diğer bölgelere göre biraz daha sert iklimi ve havası olan ama ona göre de temiz havası olan coğrafya olduğu için burayı tercih ediyorlar. Biz de elimizden geldiğince her türlü yardım ve desteği kendilerine yapıyoruz. Türkiye’de yarışlarda söz sahibi olmuş bu tür damızlık atların ve bunların yetiştirildiği tayların olması bize hem burada çalışan bir teknik personel hem de bu memleketin insanı olarak bizlere büyük bir gurur veriyor. Kendilerine teşekkür ediyorum ve başarılarının devamını diliyorum.” İHA