Yazmakta geç kaldım. Uluslararası bir başarımız yerel gündemimizde iki hafta gecikti.
Aslında hem şehir hem de ülke olarak sportif başarıya aç olduğumuz şu günlerde yine toplum içinde dezavantajlı bireyler olarak gördüğümüz insanlarımızdan geldi bu başarı. Göğsümüzü kabarttılar. Sağ olsunlar.
Ampute milli futbol takımımız üst üste 2. kez Avrupa şampiyonu oldu. 2017 İstanbul, 2021 Krakow- Polonya.
Hem de ne şampiyonluk finalde İspanyayı 6-0, turnuvada Gürcistan’ı 10-0, İtalya’yı11-0, İrlanda’yı 4-0 ve Rusya’yı 5-2 mağlup ettiler.
Lakapları ‘Efeler‘dir. Sonuna kadar hak ediyorlar.
Hak etmedikleri ise halk olarak bizim bu başarıya gerekli ilgi ve saygıyı göstermememiz. Aynı Kadın Voleybol Milli Takımımızın başarılarında olduğu gibi sessizce sevindik. O da bu başarıdan haberi olan küçük bir halk kesimi için geçerli.
Bir düşünsenize bu başarıyı teknik direktöründen, futbolcusuna milyonlarca dolar para kazanan AMilli Takımelde etseydi neler yapardık?
Her şehirde konvoy düzenler meşaleler eşliğinde trafiği kitlerdik.
Şehir meydanlarında milli marşlar söyler. Avrupa’yı ezdik diye bağırır çağırırdık.
Hatta hızımızı alamaz sağa sola ateş eder balkondan sevinenleri vururduk.
Milyonlarca dolar para aldığı halde averaj takımı olan, sıfır puan çekip tek gol atabilen Milli Takımı bu kadar bağrımıza basıyoruz da önüne geleni hallaç pamuğu gibi atan Ampute Milli Futbol Takımını neden göklere çıkarmıyoruz?
Hadi bir cevap bulalım. Ben bulamadım
Her mecrada olduğu gibi sporda da başarı için sağlam vücuttan önce sağlam beyin, sağlam ruh gerekiyor demek ki.Ampute Milli Futbol Takımı bunu bize gösterdi.
İyi ki varlar. Türkiye’de futbol oynandığını dünyaya gösterdiler.
(*) Ampute: Kaza veya başka sebeplerle bir takım uzuvları kaybetmiş insan.
Feza TİRYAKİ