Baba tarafından Daday, anne tarafından ise Taşköprülü bir ailenin oğlu, 2016 yılında Kastamonu İl Kültür ve Turizm Müdürlüğündeki araştırmacılık görevi sırasında kendi isteğiyle emekliye ayrılan şair ve hikâye/öykü yazarı Numan Karanlık’ın ilk öykü kitabı İçimdeki Dağ/Daday Öyküleri (İstanbul 2018, 208 s. Ozan Yayııncılık) üzerine Kastamonu gazetemizdeki 28 Eylül 2021 tarihli baskıda bir köşe yazısı yayımlamış, öykülerini beğendiğimizi belirtmiş, yazmayı sürdürmesini tavsiye etmiştik. Meğer, değerli hemşehrimiz 2021 yılında ikinci öykü kitabını da yayımlamış. Bize 8 Eylül 2022 tarihinde göndermek nezaketinde bulundu. Kitap, gazetedeki değerlendirme yazımızdan önce yazılıp baskıya hazırlandığı için (kitapta basılış Mart 2021) küçük eleştirilerimiz doğal olarak dikkate alınmamış. Üçüncü kitap için geçerlidir artık görüşlerimiz. İkinci kitabın künyesi şöyle:
Numan Karanlık: Dağlar Duman, Daday Öyküleri 2, İstanbul 2021, 264 s. Ozan Yayıncılık.
Yazar anı öykü tekniğinde yazmış 24 öyküsünü. Bir bölümü başından geçenler, bir bölümü ise dinledği hayat kesitlerinden ibaret. Tabii, kurgulama sırasında yaratıcılık yeteneğini de kullanmış. Serim, düğüm, şaşırtıcı sonuç planı çoğu öyküye hâkim görünüyor. Akıcı bir dil kullanılmış. Yazım hataları birçok kitaba göre çok az denebilir. Birinci kitapla ilgili yazımızda da belirttiğimiz gbi bu güzel ziyafet sofrasındaki yemeklerin lezzetini artıran baharatları biraz eksik. Mahallî kültürün terimlerine epeyce yer verilmekle beraber yine de köylünün o güzel deyimsi, atasözlerini andıran sözlerinden yeterince yararlanılmadığını görüyoruz.
Öykülerde; İstanbul başta olmak üzere gurbetteki Dadaylıların, askerdeki hemşehrilerin yaşadıkları olaylar, köy kadınının ağır işçiliği, talihsiz evlilikler, orman içi köylülerin geçim zorlukları, omancılarla ilişkiler, çobanlık, avcılık, ormanın vahşi sahipleri, hastalıklar ve tedavileri, düğünler öykülerin ana konuları. Numan Bey’in Daday ormanlarındaki gezintileri, balık tutması, çaylarda çimmesi okurken bizi Kavacık (Araç’ın) köyüne götürüveriyor. Evrak öyküsünde köyümüz Kavacık’a da gittik. Çoban Adil, Hacercik, Kara Hamdi duygularımızı alt üst etti. Hele bir öykü var ki, Daday’la ilgisi az olmasına karşın yüreğimizi ısıttı. Kastamonu Müzesinin kurucusu, Paflagonya adlı ünlü eserin yazarı, arkeolog Araçlı Ahmet Gökoğlu’nun bir anısından yola çıkılarak kaleme alınan Çanak adlı öykü (s.59-62).
Kitaptaki 24 anı öykünün adları şöyle:
Ateş Böcekleri, Topaç, Adil, Av, Ceza, Çanak, Çürük, Diş Ağrısı, Düğün, Evrak, Garip, Hacercik, Halkalı Şeker, Kara Hamdi, 49 A 1, Kıyma, Köpekler, Nizamk, Odun, Sel, Sepken, Soymuk, Tombul Bülbül, Yangın.
Öykülerden sonra birinci kitap ve ikinci kitabın dosyasını okuyanların yazdıkları yorumlara yer verilmiş. 26 kişinin olumlu yorumları… Bunların başında yazar Mirati Madak geliyor. Arka kapağa da alınan değerlendirmesinde şu cümlelerin altını çizmek istiyoruz:
“Numan Karanlık, ayrdınlık düşünceli bir kişi. Yaşadığı zamana ve doğduğu topraklara alıcı gözle bakmakla kalmıyor; gördüklerini, izlediklerini, özlediklerini ve eleştirdiklerini yalın bir dille işliyor.
Anıdan yola çıkıp öykü tadını bulmuş.
İlk kitabı İçimdeki Dağ’dan sonra yazma serüvenini sürdürmesi sevindirici. Dağ bayır gezmek, derinlere inmek, Kastamonu ormanlarında soluklanmak isteyenlere birebir. Sizi bir geziye çıkarıyor; yorulmaz bir doğa sevdalısı Numan Karanlık…”
Kitap, öykülerde geçen yerel/mahallî sözcük ve deyimlerin anlamlarını açıklayan altı sayfalık sözlükle sona eriyor.
İçimdeki Dağ’la ilgili yazımızda da vurguladığımız gibi Numan Karanlık, Daday öykülerini, ayrıca Taşköprü öykülerini yazmayı mutlaka sürdürmeli. Sadece öykülerin baharatını biraz daha artırmalı. Yazdıklarından, bugün ve yarın sadece edebiyatçılar değil; halk bilimci, toplum biilimci ve ekonomistler de yararlanacaklar. Az onur mu bu durum?
Yakın yıllarda Dadaylı hikâye/öykü, roman yazarlarının çoğalması bizi ayrıca mutlu ediyor. Mümtaz Tiftik’in lokomotif görevi gördüğüne inanıyoruz… Allah sayınızı daha da artırsın!
Bir şey daha eklemeliyiz… Yazarın kalemi yazdıkça işlek hâle gelir. Yeteneğin üzerine toz konmasına, hele hele pas tutmasına asla izin vermemeliyiz. Daday öyküleri 3 ve 4’ü heyecanla bekliyoruz. 24 Oğuz boyu öykü olmasını beklemeyelim. 12, düzine boyu da şans getirir…
NAİL TAN